İYİ NİYET

Arkadaşlarım, eşim dostum sergilediğim davranışları bazen anlamakta zorluk çekiyorlar. "Nasıl?" diyorlar, "Nasıl bu kadar iyi niyetli olabilirsin?"
Valla ben de onları anlayamıyorum. Nasıl bu kadar kötü şeyleri düşünebiliyorlar?
Mesela,
Bir kaç ay önce akşam vakti kapım çalındı, diafon sistemi olmadığından "Kim o?" diyemeden bastım otomatiğe. İki genç kız ve orta yaşlı bir kadın merdivenleri çıkıp kapıma geldi. Üst kattaki boş daireyi soracaklarmış, penceresindeki KİRALIK yazısını okumuşlar ama, telefon okunmuyormuş. Bilip bilmediğimi sordular. Bilmediğimi, ama mal sahibinin huysuz olduğunu, evinin uzun zamandır boş durduğunu söyledim. Buna rağmen dairenin benim daire ile aynı olduğunu, içeriye bakıp bakamayacaklarını sordular, buyur ettim. Baktılar, teşekkür edip gittiler. Bunu arkadaşıma anlattığımda şaşkınlıktan küçük dilini yuttu, "Ya sana bir şey yapsalardı, ya evini soysalardı, bir spreylik işin vardı" dedi. İnanın aklımın ucundan bile geçmemişti böyle bir şey.
Ben her zaman, "İyi düşün, iyi şeylerle karşılaş" felsefesiyle yaşadım. Çocukluğumdan beri böyleyim. Aksi kanıtlanmadıkça her insana güvenirim. Eski işyerim bir iş hanındaydı, komşularıma gidiş gelişlerimde kapımı kapama gereği duymazdım, onlar uyarır, "Aman kapını kapat, hırsız gelir" derdi. Dört yıl boyunca ne hırsız geldi ne kötü bir şey oldu. Helal mala bir şey olmaz düşüncesi de vardır bende. Yanlış düşünüyor olabilirim, şimdiye kadar bir şey olmamış olması demek şimdiden sonra bir şey olmayacak demek değildir, bunu da biliyorum.
Ama ben böyleyim, kötü bir şey olacağı hiç aklıma gelmiyor ya da birinin bana kötülük yapacağı. Ben kimseye kötülük yapmıyorum ki çünkü.
Bugün mesela bir şey oldu, dünden beri beni oyalayan, programımı ona göre yaptığım bir şey bozuldu. Hiç aklıma gelmedi ki bu kişi beni deniyor, mahsus yapıyor diye. O sırada yanımda olan bir ahbabım böyle düşünmem gerektiğini söyledi, şaşırdım kaldım.
Daha böyle bir sürü örneğim var, sayfalara sığmaz.
Sanırım çevremdekilerden değişik düşünme tarzım var. İyi niyetle düşünüp söylediğim bir çok şey yanlış anlaşılabiliyor. Çünkü onlar alışmamışlar böyle bir şeye. Her şeyin altında bir art niyet arıyorlar. Çok yanlışa düştüklerinden mi, çok kazık yediklerinden mi bilmiyorum.
Ben de yanlışa düştüm, ben de kazık yedim, ama değişemiyorum. Ders çıkarıyorum başıma gelenlerden, doğru. Eskisi gibi güvenmiyorum herkese o da doğru, ama eskiden beri yanımda olanlardan, sevdiklerimden hiç bir art niyet beklemiyorum. Sevdiğim insan sonuna kadar güvenilirdir benim için. Yeni insanlara daha temkinli davranıyorum o kadar.
Bu yaşıma kadar böyle geldim, sanırım ölene kadar da böyle gidecek. Başka türlü davranırsam, her insan davranışında bir art niyet ararsam mutsuz hissederim kendimi. Kendim olmaktan çıkarım gibi geliyor.
Tuhaf bir yazı oldu galiba. Siz de anlayamadınız beni.
Olsun...

Yorumlar

  1. Yazdıklarınıza katılmakla birlikte yaşamın acımasızlığını da düşünmeden edemiyorum. Gazete manşetlerine ya da üçüncü sayfa haberlerine bakıldığında arkadaşlarının ne demek istediğini daha iyi anlarsın diye düşünüyorum. İyi niyet artık mazi de kalan bir davranış şekli sıklıkla. Çıkarcılık yaşamın adeta olmazsa olmazı durumuna gelmiş. Esnaf satacağı malı fahiş fiyata satmanın derdinde. Vatandaş ucuza almanın derdinde. Karşılıklı empati kalmamış. Toplu taşım araçlarında yaşlıya, hastaya, engelliye saygı yok. Gürültü, patırtı ayyuka çıkıyor. Aynı apartmanda yaşadığın insanlarla diyaloğ olanağı hak getire. Apartmana giren belli değil, çıkan belli değil. Yolda yürüyenlerin sert ve anlamsız bakışlarına maruz kalmak, modern giyimli genç kızlarımızın potansiyel f....e olarak görülmesi insanı üzüyor. Bu durumda kime nasıl güveneceksin ki? İçiniz iyilik dolu. Yüreğiniz insan sevgisiyle yoğrulmuş. Lakin o çok sevdiğimiz insanların yeri geldiğinde acımasız olabileceğini de düşünmemiz gerekir. İş ile ev arasında geçen zamanda sorunlar daha da az olabilir. Lakin toplumun nabzını daha iyi anlayabilmek için kalabalıkla iç içe olmanın, toplumsal nefretle karşılanan olayların sosyolojik nedenlerini iyi irdelememiz lazım. Bana bir şey olmaz demekten çok tedbirli davranmakta fayda vardır diye düşünüyorum. Bu yazdıklarım benim düşüncelerim. Toplumun tümünü benzer olaylarla kategorize etmekte istemem. Saygı ve sevgilerimle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız, o çok sevdiğim insanların bile başkalarıyla olan ilişkilerini, sergiledikleri davranışları gördüğümde zaman zaman bu hisse kapılmıyor değilim. Ama "Bana niye yapsın ki?" düşüncesinden kurtulamıyorum.
      Çok teşekkürler, duyarlı ve değerli yorumunuz için.

      Sil
  2. Eve gelenler gerçektende daire için iyiniyetle de gelmiş olabilir ama arkadaşın haklı farklı durumda olabilir di.Açıkçası "iyilikten maraz doğar" sözünü de unutmamak,temkinli olmak lazım.Günümüzde hırsızlık olayları için önkeşiflerde bu şekilde yapılıyor.Geçen buna benzer birşey bana oldu kapı çaldı açtım bir bayan "alt kata yeni taşınan komşuya geldiğini telefonunun şarjının bittiğini, telefonla konuşması gereken acil durumu olduğunu ve ince uçlu şarj aletimin olup olmadığını verip veremeyeceğimi" sordu.Şarj aleti vermek için odaya giderken sokak kapısını yüzüne kapadım yavaşça.Kendi kendime utandım,üzüldüm (herkese karşı güvensizlik olmasına)ama yapacak başka birşeyde yok o kadar çok akıl almaz yaşanmışlıklar duyuyoruz ki

    YanıtlaSil
  3. İlginç...
    Haklısın, o kadar çok şey duyuyoruz ki güvensiz oluyoruz her insana.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar