YETER Kİ KARARMASIN...

Şöööyle bir arkama yaslandım ve düşündüm.
"Bu aralar beni ne mutlu eder?" diye.



Sabah işe giderken yolumun üstündeki Doğancılar Parkı'nda oturdum biraz. Hava bulutlu ve hafif rüzgarlıydı. Yazın gelmesini çok özlemişken güneşten çabuk sıkıldığımın ve bu puslu havanın bana iyi geldiğinin farkına vardım. Etrafımdaki insanlara baktım, banklarda oturup birbiriyle sohbet eden yaşlılara, salıncaklarda annelerinin refakatinde neşeyle sallanan çocuklara. Ne kadar tasasız, kaygısızdılar. Ne kadar mutluydular. Annelerinin belki kafalarında bin bir dert, fakat sanki dünyanın en mutlu insanları; çocuklarının yanında başka nasıl olabilirler ki. Benim de yaptığım bu, kendimi en dipte hissettiğimde bile oğlumun yanında dünyanın en tasasız insanı rolünü oynuyorum çokça. Buna zorunlu hissediyorum kendimi. Ki ben oğlumla sorunlarımı rahatça paylaşabildiğim halde. Paylaşıyorum ama sorunlarla başa çıkabileceğim hissini veriyorum ona. Kaygılarımı bilmesine gerek yok ki. 
Neyse, "Bu aralar beni ne mutlu eder?" sorusunun yanıtını sabah parkta buldum aslında. 
Kısa bir süreliğine de olsa çocukluğuma dönebilmek!
Hayat çok güzel; hep söylediğim, sonuna kadar inandığım bir gerçek bu. Fakat bir o kadar da zor. Hem de çok zor. Bazen başa çıkılmaz oluyor, her şeyi bırakıp uzaklara çekip gitmek hissi veriyor. 
İnsan büyüdükçe hayatın nasıl da kirli olduğunu görüyor. Kitaplarda okuduğu, filmlerde seyrettiği kötülüklerin ve kötü insanların yanına uğrayabileceğini tahmin bile edemezken tam içinde buluyor kendini. Bu ne kötü bir durum, yaşaması ne zor bir durum bilen bilir. 
Büyümek kişiye göre değişiyor tabi. Kimisi henüz yirmili yaşlarının başında büyüyor kimisi kırkını geçirebiliyor. Tamamen yaşadığı çevre ve karşısına çıkan olaylarla ilgili. 
Evet, çocukluğuma dönebilmek, bir süre de olsa sorumsuz, mutlu mesut yaşamak isterdim bu aralar. Tek derdimin kardeşlerimle olan çekişmelerim ve derslerimin olduğu o günler ne güzelmiş meğer. 
Ne kadar yorgunum...
Ama bezgin değilim. 
Biliyorum ki bu günler de geçecek. 
Eskisinden çok daha güzel günler gelecek. Hem kendim için hem de ülkem için. 
Yeter ki kararmasın sol memenin altındaki cevahir!

Yorumlar

  1. İnşallah Nurten'im inşallah güzel günler gelsin...hepimizin arzusu bu artık...valla hasret kaldık güzel günlere...
    Doğancılar parkında ilk yeğenim Muratcan'ı çok salladım:) hala kuşçu duruyor mu? Yem alır güvercinlere atardım üşüşürlerdi:)
    sevgilerimle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok hayatım, kuşçu durmuyor. Kuşlar yine orada ama. İnsanlar ıslanmış ekmek parçaları atıyor (ben dahil), onları yiyor hayvancıklar.
      Çok güzel bir park Doğancılar. Nezih, yeşil, eskisi gibi.
      Öpüyorum çok.

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar