SABAH SABAH PAKİZE SUDA

Sabah sabah televizyonda Pakize Suda'nın Türkiye Konuşuyor programını izliyorum.
Pakize Suda Konya'da bu kez, sokaktaki herkese soruyor:
"İstanbul kaç yılında kim tarafından fethedilmiştir?"
Bu soruyu herkes biliyor, bir iki kişinin dışında bilmeyen yok. Tarihi ve padişahı şıp diye söylüyor ve soruyu bilmenin gururuyla başlarını yukarı kaldırıp gülümsüyorlar.
"Peki Fatih Sultan Mehmet ile Kanuni Sultan Süleyman arasında bir akrabalık bağı var mıdır, varsa nedir?"
Bu soruyu duyunca ise birden yüzlerdeki o gurur yok olup bir şaşkınlık ve bocalama başlıyor.
İnanır mısınız bir kişi hariç kimse bilemedi bunu.
İzlerken şaşkınlık içerisindeydim, şimdi yazarken düşünüyorum da; bu sorunun yanıtı benim için herkesin hemen bilmesi gereken bir yanıtken kimse bilemediğine göre yanılıyor muyum?
Tamam, ben tarihe meraklıyım, özellikle Osmanlı Gerileme Dönemi tarihine. Dolayısıyla çok okuyup araştırdım bu konuda, padişahlar kronolojisini neredeyse ezbere bilirim. Elbette herkesin bunu bilmesine hem olanak hem gerek yok. Ama otuz altı padişahın içinde en önemlilerinden olan bu iki ismin birbirleriyle olan akrabalık bağını bilememek bana tuhaf geldi doğrusu.
Hele bazıları hiç bir akrabalık bağı olmadığını bile söylediler. Okullarda padişahlığın babadan oğula geçtiği öğretildiği halde.
Bu durum eğitim sistemimizin ne kadar ezbere dayandığını gösteriyor bize. Hatırlayın, orta okul ve lisedeki tarih derslerinde ne yapardık? Bol bol savaş ve fetih tarihleri ezberlerdik değil mi? Ne kadar anlı şanlıyız, ne kadar zaferler elde etmişiz, sadece bu.
Kaç kişi Osmanlı İmparatorluğu'ndaki toplumsal hayatı biliyor, kaç kişi merak edip okudu, öğrendi?
Ders kitaplarında yok denecek kadar az bilgi var bu konularda. Sınavlarda da genellikle zaferlerimiz ve tarihleri sorulduğuna göre bu konuları es geçtik çoğumuz.
Bir ülkenin insanlarında tarih ve hukuk bilinci olmalıdır. Özellikle tarihimizi öğrenmezsek durumumuz işte tam da bugünkü gibi olur. Geçmişten ders alınmaz, "Niye böyleyiz?" diye ağlaşıp dururuz.
Bırakın Osmanlı tarihini, en yakın tarihimizi bile bilmiyoruz. Yaşadığımız yakın dönem tarihini unutuyoruz biz.
Seçip başa getirdiğimiz yöneticiler de neredeyse 10 Kasım'ı unutturacaklar bize.  
Onu da başarırlarsa halimiz haraptır artık.
Okuyalım arkadaşlar, çoluğumuza çocuğumuza da okutalım, okumuyorlarsa görsel yoldan öğretelim. Tarih bilincini aşılayalım onlara.
Bu ülke başka türlü kurtuluşa eremez.

Yorumlar

  1. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar