NİŞAN SÜRPRİZİ


Nişanımız vardı dün.
Yeğenim hayatının en güzel sayfalarından birini açtı.
Haliyle güzel bir hafta sonu geçirdim. Her şey çok güzeldi, aksayan bir durum olmadı. Çok güzeldi, elbisesi de makyajı da mükemmeldi. Anne ve babasının yirmi sekiz yıl önce aynı tarih ve aynı salonda nişanı yapılmıştı, bu da ayrı bir hoşluktu tabi. Allah tamamına erdirir de mutlu bir hayat sürer inşallah.
Ben aslında sevmem bu tür törenleri, gereksiz gelir bana. Herkesin görüp alkışlamasına gerek yok beni yani. Ama işin eğlence tarafını severim. Kapı gıcırtısına bile kalkıp oynadığımdan dün akşam da çok eğlendim.
Akşamın benim için bir de sürprizi vardı, ben asıl onu anlatmak istiyorum.
Düğün salonu Üsküdar'ın en eski salonlarından biri. Salonun bulunduğu iş merkezinde Üsküdar'ın en eski kuaförlerinden biri de var. Ben de oranın müdavimiydim bir zamanlar ve her gidişimde giriş kapısında aynı tanıdık yüz ile karşılaşır selâmlaşırdım. Çocukluğumun mahallesinin ünlü Sevim hanımının küçük oğlu Hakan'dı bu tanıdık yüz. Bazen ağabeyi Cengiz'i de görürdüm orada seyrek olarak. Sevim hanım, kuaförün arkadaşıydı, ne zaman gitsem orada olurdu. Çocukluğumun bu etkileyici karakterini görmek beni mutlu ederdi. Ne kadar etkileyici bir karakter olduğunu anlatmıştım çocukluk anılarımda, okuyanlar bilir. Yıllar oldu bu hayattan gideli ve o gitti gideli ben gitmez oldum bu kuaföre.
Dün akşam içeri girerken gayri ihtiyari soluma bakma ihtiyacı hissettim. Kısa bir bakış fırlatıp yürümeye devam ederken durdum ve arkamı dönüp doğru görüp görmediğimi düşündüğüm yüze baktım. Yaşlanmış ve saçları dökük bir yüzdü bu. Eğildim, gözlerinin içine baktım, o da bana baktı ve tanıdığını anlatan bir gülümseme ile karşılık verdi. O kadar değişmişti ki inanın orada değil de başka bir yerde görsem asla tanıyamazdım. Esas çocukluk arkadaşı ablam bile tanımakta zorluk çekti çünkü. Hayat herkese aynı davranmıyor, bazılarına çok zalim olabiliyor. Hakan abiye de zalim davranmış ve bu zalimliğini yüzüne yansıtmış.
Hemen ayaküstü sohbete başladık. Ben neşeli neşeli yeğenimin nişanından söz ederken o, Cengiz abinin bir hafta önce öldüğünü, yurtdışında olduğu için ancak gelebildiğini söyledi. Şok geçirdim diyebilirim, benim değil ablamın arkadaşları olmalarına karşın yaşadığım üzüntüyü anlatmama imkan yoktu. Her bir tanıdığımızın ölümü kişisel hayatımızdan bir parçanın kopması demek. Kopuyor ve yerine konmuyor bir daha, birer birer eksiliyor hayat denen panodaki parçalar.
Nişanın yapıldığı salona gelip ablamla görüşeceğini söyledi Hakan abi. Zaten oradaki çalışanlarla da sıkı dosttu. Geldi, bir süre masamızda oturdu, kısa kısa anlattı hayatının bizim tanık olmadığımız bölümlerini, sonra kalktı, salonun küçük bahçesine doğru yol aldı. Bana yeter mi bu kısa anlatım? Yetmedi elbet, en küçük bahaneyle kalkıp gittim bahçeye kaç kez, konuştuk uzun uzun. Son bidiğim, Türkiye'de evli olduğuydu. Boşanmış, Bulgaristan'a gimiş, orada da evlenip boşanmış. Türkiye'de, ilk karısından olan, yakında doğum yapacak bir kızı ve Bulgaristan'da ikinci karısından sekiz yaşında bir oğlu varmış. Tır şoförlüğü yapıyormuş, ilginç geldi, filmlerdeki gibi. Sık sık ta adli vukuatları oluyormuş ama her seferinde yakayı sıyırıyormuş. Çocukken de yaramzdı Hakan abi; 'yedisinde neyse yetmişinde de o' sözünü doğruluyor yani.
Çok memnun oldum onu gördüğüme.
Benim için çok önemli olan bu nişanın aklımda kalan tek anısı olacak sanırım.

Yorumlar

  1. Nurtenciğim ne kadar güzel, sen her gittiğin düğün ve nişan sana farklı olaylara vesile oluyor..Yine böyle yanlış hatırlamıyorsam bir düğün müydü, nişan mıydı? böyle ilginç bir olaya sahne olmuştu..ee ne diyelim, dünya işte her anı farklı bir olaya gebe.. Yiğenini tebrik ediyorum.. Allah tamamına eriştirsin..sevgiler canım.

    YanıtlaSil
  2. Yaa Hanife'ciğim, gerçekten öyle. Mutlaka buluyorum böyle hikâyeler:))) İyi dileklerin için teşekkürler canım.
    Benden de sevgiler, çok öpüyorum.

    YanıtlaSil
  3. Nurten'im yeğenini Allah bir yastıkta kocatsın (Alla'm tam kocakarı dileği oldu:)))ne bileyim hep öyle denir:)umarım çok çok mutlu olurlar, darısı benim yeğenlerimin başına...öteki hikaye çok iç burucu:((çok gerçek:((hayat kimine çok zalim davranıyor hakikaten:((
    öptüm

    YanıtlaSil
  4. :))) İnsan ne kadar karşı çıksa da ağız alışkanlığı, söyleyiveriyor. Sağol güzel dileklerin için. Darısı senin yeğenlerinin başına.
    Evet, hikaye iç burkucu ve gerçek. Gerçekliği zaten içi burkan.
    Ben de ikinizi çok öptüm canım.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar