KURTULUŞ SON DURAK


İş güç bahanesiyle oldukça seyrekleşmeye başlayan sinemaya gitmelerim oğlum tarafından şikayet konusu olmaya başlayınca dayanamadım. Onu kırmamak adına ve anneme kandil ziyaretimi erteleyip fırça yemek pahasına teklifini kabul ettim.
Akşam yemeğini de dışarıda yedikten sonra KURTULUŞ SON DURAK filmine girdik. Biliyorsunuzdur, kadına şiddeti anlatan bir film bu. Oğlumun seçimiydi, daha önce bir kez tek başına gidip izlemişti, çok beğenmiş bir kez de benimle görmek istedi. Son hafta gösterimiydi, iyi ki gitmişim.
Barış Pirhasan senaryoyu yazmış, oğlu Yusuf Pirhasan da yönetmenliğini yapmış. Kim bunlar biliyor musunuz? Yıllar önce çekilen Fatmagül'ün Suçu Ne filminin senaryosunu yazan Vedat Türkali'nin oğlu ve torunu. Yani üç kuşak kadın dostu diyebiliriz bunlara.
Film çok komik; kadına şiddeti anlatan filmin nesi komik olur değil mi? Vallahi komik, kahkahalarınızı tutamıyorsunuz, bazen gülmekten koltukla birlikte sarsılıyorsunuz. Ama filmin sonunda perdeden jenerik akarken çalan müzikle birlikte hüzün de sarıyor insanı, kalkmak istemeyebiliyorsunuz, benim gibi.
Kurtuluş'da Saadet Apartmanı'nda yaşanıyor tüm hikâye. Apartmanın adı Saadet ama, dairelerindeki kadınlarda saadet namına bir şey yok. Erkekler güçlü, örgütlü, mağrur; kadınlar güçsüz, şiddete maruz ve mağdur. Bir gün bir şekilde, apartmana yeni taşınan Eylem'le birlikte küçük bir örgütlenme oluşturuyorlar ve olaylar bundan sonra başlıyor.
Sinemada erkek egemenliğinin, şiddetin, küfürün kıyametin bolca olduğu bir dönemde böyle güzel bir iş çıkarttıkları için Barış ve Yusuf Pirhasan'ı tebrik ediyorum. Ve tabi oğlumu da. Henüz on altı yaşında böyle bir filmi seçip izleyip annesine önermesi dolayısıyla.
Film bitip eve geldiğimizde açtığımız televizyonda, bir dizi sahnesinde kadının kocası tarafından aldatıldığını anlaması üzerine bana dedi ki: "Kadınlar aldatıldığını hemen anlıyorlar anne, hissediyorlar galiba. Ama erkekler aldatıldığını hiç anlamıyor." "Sence neden?" dedim ben de. Oğlumun yanıtı, "Çünkü erkekler, karılarının kendisinden başkasına bakacağına inanmazlar", oldu.
Çok şaşırdım, oğlum doğru söylüyordu. Erkekler egolarına öyle düşkün ki ve kendilerini o kadar mükemmel görüyorlar ki, sahip olduklarını sandıkları kadının (bu sahiplik de ayrı bir mesela ya, neyse) bırak başka bir erkekle birlikte olmasını, bir başkasına bakacağına bile ihtimal vermiyorlar.
Yazık... Böyle olunca tabi, çantada keklik zihniyetiyle her şey güllük gülistanlık sanırkan bir de bakıyorlar kuş kafesten uçup gitmiş.
Nereden nereye geldim yine:)
Ben en çok apartmanın adını sevdiğimi düşündüm film bitiminde. Saadet isimli bir apartmanda oturmayı birden bire çok istedim.
Saadetime bir katkısı olur mu acep?
Esen kalın.

Yorumlar

  1. Öncelikle belirtmem gerekir ki önceden de adına yabancı olmadığım "Barış Pirhasan"ın "Vedat Türkali" ustanın oğlu olduğunu bu yazınızdan öğrenmiş bulunuyorum. Bu benim için öenmli bir bilgi kaynağı. Anlatımınız şaşırtmadı beni. Kadın ve erkeğe dair anlatımınız ve filimde ele alınış biçimi de yanıltmadı. Çünkü, gerçekleri tırpanlamak olası değil. Oğlunuzun sözlerine katılıyorum. Sanırım kadını dört duvar arasına saklamaktaki marifetimizde de benzer anlayış olsa gerek. Saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hüseyin bey, ben de yeni öğrendim bu üç nesil sanatçının akraba olduğunu film sayesinde. Benim için de önemli bir bilgi. Gerçekleri tırpanlamak hiç olası değil, haklısınız. Selâm ve sevgilerimle.

      Sil
  2. Bu filmi beğenip, annesini de götüren bir evlat yetiştirdiğin için seni tebrik ediyorum Nurten'im, şu dünyada tüm anneler senin gibi olsalar Saadet apartmanındaki gibi şeyler olmazdı ve evet erkekler çok muhteşem yaratıklar, bulunmaz Hint kumaşılar ya:)))onlar aldatılamaz!!Kadınların ne haddine!:)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oğlum için elimden geleni yapmaya çalışıyorum o kadar Müjde'ciğim. Onun önce İNSAN olması için çaba gösteriyorum. Okul, eğitim, başarı önemli tabi ama, ben başka anneler gibi yarışın en önünde olması derdinde değilim. Önemli olan insani değerleri içinde barındırabilmesi. İnşallah başarılı olurum. Sevgilerimle canım, teşekkür ediyorum.

      Sil
  3. insan bazen diyecek kelime bulamıyor.

    YanıtlaSil
  4. oğluşa kocaman sevgilerimi gönderiyorum,bende şaşırdım o küçücük yaşında kadına dair bir film seçmesi büyük bir olgunluk..bu filmi kaçırdığıma göre pc den izleme imkanı bulacağım sanırım.ne iyi yapmışsınız nurten hanımcım..ve insanın bir evladının olması çok güzel :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağol Gülçin'ciğim. İnsanın bir evladı olması güzel gerçekten. Ben pek çocuk seven biri değildim, çocuğum olsun diye bir derdim de yoktu. Ama olunca çok sevdim, çocuk isteyenleri anlayabildim. Allah isteyene versin, ama fazlasını değil:))) Sevgilerimle.

      Sil
  5. Erkeklerde ki ego.... kesinlikle Nurten Abla. Sanıyorlar ki kadınlar evlendi mi; ne yaparlarsa yapsınlar affediyorlar ve manus sadece kadınlar için geçerli... Bir nebze haklılar çünkü toplumumuz maşallah bu konuda çok ileri görüşlü.... Kadın yapınca Or....pu, erkek yapınca elinin kiri diyerek konuştukları için.... Ama iş öyle değil ama bunu anlayacak erkek de azdır be ablacım. :))))
    Bende en kısa zamanda izleyeyim bu filmi, aslında hep olumsuz cümleler duydum film için ilk olumlu yorum senden geldi.
    İyi akşamlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Valla Gülşah'cığım ben çok sevdim filmi. Olumsuz eleştiriler oluyor tabi, en iyi film için bile. En azından sadece kadına yönelik şiddete dikket çekmek adına çekilmiş olması bile önemli bence. Seversin inşallah. Sevgilerimle.

      Sil
  6. Nurten Hanım, bu devirde bu yaşta bir delikanlının çoğu akranlarının aksine böyle bir film seçmesi ve ikinci kez seyretmek için anneciği ile birlikte sinemaya gitmesi içimde küçükte olsa bir umut oluşturdu. Sizi ve evladınızı kutluyorum.Her ailede böyle bir evlat yetişse ülkemizde kadına şiddet diye bir vaka olmaz. Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yusuf bey sağolun değerli yorumunuz için. Ben oğlumu seviyorum, zaman zaman şaşırıyorum düşünce ve fikirlerine. Sanırım onunla çocukluğundan beri sürekli diyalog halinde olduğumdandır. Hep konuştum onunla, bebekken bile, anlayıp anlamayacağını düşünmeden. Hâlâ konuşuruz her konuyu. Tekrar teşekkür ediyorum. Selâm ve sevgiler.

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar