GÖZLERİN ÖYLE SÖYLEMİYOR

Herkesin gözlerinde derin bir keder var, saklı bir hüzün var, kaygı var.
Bu aralar kiminle konuştuysam bunu görüyorum. Ağzı umutlu sözler söylüyor, heyecanını anlatıyor, gözleri ise apaçık onu yalanlıyor.
Herkes böyle de ben farklı mıyım?
Hayır.
Sabahları aynaya baktığımda gülen değil, hüzünlü gözlerle karşılaşıyorum. Değişsin diye dudaklarıma gülen bir ifade konduruyorum, yok, olmuyor. Gözlerim sahteliği kabul etmiyor.
Dün bir arkadaşımla birlikteydim. Her şey yolundaymış, öyle söylüyordu, artık hayatın güzelliğinin tadını almaya başlamış. Çok sevindim, sonunda uzun zamandır yaşadığı depresyon havasından çıktığı için. Ama bir an, dinlemeyi bırakıp gözlerine takıldım, onlar başka başka şeyler anlatıyordu. Kaygı yüklüydü, kederi atamamıştı.
Bugün başka bir arkadaşımla ders arası sohbetteydim. Konumuz bambaşkaydı, yeni bir atılımın eşiğindeydi, heyecanlıydı, ama kaygılıydı. Haksız da sayılmazdı. Yalnız, insanın yeni bir atılımın eşiğinde daha coşkulu, heyecanlı olması gerekmez miydi?
Dünya öyle hızla değişiyor ki, hayat şartları öyle zorluyor ki bizi, en mutlu olmamız gerektiği zamanlarda bile sonuna kadar yaşayamıyoruz bu duyguyu.
Çok mu kompleks oldu hayatlarımız? Çok mu fazla şeye yetişmeye çalışıyoruz? Gelirimiz az giderimiz mi çok? Bu hüzünlerin, kaygıların sebebi biraz da parasal mı yoksa? Yoksa aradığımız aşkı mı bulamıyoruz, aşka inanmayan adamların arasında? Bulsak artık o nesli tükenmiş romantik adamı mutlu olur muyuz?
Bazen, "Keşke diyorum, sokaktaki şu avare kadın gibi, evindeki şu televizyon dizisinin geleceğinden başka bir şey düşünmeyen kadın gibi olsaydım. Bu kadar çok şeye kafamı yormasaydım, sorgulamasaydım, didiklemeseydim. Belki daha mutlu hissederdim kendimi."
Bilmiyorum...
Gözlerimin artık hüznü, kederi değil, neşeyi, heyecanı yansıtmasını istediğimi biliyorum yalnızca.

Yorumlar

  1. Gözlerinizin neşeyi,heyecanı ve mutluluğunuzu yansıtması diliyorum Nurten Hanım. İyi geceler. Saygılar.

    YanıtlaSil
  2. Ben fırtınadan önceki sessizlik diyorum, bu ülkede neşelenmek mümkün değil Nurten'im. Ancak anlık mutluluklar, anlık neşeler belki...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Malesef Müjde'ciğim, malesef... Ne umut ne heyecan bıraktılar içimizde. Anlık mutluluklarımızda bile kaygı var. Allah sonumuzu hayır etsin canım, öpüyorum.

      Sil
  3. İyi geceler Yusuf bey. İnşallah, tez zamanda:) Benden de saygılar, selâmlar.

    YanıtlaSil
  4. Yaşadıklaımız,gördüklerimiz ve bunların bizler üzerinde ki etkisi, bazen çok küçük şeylerde bütün dünyamızı karartabiliyoruz ancak büyük şeylerde keyfimizin yerine gelmediği de oluyor. Aklımızda ki soru işaretleri, umutsuzluk, gelecek kaygısı vs. tüm bu düşünceler bir an bırakmaz bizi düşmez yakamızdan... Nasıl düşsün ki ülkede refah yok üniversite mezunu işsiz sayısı her gün artıyor, ne olduğunu içeriğinin neler olduğunu bilmediğimiz yeni bir anayasa ile karşı karşıyayız. Seçilmişleri atanmışlara eziren bir idareci var başımızda,düzene girmeyen, her yıl farklı bir modele getirilen eğitim sistmimiz var, bir tarafta özerkliğini ilan eden, sözde milli marşını duyuran çapulcular sürüsü varken diğer taraftan buna göz yumanlar hatta ve hatta destek verenler var, Ne mutlu TÜRKÜM demenin ırkçılık,faşistlik sayıldığı ancak biz özerklik istiyoruz milli marşımız bu diye çıkan kürtler demokratik oluyor... Bir genç olarak gelecekten umutsuz olarak yaşamanın duygusu akşam evine ekmek götüremeyen bir babanın bir annenin hissetiği duyguyla aynıdır. Tüm bunlara ve daha sayamadığım bir sürü olumsuzluğa rağmen ben güçlüyüm diyebiliyorsak ne mutlu bize, ama bunu söylerken gözlerimizi kapatmamız gerekebilir...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Buroç, çok teşekkür ederim değerli yorumun için. Genç yaşında bu ifadene hayranım doğrusu. Senin gibi gençler oldukça bu ülkenin sırtı yere gelmez, gelmeyecektir. Umudunu yitirme diyorum ben. Sevgilerimle.

      Sil
  5. Buroç'un yazdıklarına aynen katılıyorum...ülkenin hali vatan haini şerefsizler ve vurdum duymazlar hariç kimsede neşe bırakmadı...gülüyorsak da içimiz kan ağlıyor:((

    YanıtlaSil
  6. Sevgili Nurtenciğim arkadaşlarımın değerli yorumlarına ilaveten bir iki cümle de ben eklemek isterim, izninle.. Gözlerde ki bu endişe, keder, umutsuzluğun nedeni, geçmişten gelen ve gelecekte de gelmesi endişesi taşıyan olumsuzlukların insan ruhunda oluşturduğu sıkıntı.Yaşanan an içerisinde ki küçücük olumlu hal yarın gelecek olumsuzluk düşüncesi içinde bulunduğu anınıda berbat ediyor. Oysa anımızı yaşıyamıyoruz, ruhumuzda ki manevi açlık bizi mutsuz, huzursuz, kederli kılıyor. Ruhumuzun gıdası sevgi eksik, dostluk, arkadaşlık, kardeşlik, vefa gibi güzel hasletlerimizi kaybettik. Madde bağımlısı olduk, herşeyimizi maddeye bağladık ama manevi duyguları gözardı ettik. Midemiz doyuyor ama ruhumuz aç. Her türli mutsuzluğumuzun temeli de bu olsa gerek.. Canım kalemin yüreğin dert görmesin..sevgilerimle öpüyorum.Sevdiklerinle birlikte gönlünce bir hafta sonu geçirmen, d,liyorum canım..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hanife'ciğim, çok katılıyorum söylediklerine. Manevi açlık, özellikle sevgi, gerçek anlamıyla dostluk yok oldu gitti. Ne kadar doğru yazmışsın, midemiz doyuyor ama ruhumuz aç. Ruhumuzu doyurabilsek, midemiz aç olsa bile, "bir çaresi bulunur" diyerek mutlu olacağımızdan şüphem yok benim. Sana da iyi bir hafta sonu diliyorum canım, öptüm.

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar