ANNEANNEM VE KABUSLARIM

Anneannemi hiç tanımadım. Annem de tanımamış, üç dört yaşlarındayken bir barsak hastalığından ölmüş.
Tanımayı, anneanne sevgisini tatmayı çok isterdim. Yıllarca annemin nüfus kâğıdında sadece adını gördüğüm kadın kanlı canlı karşımda olsun isterdim.
Babaannem vardı, yıllarca birlikte yaşadık, rahmetli iyiydi hoştu ama, sevgisizdi. Anneanneler farklıdır, daha sevgi doludur, yani en azından benim tanıdığım anneanneler böyle. Belki annemin bile göstermekten imtina ettiği sevgisini ondan alabilirdim, kim bilir?
Geçen gün erkek kardeşim sormuştu, "Abla, anneannemin adını biliyor musun?" diye, bir iş için gerekliymiş. Fark ettim ki ailede annemin dışında benden başka bilen yok onun ismini. Bırak ismini, kızlık soyadını bile biliyorum ne tuhaf!
Şahizar. Anneannemin adı Şahizar imiş. Çocukluğumda çok müzikal gelirdi bana bu isim, hâlâ öyle gelir ya, yıllarca, "Keşke ismimi Şahizar koysalarmış" dedim. Artık, iyi ki koymamışlar diyorum. Çünkü Şahizar, ağlayan, dert çeken, içli demekmiş. İnsanın, kendisine konulan adın kaderini yaşadığına inanıyorum ben. Zaten anneannem de hep dertli, acılı, ağlayan bir kadınmış. Dedemi de savaşta kaybedip erken yaşta dul kalınca iki çocukla, iyice kötülemiş.
Sonrası, yetim kalan, amca yanında şiddet ve sevgisizlikle büyüyen iki çocuk. Alamadıkları, tarifini bile yapamadıkları sevgiyi, büyüyüp anne olduklarında kendi çocuklarına da veremeyen iki yetim çocuk.
Hep düşünmüşümdür, anneannem olsaydı, çocukluğumun sokağı Gümüşarayıcı'da gördüğüm o kabusları görür müydüm diye. Bahçe duvarına yaslı komşu evlerin damlarında beni kovalayıp duran ucubeleri yıllar sonra bile görüyorum. Kabuslarım hiç değişmiyor, ucubeler kovalıyor, ben kaçıyorum ve nefes nefese uyanıyorum.
Ne olmuştu acaba, beni bu kadar etkileyen ne olmuştu da o kabusları görmüştüm? Bu ne güçlü bir etkiydi ki hâlâ görmeye devam ediyorum?
Oysa en sevdiğim evdi o ev. Çok fazla ilki yaşadığım yerdi. Ama öyle bir şey olmuş ki beni fena sarsmış, malesef hatırlayamıyorum.
Bilmeyi ise çok istiyorum.
Dertli, içli, ağlayan da olsa anneannem yaşasaydı bizi severdi biliyorum.
Sevgi ile büyüyen çocuklar kabus görmezler.

Yorumlar

  1. nurtencim tanıştığıma memnun oldum canım
    hoş paylaşım
    bana da beklerim
    :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de memnun oldum efendim. Sayfanıza baktım, gerçekten hoş ve değişik. Yemek sunumu yapıyorsunuz, ama güzel şiirler ve hikâyelerle süslüyorsunuz. Nevi şahsına münhasır biri olduğunuz belli:) Görüşmek üzere. Teşekkürler...

      Sil
  2. Ne desem o duygunun size verdiği düşünceyi silemem. Lakin, anneanne konusunda söyediklerin doğru. Beni ve kardeşlerimi okutan annaannem oldu. Allah rahmet eylesin ebediyete göç etmiş tüm anneannelere...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amin... Benim annem, anneanne olunca çok değişti biliyor musunuz? Bize veremediği sevgiyi torunlarına misli misli veriyor. Gözünden sakınıyor adeta.

      Sil
  3. Son zamanlarda yazdıklarınızı okudukça bizlerde duygulanıyoruz bunu bilesin...Çünkü benzer diyebileceğimiz yaşam yakamızı bırakmıyor. Gerçi her kesde aynı sorunlar ve duygular zaman zaman oluyor. Siz ise bunu yazıya dökme başarısını gösteriyorsunuz. Selam ve saygılar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hüseyin bey teşekkür ederim övgünüze. Benzer yaşamlar yakamızda evet. Bazen fena halde duyumsuyorum içimde geçmişi, sıkıntılarımı yahut küçük mutlulukları. O zaman yazmakla rahatlıyorum ancak. Benden de selâm ve saygılar.

      Sil
  4. Nurten'im Şahizar hanımın öyküsü gerçekten de adı gibi acıklı, dert çekmiş:((keşke tanısaydın, belki dediğin kabusları, ucubeleri görmezdin, söylediğin gibi anneanneler (istisnaları da vardır mutlaka)sevgi dolu oluyorlar, torunlarına çok düşkün oluyorlar,ama senin de kaderin öyleymiş canım:((o kabusun mutlaka bir nedeni vardır çocukluğuna ait:((çocuklar hassas oluyorlar bilinçaltına itsek bile kabuslarımıza giriyor yaşadıklarımız..:((hala görmen çok kötü:((aslında hipnozla belki kurtulabilirsin belki o olayı sana hatırlatır hipnoz, hatırlayınca da kabuslarına girmekten kurtulursun bilemiyorum tabii..iyi bir fikir mi? yoksa kötü bir fikir mi?...bir daha öyle kabuslar görmemeni içtenlikle diliyorum...sevgilerimle

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen ben de öyle düşünüyorum Müjde'ciğim, hipnozla cevap bulabilirim sanırım bu soruya. Bence iyi fikir, eskiden olsa korkardım, artık korkmuyorum. Hayatımdaki her şeyin, iyi ya da kötü ortaya çıkmasını istiyorum. Kabusları ise en çok erken yattığımda görüyorum ilginçtir. Bu yüzden kaç gece geç yatıp uykusuz kaldığımı bilirim. Sağol canım, epeydir görmüyorum, umarım uzun sürer:)

      Sil
  5. çok ilginçtirki benimde dere rüyam vardır yıllarca kurtulamadım o rüyadan lanet gibi kabus! aklımada geldi umarım bu gece rüyama gelmez,sevgiler ...

    YanıtlaSil
  6. İsimlerin kişinin üzerinde ki etkisine inananlardanım...
    Ben hem anneannemi hem babaannemi tanıdım ve ikiside şuan hayatta ama babaannemden ne biz ne de çocukları sevgi görmemiş. Hala suratsızdır ve mutsuz bir kadındır.
    Ananemde kendi halindedir ne kadar sevdiğini söylemesede hareketleri ile belli eder. Bazen sorarım anane beni seviyor musun? diye seviyorum der. Neden peki sormadan söylemiyorsun derim " ne bileyim kızım, biz öyle bir şey görmedik ki" der... ne tuhaf. Bizler sevgi arsızı olmak isterken onlar görmemişler tatmamışlar böyle bir duyguyu, bu yüzden de eksikliğini hissetmiyorlar...
    Bu arada annem hem babasından hem annesi yönünden şanslı ama diğer kardeşleri gibi benciller. Bazen düşünüyorum; biri mi hiç çekmez anne babasına diye....

    YanıtlaSil
  7. Nurten'im az önce denedim, sana yorum yazarken "robot olduğunuzu kanıtlayın" uyarısı çıkmıyor:)))için rahat etsin:)))öptümmm

    YanıtlaSil
  8. Merhaba sevgili Nurten,
    yazını bir solukta ve yazılarını özleyerek okudum. Sevgili anneannenin "Şahizar" teyzenin hikayesi hakikatten çok üzücü. Beni çok etkiledi. O dönemlerde yaşayan birçok insan gibi senin anneannen ve annen de çekmişler maalesef...
    Senin yazının üzerine ben de kendi anneannemi (rahmetli) içim sızlayarak hatırladım. Anneanne diyince burnu sızlayanlardanım. Anneanneleri ile büyüme şansına sahip olan ender çocuklardan biriyim ben de. Anneannelerini benim gibi çok sevenler neden “şans” dediğimi anlamışlardır hemen. Ben ilk konuşmaya başladığım andan itibaren anne ve baba demeden önce “anneanne” diyenlerdenim. Hani diyorsun ya "Sevgi ile büyüyen çocuklar kabus görmezler..." Ne kadar da doğru. Bu konuda hem şanslı hem de çok şanssız bir çocukluktu bizimkisi. Anneanne ve babaanne çok ama çok sevdi bizleri... Bizlerin de tek eksiği anne ve babaydı... Onlar gurbette... Bizler başka yerde... Benim kabuslarım "anneannemden" ayrılıp yurtdışına gittikten sonra başladı... Onun sıcaklığını sevgisini o kadar çok özlüyorum ki anlatamam. Benim için anneannem uykumdan önceki edilen duamdı. Öyle duygulandırdın ki beni. Bir de fonda dinlediğim (Barbra Streisand All I Know Of Love - (Duet)Josh Groban) müzik beni hüngür hüngür ağlattı. Bugün bir daha ne nette dolaşabilirim ne de birşeyler yazabilirim.

    Umarım bir daha böyle korku dolu kabuslar görmezsin sevgili Nurten. Kusuruma bakma lütfen. Oldukça uzun oldu yorum yazmam ama bu seferlik böyle olsun. :-)
    En kısa sürede tekrar görüşmek üzere.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aşkolsun sevgili cafezey, bu uzun yorumun beni çok mutlu etti. Dokunmuşum geçmişine, yaralarına. Hele böyle bir müzikle biraraya gelince ben de ağlamadan duramazdım inan. Görüşmek üzere canım.
      Bir kaç gündür yazamıyorum, bir yandan ev taşıyorum bir yandan iş yüküm fazlalaştı, zorunlu bir ara verdim yani.

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar