SABAHATTİN EYUBOĞLU

                                                    
"Sabahattin Eyuboğlu deyince, dostluk, kardeşlik, iyiliğe adanmış cömert bir yürek, bilgiye bilince, yurt sevgisine gönül vermiş bir sade, bir içten, bir sıcak insan gelir akla ilkten."
Böyle diyor Vedat Günyol Ara Güler'in 'Bir Devir Böyle Geçti, Kalanlara Selam Olsun' adlı fotoğraf albümünde yer alan yazısında.
Sabahattin Eyuboğlu'nun kitaplarını okuduğumda bana verdiği duygu da aynen böyleydi. Tüm bu sözcüklerin toplamını ifade eden bir İNSAN. Gerçek bir hümanist.
Trabzon'da liseyi bitirdiği yıl yeni kurulucak üniversiteye öğretim üyesi yetiştirmek için Avrupa'ya gönderilecek öğrenciler arasında yer alır. Seçme sınavında başarılı olmuştur. Fransa'da Dijon ve Lyon üniversitelerinde eğitim gördükten sonra Paris'e, kardeşi Bedri Rahmi'nin yanına gider. Oradan da İngiliz öğretim sistemini incelemek için İngiltere'ye. Bu arada Milli Eğitim Bakanlığı ondan, liselerde Fransızca öğretmenliği üzerine bir rapor ister, Rapor olumlu bulununca Sabahattin Eyuboğlu, İstanbul Edebiyat Fakültesi doçenti olarak yurda döner.
Duygunun yurdu Doğu ile aklın yurdu Batı'yı bir bileşime sokmaktır yüreğinde yatan istek.
Onun için en büyük değer insandır. İnsan yığınları halk denen o güzelim topluluğu oluşturur. Yine ona göre, Atatürk'ün getirdiği ilkelerin en önemlisi halkçılık ilkesidir. Atatürk, halktan yana olan Türkiye'dir.
Ne var ki, halk aldanabilir, bir süre için kör edilebilir gözü. Sabahattin Eyuboğlu için en büyük kaygı, insanlarımızın çoğunun hallerinden habersiz olmalarıdır. Bunun çözümü de bilinçlenmektir.
"Bilmek, okuyucum, bütün iş bilmekte. Ama dünyanın ötesinde değil, berisinde, gözlerimizin önünde olup biteni bilmekte. Kimin gerçekten memleket hayrına çabaladığını kestirmek, memleketin gerçek halini bilmeye bağlı. İşe, akıl ve bilim yolu ile faldan ve hurafeden yıkanmış bir masanın başında girişmek gerektiğini biliyorum."
İşte bu sözleri söyleyen adam, 1939'da Ankara'ya gider, Köy Enstitüleri'nin mimarı İsmail Hakkı Tonguç ile tanışır ve Hasanoğlan Köy Enstitüsü'nde çalışmaya başlar. Bütün aydın dostlarını da çağırır ortak çalışmaya. Çok özverili çalışmalar yapar orada. Mavi ve Kara adlı kitabında öyle güzel anlatır ki o yılları, hayran olmamak ve fakat hüzünlenmemek de mümkün olmaz.
Köy Enstitüleri'nin kapatılmasından sonra yıllarca sanat tarihi üzerine çalışmalar, Anadolu'yu karış karış gezmeler ve klasikleri çevirmeler başlar. Ankara'dayken de evi Orhan Veli, Nurullah Ataç, Azra Erhat, Hasan Ali Yücel gibi dostlarıyla dolup taşarmış. İstanbul'a geldiğinde ise bu buluşmalar bir gelenek haline gelmiş. Nişantaşı Bronz Sokak Bronz Apartmanı'ndaki dairesine her pazartesi akşamı sanatla ilgili herkes gelir, hem eğlenme hem bilgilenme sohbetleri yaparlarmış.
Ara Güler öyle güzel anlatmış ki bunları albümünde, kendimi sanki onların yanında hisettim.
İlk Mavi Yolculuğu Halikarnas Balıkçısı ve Azra Erhat'la birlikte düzenleyenin de Sabahattin Eyuboğlu olduğunu söylemeden geçmeyeyim. Şimdiki gibi değil tabi, bakir Bodrum koylarında keşif amaçlı gezilermiş bunlar. Hem tarihi keşfediyorlar hem de İstanbul'dan çağırdıkları sanatçı dostlarıyla tatil yapıyorlarmış.

Sabahattin Ali  Halikarnas Balıkçısı   Azra Erhat   S.Eyuboğlu      B.Rahmi Eyuboğlu

Dostları Sabahattin Eyuboğlu'nun, olduğu gibi görünen, göründüğü gibi olan, çıkarsız, sapına kadar bir gönül adamı olduğunu söylemişler.

Bunu anlamak için onu tanımaya, birlikte olmaya gerek yok bence. Yazdığı bir iki kitabı okuyun yeter. Öyle bir damlıyor ki satırlardan insan sevgisi, yurt sevgisi.

Daha çok yaşayacak ve birbirinden güzel yapıtlar verecekken haksız bir suçlamayla üniversiteden uzaklaştırılıp bir süre cezaevine gönderilmesi bu gönül adamının yüreğini çok yaralar. Davadan beraat etmesine rağmen üzüntüsünden geçirdiği bir kalp krizi sonucu altmış beş yaşında hayata veda eder.

* Kaynak: Ara Güler, Bir devir Böyle Geçti, Kalanlara Selam Olsun.


Yorumlar

  1. Bir solukta okudum Nurten'im...hayatını pek fazla bilmiyordum, çok sağol, özellikle o davaya ve kalp krizine çok üzüldüm:(yazık iftiralarla insanları yıkıyorlar:(((mekanı cennet olsun...

    canım kocaman öpüyoruz Bücürük'le..:)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar