KAFAM KARIŞIK


Kafam karışık.
Hem de çok karışık.

Neyi nasıl yapacağımı bilememekten değil, Neyi nasıl yapacağımı, kime karşı nasıl davranacağımı, olaylar karşısında nasıl bir duruş sergileyeceğimi çok iyi biliyorum. Kafam gayet net.
Hayatımın hiç bir döneminde bu kadar net olmamıştım. Bu kadar iç huzuru taşımamıştım. Mutluluğu bu kadar derinden hissetmemiştim içimde.
Elli yaşıma bastığım bu yıl her zamankinden daha güçlü hissediyorum kendimi. Hani neredeyse hayata yeni baştan başlayacak gibiyim.



Bu güzel ruh durumuna gelmemde son bir kaç yılda yaşadıklarımın payı var.
Düz bir çizgide giderken birdenbire dağlar tepeler aştım, uçurumlardan yuvarlandım, haksızlıklar gördüm, hayal kırıklıkları yaşadım. Kabus dolu gecelerim oldu, gelecek kaygısı yaşadım.
Bu süreçte ne ülkenin gündemine ne kültür sanat gündemine dahil olamadım, gazete kitap okuyamadım, sinemaya gidemedim, sadece çalıştım.
Öyle iyi geldi ki çalışmak, işime sarılmak. Çalıştıkça sıkıntılarımı unuttum, çalıştıkça kendime güvenim geri geldi. Yerlerde sürünerek kalktığım sabahlarımın akşamı işten mutlu döndüm evime.
Oğlumun varlığının dışında, çokça yoğun temposundan şikayet ettiğim işim beni hayat bağladı. Bu başka bir meslek de olabilirdi, farketmezdi; hangi meslek sahibi olursam olayım işime sıkı sıkı sarılmam gerekiyordu. Sarıldım.
Sonra,
Gördüğüm tüm haksızlıkları, ikiyüzlülükleri, ihanetleri fırlatıp attım kafamın içinden. Hepsini Allah'a havale ettim.
Ve, kendimi affettim. Hata yapma hakkı vardır herkesin, ben de yaptım, bedelini de ödüyorum.
Ben aslında işte şimdi oldum! Hayat denen çark evire çevire yaktı kavurdu, pişirdi beni.

Mutluyum çok.

Ama kafam karışık.

Çünkü tüm yaşadıklarımdan sonra hiç bir şeye şaşırmamam gerekirken hâlâ şaşırtabiliyor beni insanlar. Ben hâlâ gördüğüm insan davranışları karşısında kafamı yorabiliyorum uzun uzun.

Anlam veremiyorum:

Hırs neden? Nereye kadar hırs? Başkalarını basamak yapıp yukarılara tırmanmak iyi mi hissettiriyor kendini?

İntikam neden? İleriye dönük güzel programlar yapmak varken, zamanını bir başkasının hayatını mahvetmek için uğraş vermek aslında kendi hayatının mahvı demek değil midir?

Çekememezlik neden? Neyi çekemiyorsun? Kiminle yarışıyorsun? En güzel yarış kendinle olan yarış değil midir? Başkalarını takip edeceğine kendi çıtanı biraz daha yukarıya çıkarmak için çalışsana.

Ya boşvermişlik? O ne Allah aşkına? Evet hayata bir kez geliyoruz ama bu, hiç bir şeyi umursamamak, gelişigüzel ve vur patlasın çal oynasın yaşamak mı demek oluyor? Hiç mi toplumsal sorumluluğumuz yok, hiç mi empati kuramıyoruz bırak tanımadıklarımızı, en yakın çevremizle bile?

Hayatı zehir etmeye gerek yok kendimize.
Çünkü ne yaşarsak yaşayalım Hayat Güzel!




Yorumlar

Popüler Yayınlar