SOKAKTA HAYAT VAR!


Grup Gündoğarken'in bir şarkısı vardı hani, Ankara'dan Abim Geldi diye; işte benim de Bursa'dan ablam geldi ve hafta sonum şenlendi.
Ablam KADER üyesi, cumartesi günü Danışma Kurulu toplantısı varmış, ona katıldıktan sonra bana geldi.
Sabah önce kız kardeşimlerle dışarıda mükellef bir kahvaltı yaptık. Uzun sohbet eşliğinde geçen iki saatlik kahvaltının sonunda onlardan ayrılıp yürüyerek iskeleye indik.
İskeleye inişimiz epey uzun sürdü. Bu arada eski tarz dekore edilmiş pahalı out let ürünler satan bir mağazaya girip fotoğraflar çektik. Sanırsınız müze geziyoruz. Sonra yolumuzun üzerinde çok hoş bir parka rastladık, ablam meğer çocukluğunda buralarda okul kırıp çok gezmiş. Biraz oturup dinlendik burada. Tekrar yürümeye başladığımızda iskeleye az kalmışken şeytan dürttü, ikimizin de ortak sokağı olan Gümüş Arayıcı sokağa gidip yeni halini görmeye karar verdik. İnanır mısınız tanıyamadık, o kadar değişmiş ki. Ben o sokakta ablamların evinde doğmuşum, ablam o sokağa yedi yaşındayken taşınmış. İlkokula başlayana kadar oradaydım, hayatımda hiç unutamadığım sokaktır, daha önce yazmıştım. Oldukça heyecanlıydı bu gezi tabi, ablam fotoğraflar çekti bol bol. Türkiye böyle işte, doğduğun evi yıllar sonra görmeye kalk bakalım bulabilecek misin yerinde. Tüm ahşap evler yıkılıp yerine koca beton binalar yapılmış, çıkmaz sokaklar açılmış, çıkar sokak haline getirilmiş. Biraz da hayal kırıklığı ile ayrıldık oradan.  
İskelede aniden karar verip motora bindik Beşiktaş'a geçtik, oradan doğru Ihlamur Kasrı'na. Bu mevsimde çok güzel oluyor orası. Bahçede, eskiden saray müştemilatı olan şimdinin kafesinde oturup kahvemizi içtik. Ardından o güzelim bahçeyi karış karış gezip fotoğrafladık. Çok çeşitli ağaçlar var burada, Uzakdoğu ağaçları dahil, her birinin dibinde isimleri ve geldikleri ülkeler yazıyor. Yapraklar henüz tam dökülmemiş, dökülünce muhteşem güzellikte oluyor manzara. Üç havuzdan birinde ördekler yüzüyordu, bahçenin giriş kısmında tavus kuşları dolaşıyordu ve yalnız başlarına oldukları halde kaçmak için hiç bir teşebbüste bulunmuyorlardı.
Dönüşte biz gene yürüyerek Beşiktaş Çarşısı'na indik, bir sürü dükkana girip çıkıp ufak alışverişler yaptık.
Kahvaltıdan beri hiç bir şey yememiştik, şurada bir yerde yiyelim dedik. Beşiktaş Belediyesi çarşı içinde özel sokaklar yapmış, sloganı SOKAKTA HAYAT VAR. Buradaki tüm lokantaların kapısında aynı slogan yazıyor. Daha yeni adım atmıştık ki bir delikanlı yolumuzu kesti, "Balık mı yiyeceksiniz hanımlar? Tam yerine geldiniz, buyrun size iki kişilik harika bir yer, bizi Allah karşılaştırdı" dedi. Ama nasıl dedi de biz onun emrine uyup gösterdiği masaya yerleştik siz anlayın artık. Adı Metin'miş, temiz yüzlü, ağzı iyi lâf yapan bir genç. O kadar iyi bir yere oturttu ki bizi sanki kaptan köşkündeydik, her yere hakim bir yerdi. Keyifle yiyip içtikten sonra yine yollara düştük ve motora binip Üsküdar'a geldik.
O kadar telaşsız, sakin ve rahat gezmiştik ki saatin daha 19:00 bile olmadığını görünce şaşırdık. Hadi o zaman ver elini Salacak çaycısı. Bir de orada çay keyfi yaptık ve artık yeter deyip evimizin yolunu tuttuk.
Böyle bir pazar günü geçirmek için plan yapsaydım herhalde bu kadar mutlu olmazdım.
Kendiliğinden gelişen programlar, doğaçlama yapılan şeyler daha fazla memnun ediyor insanı.
Koca bir haftaya büyük bir motivasyonla başlayabilirim artık.

Yorumlar

  1. Harika bir gün geçirmişsin Nurten'im, sevindim senin adına ayrıca gözün aydın ablan gelmiş, en kötü günün böyle olsun:)sevgiler

    YanıtlaSil
  2. Nurten'im bu arada ablan KADER üyesiymiş,o halde naçizane ablana bir kitap ismi önereceğim, mutlaka alsın sebebini kitabı okuyunca anlayacak:)İsmi: Sivil Örümceğin Ağında
    yazarı: Mustafa Yıldırım
    Atilla İlhan'ın bu kitapla ilgili bir sözü var: Tokat gibi bir kitap.
    ben 21. basımını aldım.

    Bücürük ve ben öpüyoruz canım sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tamam canım, iletirim ben ona. Ayrıca ben de okumak isterim. Merak ettim.
      Bücürük'ü mıncık mıncık ederim ben, canım öpüyorum seni.

      Sil
    2. mıncıkla ablası:)))

      ben şu anda okuyorum, bir sayfada CIA'nın el attığı sivil toplum kuruluşlarında maalesef- üzülerek yazıyorum KA_DEr i de görünce (yok ki el atmadıkları Uçan Süpürge filan da var aklıma bile gelmezdi) yazmak istedim. Hani bilgisi olsun. Bu arada kitapla ilgili cia 'nın ülkemiz dahil ülkelerin yönetimlerine nasıl karıştığı nasıl karıştırdığıyla ilgili yazı yazacağım...

      sevgilerimle kocaman öptüm canım

      Sil
  3. İnsan bazen tıpk senin yaptığın gibi kendini ödüllendirmeli. Bütün bir hafta plan proğram çerçevesinde yaşanıyor. Böyle arada da plansız rastgele yaşamak daha mutlu ediyor. Canım sevindim senin adına.. Öpüyorum sevgilerimi gönderiyorum.. Herşey gönlünce olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sorma Hanife'ciğim, o kadar yoğun çalışıyorum ki böyle günler ilaç gibi geliyor. Sağol canım, öpüyorum ben de.

      Sil
  4. Yaşam nehrinde "yaşamalı" insan...Ne güzel bir gün. Yakınlarıyla birlikte olmak. Hasret gidermek...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 'Yaşam Nehri' Ne güzel.
      Yaşam nehrinin içindysen eğer yaşamalısın.
      En güzeli de hasret gidermek evet. Mekanlar bahane, birikte olmak önemli olan.

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar