BAYRAM SÜRPRİZİ


Bartın'da geçirdiğim bayramın birinci günü Gideros koyuna gitmeye karar verdik.
Annem, babam, kardeşlerim maaile doluştuk arabalara.
Gideros koyu Kastamonu'nun Cide ilçesine bağlı olup, Bizim bulunduğumuz Bartın'ın Kurucaşile ilçesi sahilinden ancak yarım saat kadar uzaklıktadır. Eskiden korsanların saklanma yeri olduğu söylenen bu şirin koyun denize açıldığı ağız, ancak büyükçe iki teknenin geçebileceği kadardır. İster Cide yönünden ister Kurucaşile yönünden gelin her iki yönden de kıvrılarak inebileceğiniz iki kol vardır. Sit alanı olarak kabul edilmiş olan Gideros'ta keyifle balık yiyebilirsiniz.
Ama biz bu kez yiyemedik. Bayram dolayısıyla zaten küçücük bir yer olan koyun lokantalarının tüm masaları doluydu.



Cide'ye gitmeye karar verdik bu kez. Bir yarım saat daha yol gidip Cide sahiline vardık. Kilometrelerce uzun bir sahili vardır buranın. Karadeniz'in inişli çıkışlı yüzey şekline alışık olunca dümdüz, adeta bir ova gibi olan Cide değişik geliyor insana.
Seyrek gittiğimiz bir yer olduğundan bildiğimiz lokanta yahut çay bahçesi yok, sora sora, baka baka gidiyoruz. Orası mı olsun burası mı olsun derken bir yerde karar kıldık sonunda. Valla yedik içtik bir şeyler ancak, kız kardeşimin en başından elektrik alamadığı ve de yeni açılmış bir yer olunca memnuniyetsiz ayrıldık oradan. Sonuçta beraberliğimizin coşkusuyla eğlenmedik de değil.
Bu lokantada olanlar yeterince unutulmaz kılmıştı bana bu günü, fakat güzel bir tesadüf daha da unutulmaz kıldı doğrusu.
Erkek kardeşim arabaya mazot almak için benzin istasyonu ararken eşi, yani güzel gelinimiz Çiğdem RIFAT ILGAZ KÜLTÜR VE SANAT EVİ'ni görüverdi. Aman Allah'ım! Ben yıllardır temmuz ayında yapılan CİDE RIFAT ILGAZ SARI YAZMA KÜLTÜR VE SANAT FESTİVALİ'nde burada olamadığıma yanarım hep. Festival 7-8 ve 9 temmuz tarihlerinde yapılır ve ben hep İstanbul'da olurum. Şimdi festival falan yoktu, ama Rıfat Ilgaz'ın doğduğu ve müze haline getirilen evini gezme şansım vardı. Böyle şeylere pek ilgisi olmayan erkek kardeşim ricamızı kırmadı sağolsun. Mazot aldıktan sonra geri dönüp Kültür Merkezi'ne vardık. Saat akşamın sekiziydi, üstelik müzenin kapanış saatiymiş bu. Fakat görevli hanım öyle güler yüzlü ve misafirperverdi ki içeri girmemize izin verdi,"Siz gezin ben beklerim." dedi

Rıfat Ilgaz Cide'nin yetiştirdiği ünlü yazarımızdır. Çoğumuz onu Hababam Sınıfı romanı ile tanırız. Belki de sadece Hababam Sınıfı filmi ile. Oysa o çok üretken, şiirden mizah öyküsüne, romana, çocuk kitaplarına kadar bir çok eseri hayatına sığdırmış bir yazın adamıdır.
12 yaşında ayrılmak zorunda kaldığı Cide'ye bağlılığını hiç bir zaman yitirmemiş, kültürü ve insanına eserlerinde bolca yer vermiştir. Özellikle Sarı Yazma romanında, Cide'nin kültürü ve insanlarıyla birlikte kendi yaşam öyküsünü anlatmıştır. 1974 yılında yazdığı Karartma Geceleri romanının da Yusuf Kurçenli tarafından filmi çekilmiş ve başrolü Tarık Akan oynamıştır.
Hep toplumcu bir çizgi izledi. Bu yüzden onun da hayatının bir kısmı adliyelerde ve hapishanelerde geçti. Son yıllarında bile gözleri bağlanıp zincirlenerek (nedense) gözaltına alınıp sonra serbest bırakılmıştır. Onu asıl üzen olay ise 2 temmuz 1993 Sivas Madımak felaketinde yakın dostu Asım Bezirci ve bir çok kişinin hayatını kaybetmesi olmuş, bu olaydan beş gün sonra evinde ölmüştür.
Bir çok ödül ve plaket de almıştır son yıllarında. Onca kovuşturmadan sonra itibar iadesi olarak Kültür Bakanlığı plaketi verilmiştir.

Doğduğu müze evi gezmek harikaydı. Ve bayramın en güzel günü olmuştu benim için.
İlk fırsatta festival zamanını denk getirmeye çalışacağım.














Fotoğraflar: ÇİĞDEM DEMİREL


Yorumlar

  1. Nurten'im çok güzel verimli bir gün olmuş, korsanların saklandığı yerleri görmek bile harika:) Rıfat Ilgaz'ın müzesine bayıldım, o eski radyoya benzer bizde de vardı ne yazık ki, kıymetini bilemedik:( hurdacılara verdik:((ah kafam ah:(
    sevgilerimle canım.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar