DONDURUCU SOĞUKTA SULTANAHMET GEZİSİ


Cumartesi akşamı hasta halimle evde yatarken, yiyip içip biraz kendime gelir gibi olunca hemen şeytan dürttü. Ne zamandır Sultanahmet'e gitmemiştim, canım fena halde çekti, arkadaşıma söyleyip ikna ettim. Ne zamandır böyle programsız, ani geziler de yapmamıştık. Spontane mi diyorlar nedir Türkçe'sini bilmiyorum, hoşuma gidiyor böylesi.

Sabahın köründe hareket edip Üsküdar'dan 8:40 vapuruna bindik. Kahvaltımızı etmemiştik, birer simit ve çay harika geldi. Şansımıza yeni büyük vapurlardandı, pencereleri geniş, İstanbul'un doyumsuz manzarasını ferah ferah seyretmeye olanak veriyor.
Vapurdan inince tramvayla Sultanahmet'e attık kendimizi. Kafamızdaki yerimiz belliydi, Çemberlitaş'taki Türbeler Müzesi bahçesindeki kafeterya. Seviyoruz burayı, açık mezarlık müzesi burası. Bahçede Osmanlı'nın son paşalarının, sultanlarının, Ziya Gökalp'in, gazeteci Hasan Tahsin'in, Şehy Bedrettin'in (bu biraz şüpheli) mezarları var. Bahçenin sonunda da azametli büyüklükte II.Mahmut türbesi var.
Biz kafeteryaya girdik, sabah sabah daha kimse gelmemiş, yazın açık olan, kışın ise kalın naylonlarla kapalı dış bölümün ısıtıcılarını bile yakmamışlar henüz. Bizim için hemen yakıldı o ısıtıcılar. Ama bizim ayağımız uğurludur, peşimizden insan sürüdük, boşuna yakmamış oldular yani.

Çay, kahve derken bir saati bulmuşuz. II.Mahmut Türbesi'ni de gezdik, II.Mahmut için yapılan bu türbeye sonradan Abdülaziz ve II.Abdülhamid de gömülmüş. Eşleri, kızları, damatları falan derken bayağı kalabalıklaşmış.

"Hadi" dedim, "Yahya Kemal Müzesi olacaktı bu cadde üzerinde, görelim." Çıktık, fakat hava yola çıktığımızdaki gibi değil, buz gibi, bir rüzgar esiyor sanki içimizi delip geçiyor. Kolkola girip birbirimize dayanarak sol kaldırımdan Beyazıt'a doğru bir yandan yürüyor bir yandan müzeyi arıyoruz. Kaldırılmış mı derken bulduk sonunda, fakat kapalıydı o satte pazar günü, kısmet değilmiş. Ben daha önce görmüştüm zaten, arkadaşım görsün istedim.
Beyazıt'a ulaştığımızda dolaşılacak gibi değildi artık. Parmaklarımın ucu dondu soğuktan. Bugünlük bu kadarın yeteceğine karar verip bindik tramvaya doğru Eminönü iskeleye.
Vapurun kalkış saati 11:20, kalkmasına 15 dakika var, donmuşuz soğuktan, ne içebiliriz? Elbette sıcacık nefis bir salep. Eski salepler gibi değil şimdi, özel bir markanın salebini getirtip satıyorlar, tadı da farklı oluyor tabi. Büfenin yanındaki masada, radyatör kenarında keyifle salebimizi içince içimiz de, ellerimiz de ısındı, güzel bir oh çektik.

Soğuğa rağmen memnunduk, bazılarının belki yatağından yeni kalktığı saatte biz dönüş yolunu tutmuştuk.
Sabah erken saatte, hele de pazar günleri yolların, caddelerin tenhalığında gezmek çok keyifli oluyor.

Yorumlar

  1. mutlu pozitif ve içten bakışların ekranımdan gözlerimin içine baktığı anda -çok güzel ve özel bir kadın dedim itirafımdır...
    sevgilerimle öpüyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İtirafınla beni utandırdın Gülçin'im. :)
      Ben de seni çok öptüm canım.

      Sil
  2. Çoğu kez yapmak isteyip de yapamadığım bir yaklaşımla güzel bir an çıkarmışsınız...
    Lakin,
    Hava muhalefeti başlangıçtaki heyecanın yarım kalmasına...
    Gezinin kısa kesilmesine neden olmuş...
    Bir günün kısa bir zaman diliminin "Anatomisi" bu olsa gerek...
    Görseller de yazıyı daha bir gerçekçi ve rahat okunabilir kılmış...
    Görsellerle yazılan yazıyı tamamlamak her daim favorimdir...
    Sultanahmet ve çevresinde gezilip görülecek yer ...
    Dahası "tarihi yarımada" tabir edilen bölgede görülecek çok yer var...
    Ve öğrenilecek çok şey.
    Emeğine sağlık...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Malesef yarım kaldı, ama baharda tamamlamaya karar verdik hocam.
      Bu Tarihi Yarımada öyle bir yer ki gez gez bitmiyor. Bir gördüğün yeri bir daha bir daha göremk istiyorsun.
      Evet, bu kez yazımı görsellerle tamamlamayı düşündüm, sanırım iyi oldu.
      Selâm ve sevgilerimle.

      Sil
  3. Bu arada kırmızı şemsiye gerçekten harika duruyor:)

    YanıtlaSil
  4. Yazı da fotoğrafta ne kadar uyumlu ve güzel.. Canım ne iyi etmişsin, yarın ne getireceği belli değil.. Bu gün ne yaşıyorsan, nasıl yaşıyorsan karın...Eline emeğine sağlık..
    NOT; Müjde'yi merak ediyorum. Bücürük 5. kattan düşmüş, veteriner iğne yapmış Müjde çok üzgündü, ağlıyorum diyordu. Nasıl haber alırız bilmiyorum..
    sevgilerimle

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağol Hanife'ciğim. Söylediklerinde çok haklısın.
      Müjde'ye şaşırdım ve çok üzüldüm. İnan haberim yoktu, hemen bloguna yorum yazdım, haberdar etsin bizi diye. Başka ulaşabileceğimiz kanal yok malesef. Ona da söyledim, birbirimizin telefonlarını alsak iyi olacak. Dünyanın binbir türlü hali var.
      Öptüm canım.

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar