II. ABDÜLHAMİD DÖNEMİNDE YAPILAN KAMU BİNALARI

Elimde bir kitap var. Kallavi bir kitap. 2011 yılında basımı yapılan İstanbul Ticaret Odası yayınlarından biri. Yazarı, halen Yıldız Teknik Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi bölümünde öğretim üyeliği görevi yapan Fatmagül Demirel. Kitabın  adı, Sultan II.Abdülhamid'in Mirası- İstanbul'da Kamu Binaları.
II.Abdülhamid hakkındaki Kızıl Sultan mı Ulu Hakan mı tartışmalarını kulak arkası ederek okumak gerekiyor bu kitabı. Hem taraftarları hem de muhalifleri için ve özellikle İstanbul'da yaşayıp bu şehrin tarihi dokusuyla yakından ilgilenenler için muhteşem bilgiler içeriyor.
Görsel açıdan da oldukça zengin olan bu kitaptan edindiğim bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum. Belki biraz uzun olacak, hatta bir kaç yazı sürecek ama sanırım keyifli bir serüven olacak yazan bendeniz için de okuyan sizler için de.




Kitapta anlatılan kamu binası sayısı 13.
Sırasıyla:
1- Sanâyi-i Nefise Mektebi (Güzel Sanatlar Akademisi)
2- Sirkeci Garı
3- Müze-i Hümâyûn (Arkeoloji Müzesi)
4- Halkalı Ziraat Mektebi
5- Ziraat Bankası (Cağaloğlu)
6- Dârülaceze: Şefkat Kapısı
7- Duyûn-ı Umûmiye-i Osmaniye İdaresi (İstanbul Erkek Lisesi)
8- Hamidiye Etfâl Hastanesi (Şişli Etfal)
9- Orman Ma'âdin ve Ziraat Nezareti (Sultanahmet Marmara Üniversitesi Rektörlük Binası)
10- Mekteb-i Tıbbiye-i Şâhâne (Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi)
11- Defter-i Hâkanî Nezareti (Sultanahmet İstanbul Tapu Kadastro Müdürlüğü)
12- Posta ve Telgraf Nezareti (Sirkeci Büyük Postane)
13- Haydarpaşa Garı

Binaları kitaptaki sırasında yazdım, ama anlatırken bu sıraya uymayacağım. Kötü bir huyum var, sıra işi sıkıyor beni. Bir hikaye kitabı okurken önce başlığının hoşuma gittiği hikayeden başlarım mesela. Muhasebe kaydı yaparken bile, eğer çok fazlaysa evrak sayısı, gün sırası gözetmem. Sıra sıra giderken canım sıkılır son günü işlemeye başlarım.
Başlayalım efendim...

HAMİDİYE ETFÂL HASTANESİ

II.Abdülhamid'in hayır için yaptırdığı kurumlardan birisi. Günümüzde Şişli Etfal hastanesi adıyla faaliyetini sürdürüyor. 
Doğma büyüme İstanbullu olmama rağmen ilk kez geçtiğimiz yıl bir göz muayenesi için gittiğimde görmüştüm bu binayı.
Kuruluşuyla ilgili pek çok öykü olmasına rağmen, II.Abdülhamid'in bebekken ölen kızı Hatice Sultan adına yaptırıldığı bilinmektedir. Hatice Sultan kuşpalazına yakalandığında saray doktorları çaresiz kalırlar. Bu sırada Berlin'de çocuk hastalıkları konusunda ihtisasını yaparak İstanbul'a dönen Dr. İbrahim Bey acil olarak saraya çağrılır. Fakat muayene sonrasında artık yapılacak bir şey kalmadığını görür. Zaten aynı gün Hatice Sultan ölür. II.Abdülhamid bu acı olay sonrasında Dr. İbrahim Bey'le görüşüp çocuk hastalıkları konusunda bilgi alırken gördüğü bir rüyayı anlatır. Rüyasında Hatice Sultan ondan su istemektedir. Bunu, bir hayır yapması gerektiğine yoran II.Abdülhamid doktora, Hatice Sultan adına bir cami yaptırmak istediğini söyler. Dr. İbrahim Bey ise padişaha bir çocuk hastanesi inşa ettirmesini önerir. Öyle bir hastane olmalıdır ki bu, her türlü tıbbi olanaklar bulunmalıdır. 
II.Abdülhamid'in aklı yatar bu fikre. Kızı Ayşe Osmanoğlu babasının bu hastanenin yapılması konusunda şöyle söylediğini yazar hatıralarında:
"Benim çocuğum kurtulamadı. Kimbilir fakir fukaranın çocukları nasıl bakılıyor? Hiç olmazsa bir hastane yaptıralım da benim gibi bir çok babaların kalbi yanmasın."
16 Şubat 1898 tarihi itibarı ile hastanenin yapım hazırlıklarına başlanır. Dr. İbrahim Bey Berlin'deki dünyanın en iyi çocuk hastanelerinden biri olan Kaiser und Kaiserin Friedrich Kinderkranken haus adlı hastanenin planlarını padişaha takdim eder. Bu planları beğenen II.Abdülhamid hastanenin yeri için Hazine-i Hassa'ya ait olan Balmumcu'daki arsayı bağışlar. 2 Haziran 1898 tarihinde temel atılır. İnşaat devam ederken Dr. İbrahim Bey de hastaneye alınacak tıbbi cihazlar için Almanya'ya gider ve en iyi aletlerin tesbiti için incelemelerde bulunur. Tesbit edilen cihazlar hemen satın alınır. Bundan sonra II.Abdülhamid'in talimatıyla hastanede çalışacak doktorların tespiti işine girişilir. Yani hastane inşaatı bitmeden hastanenin cihazları temin edilmiş ve görev alacak doktorlar tespit edilmiştir. 
Hastanenin detay planları ünlü İtalyan mimar Alexandre Vallaury tarafından hazırlanır. İnşaat bir senede bitirilir ve 13.000 Osmanlı altını harcanır. 
Hastanenin merkez giriş kapısına ünlü hattat Sami Bey'in sülüs hattı ile "Hamidiye Etfâl -Hastahanesi" altına ise "Firdevs-âşiyan Merhume Hatice Sultan Hazretlerinin Namına" yazılı bir kitabe konur.
Hastanenin resmi açılış tarihi olan 5 Haziran 1899 günü padişah, oğlu Abdurrahim Efendi'nin sünnet düğününün yapılmasını ister. Bu vesile ile zengin yoksul, başvuran her ailenin çocuğunun sünnet edileceği gazetelerde ilan edilir. 
Tamamen bir hayır kurumu olan Hamidiye Etfâl Hastanesi'nde hastalardan hiç bir şekilde ücret alınmaz. 
Kurulduğu geniş alan içinde birbirinden bağımsız binalardan oluşan hastane zamanla ihtiyacı karşılayamayacak duruma gelince yeni binalar eklenir. 1902 yılında hastaneye Kağıthane suyu getirilir. 1904 yılında ise elektrikle aydınlatılmaya başlanır. 
II.Abdülhamid'in tahttan indirilmesinin ardından önce adı değiştirilerek "Osmanlı Etfâl Hastanesi" olur. Sonra yönetiminde değişiklik yapılarak Maliye Bakanlığı'na devredilir ve idaresi Şehremaneti'ne verilir. 

Kitaptaki fotoğraflara bakınca, o zamanlar şehir dışı sayılan bölgede kurulan hastanenin ferah fezalığı karşısında şaşırmadan edemiyor insan. 


Bir de şimdiki halini görün.
Beton yığınları arasında sıkışıp kalmış çok katlı bir kaç blok...


Yorumlar

Popüler Yayınlar