REALITY SHOWLAR


Reality show denen programlar var, biliyorsunuz. Nefret ediyorum bunlardan, izlemeye tahammül edemiyorum. Reyting uğruna bol gözyaşı, ağdalı dramatik hikâyeler, insanı çileden çıkartan müzikli ağır çekim görüntüler...
Para hırsıyla insanların duygularıyla, hayatlarındaki dramlarla oynamalar...
İzdivaç programları, komediye dönüşen dramlar.
Bir çoğu mizansen zaten. Fakat gerçek hayat hikâyeleri de var tabi.
İzlemiyorum, ama reklam aralarında tanıtımlarına rastlıyorum mutlaka. Feryat figan bağıran anne babalar, gözyaşları içindeki gelinler, korku dolu gözlerle bakan taciz mağduru çocuklar...
Aslında izlemem gerek diye düşünüyorum zaman zaman. Çünkü anlatılan, gösterilen hikâyeler hayattan alınma, bizim insanımızın hayatından alınma, yaşanmış gerçekler. Bazısını bildiğimiz, bazısından hiç haberimiz olmayan hayatlar. Değişik insan yüzleri, değişik aile değerleri...
İzleyeyim ki, toplumdaki değişimi takip edeyim, bihaber olmayayım istiyorum. Fakat, toplumdaki değişimin yönünün artıdan değil de eksiden yana olduğunu gördükçe kahroluyorum. Bir arpa boyu yol alınamadığı gibi geri geri gidilmiş olması ne acı.
Hüseyin Rahmi gibi, Reşat Nuri, Sait Faik, Halit Ziya gibi yazararın kitaplarını okudukça da hayretten kendimi alamıyorum. Ben bu yazarları çocukluğumdan beri okuduğum halde, onların yaşadıkları döneme göre ne kadar çağdaş ve cesur olduklarını görüp şaşırıyorum. Eskiden şaşırmazdım, daha gençken yani. Normaldi çünkü çağdaş olmak, bu yolda ilerlemek, olması gereken buydu. Hepimiz hayat yolunda hep ileriye gitmeliydik, geçmişi unutmadan, geleneklerimize yüz çevirmeden ileri yol almalıydık.
Şimdi normal olan anormal oldu. Yıllardır ülkemizi yöneten geri kafalı zihniyetler sayesinde insanlarımızın beyinleri yıkandı, kırpıldı, kuşa çevrildi. Gözleri bön bakar oldu, ışığı kayboldu. Azıcık çağdaş, cesur yazılar, kitaplar okuyunca, "vay be!", diyoruz; "Nasıl da korkmadan yazmış." Korku toplumu olduk çıktık, düşünce yoksulu olduk çıktık.
Yazık...
En başta sözünü ettiğim reality showların en popülerlerinden olan programı yapan Yalçın Çakır, artık bu tür programlara veda ettiğini açıklamış. "Çünkü ben bittim, akıl hastalık hale geldim" demiş. Yapımcı ve sunucusu bile tonla para kazanırken akıl sağlığını yitiriyorsa, seyredenler haydi haydi yitirir. İşte ben de bu yüzden bu programları asla izlemiyorum. Zaten sadece haber bültenlerini seyretmek bile yetiyor insanı delirtmeye. Bir de oturup bile isteye bunları seyredersek mazoşistlik olur bunun adı. Fakat reytinglere bakılırsa toplumca mazoşist olup çıkmışız bile.
Eyvahlar olsun...

Yorumlar

  1. Hay ağzına sağlık Nurten'im, o programları ben de izlemiyorum, izleyenlere Allah akıl, fikir versin.Pekçok şeyimizde olduğu gibi bu tür saçmalıkları da Amerika'dan İTHAL ETTİK. Onlarda da çok eleştiri alıyor, izleyenler genellikle Amerika'nın CAHİLLERİ, okumamışları, bir işi olmayıp 24 saat evde tv karşısında popo büyültenleri)Dediğin gibi insanlar başkalarının çektiği acıları izlemekten zevk alır hale gelmişlerse, mazoşizmdir bu.Bizim millet de mazoşist olup çıkmış.Aslında Öyle Bir Geçer Zaman ki'yi bile izlediğim için utanıyorum kendimden. Çünkü o dizi de Türk halkının ne kadar mazoşist olduğunu ispatlıyor. Dizide her tür felaket, bela yaşandı, aldatılma, boşanma, evin yanması,tecavüz,kötü adam, kötü kadın, komplolar,iftiralar, yüzü kesilen kız,ölüm,yok yok!...
    Ayrıca bu tür programlarda sırf ilgi çeksin diye danışıklı döğüş de yapılıyormuş yani milleti kandıracak bir öykü yazıyorlar mümkün olduğunca felaketlerle dolu, oraya parayla tutulmuş rol yeteneği güçlü bir,iki kişi gelip bağırıp çağırıp birbirine küfrüderek resmen ortaoyunu sergiliyor!

    Ben gündüz tv açmadığımdan rahatım. Reklamlarına bile denk gelmiyorum. Zaten gündüz tv kapalı olmasının sebebi bu. Ne yemek yapan,boncuk nakış işleyen kadınlar, ne bunlar istemem! Aman benden uzak olsun.

    Amerika'da yani bize ithal edilen kaynağının çıktığı yerde de bun programları yerden yere vuruyorlar. Orada belki kaldırılır.

    Korku toplumu olduk evet bize yakışmıyor, Atatürkçüyüz demesin korkanlar, ölümse bir gün hepimiz öleceğiz, sokağa çıkarken eve döneceğimiz garanti mi? Benim üniversite arkadaşım yaz tatilinden dönüşte trafik kazasında tüm ailesiyle ölmüştü mesela:(((ölüm her an var...belediye otobüsü bile kaza yapar, bir deprem olur gideriz, bir kalp krizi yokuz...ne korkuyoruz ki? Depremde, kazada öleceğime iyi bir amaç için öleyim arkamdan korkmadı, mücadele etti de öldü desinler.

    Çoğumuz artık korkmamaya da başladık gibime geliyor, millet içinde biriktirdi de biriktirdi patlayacağız yakındır o zaman onlar korksunlar Nurten'im...o bavul bavul sahte belgelerle iftiralar atan adam ve benzerleri ve isimlerini yazmadığım sen tahmin edersin pekçok kişiyi şöyle sokaklarda Kaddafi gibi linç edileceği günler yakındır...onlar korksun..buramıza geldi çünkü..

    Sevgilerimle öpüyorum canım
    tekrar eline sağlık


    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sorma be canım, vallahi ben de utanıyorum kendimden bazı dizileri izledikçe. Aynen: Öyle Bir Geçer Zaman Ki...
      Korkmamaya başladık mı kimimiz bilmiyorum, ama ben eskisinden daha cesur hissediyorum kendimi. Çünkü yetti artık, daha ne kadar saçmalık göreceğiz ki? Daha ne kadar susacağız ki? Daha ne kadar tahammül edeceğiz ki bu vatan hainlerine? Demir ağlarla ülkeyi asıl biz ördük diyen bir başbakanımız var maşallah. Bunlar hiç mi tarih okumamışlar, hiç mi o dönemin şartlarını bilmiyorlar? İnan akla zarar bunlar.
      Sevgiler benden canım, ben de öpüyorum seni ve deee Bücürük'ü:)))

      Sil
  2. haberlere bile tahammülüm yetmiyor, izlemiyorum, herşey o kadar olumsuzki; -memleketin her yanı bu kadar yaralı mı derken içim acıyor gördüklerime sonra benim kendi yüküm ağır diyorum kaldıramıyorum kapatıyorum dizi seyirciside değilim 2 dizi harici gömüyorum kendimi sinemaya kitaba avutuyorum gerçeklerin iç acıtası halini, görmezlikten geliyorum bazende dediğin gibi bu tarz proğramların bakılamayacak kadar basit ama gerçek olduğunu düşünüyorum belkide tv lere konu olacak özel hayatların bizlere yansıması hoşuma gitmiyor, sevgilerimle, öpüyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok, vallahi artık haber izlemiyorum. Eskiden sabahları uyanır uyanmaz haber kanalını açardım, şimdi müzik kanalını açıyorum. İşe gidene kadar negatif yükleneceğime pozitif yüklenip motive olmuş olarak çıkıyorum evden.
      Ben de seni öptüm canım.

      Sil
  3. Ben televizyon izlemeye tahammül edemiyorum Nurten Abla. Hele o Ylaçın Abi programı başlı başına bir felaket. Eşimin babaannesi çok seviyordu ve denk geldiğimizde.. Allah'tan evlerine biri gelince kayınvalidemler televizyonu kapatıyorlar.
    İzleyenlere Allah akıl fikirden öte ruh sağlığı versin.
    Sevgiler. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amin Gülşah'cığım. Tahammül ötesi programlar bunlar.Sevgilerimle canım.

      Sil
  4. Negatif şeyleri seyredip okumak insanı negatif etkiliyor,
    bu aralar çok negatifim:)
    sevgilerimle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kim negatif değil ki bu aralar sevgili Siyahkuğu? Öptüm canım.

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar