BU NE GÜZEL ŞEY ALLAHIM!


Tam üç ay oldu Neriman evimize geleli.
Neriman diye kedi ismi mi olurmuş diyorlar, ben koydum oldu. Gayet de güzel oldu.

Annem temizlik delisi bir kadın olduğundan hiç bir hayvana elimi süremedim çocukluğumda. Bir kedinin yahut köpeğin başını okşayamadım. Hayvanlar evcil de olsa uzaktan sevilmeli, Allah korkusuyla sevap için yedirip içirilmeliydi. Şimdi köydeki evimizin bahçesinde beslediği kediler var, ama evin kapısından içeri bir milim bile adım atamazlar.



"Anne kedi alalım eve" dedi oğlum bir gün. Hiç soğuk bakmadım bu öneriye, ama bakabileceğimizden endişeliydim. Eşya değil sonuçta bir can getiriyoruz eve. Ya beceremezsek, geri vermek hiç olmaz diye epey bir düşündüm. Bir gün İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası'nın idari binasına evrak almaya gittiğimde arkadaşların kucağında gördüğüm kedi aklımı başımı aldı. Bizim de bir kedi sahiplenmek istediğimizi söyleyiverdim. Orkestra üyelerinden Hülya hanım evindeki başka bir kediyi severek verebileceğini söyleyince, olur dedim. Buna ben bile şaşırdım, hiç görmediğim bir kediyi sahiplenmeye karar vermiştim. Hemen ertesi gün Hülya hanım kediyi evinden getirdi, biz de eve mama kabı, tuvalet, tırmalama sopası gibi gerekli eşyaları temin edip kedimize kavuştuk.

İlk geceyi unutamıyorum, korkmuştum. Ürkekçe de olsa kucağıma alıp sevdiğim kedimin gece yattığımda neler yapabileceğini düşünüyordum tırmalama, ısırma gibi. Odamın kapısı kapanmıyordu çünkü. Sabaha kadar uyumadım inanın. Şimdi düşününce çok komik geliyor.
Sonraki günlerde kapıyı kapanır hale getirdik, ama benim de korkum geçmişti artık. Ya sabah uyandığımda onu ayaklarımın ucunda uyuyor buluyordum ya da yanağımı yalayarak o beni uyandırıyordu.

Neriman çok çabuk alıştı yeni evine. Bir de yaramaz anlatılır gibi değil. Ama çok sevimli. Biz onu çok seviyoruz. Evin bir bireyi artık. Ona "kızım" derken bir "kızım" daha çıkıyormuş ağzımdan, oğlum öyle diyor. Ayrıca, "anne ne kadar çok kızın olmasını istiyormuşsun" deyip ufak ufak trip de atıyor.

Çok güzel bir şeymiş bir hayvana dokunmak, başını okşarken mırıltısını dinlemek, her akşam eve beklendiğini, özlendiğini bilerek koşarak gitmek.
Elli yaşımda hayvan sevgisini tadabildiğim için öyle mutluyum ki; bunu tadamadan gözümü kapamak ne büyük eksiklik olurmuş meğer.




Yorumlar

  1. Ay bayıldım Neriş'e :))))ben kısalttım Neriman'ı Neriş yaptım bu arada:)))eski Türk filmlerinden aklımda kalmış bir sahneydi sanki evet evet kesinlikle öyle, güzel bir romantik komediden) çok tatlı, benim yaramaz Bücürük'üme de çok benziyor, benzeyecek tabii tüm tekirler birbirine üç aşağı beş yukarı benzer ama hepsinin karakteri farklı oluyor, Nurten'cim, kedi öyle inanılmaz bir canlı ki, (hayvan demeye dilim varmıyor o sıfatı insan denen iki ayaklılara daha layık görüyorum söz meclisten dışarı) her biri kendine özgü kişilikli, mesela benim melek prenses kızım çok usluydu, Bücürük oğlum yaramaz:)ama sonra düşündüm benim yaramazlık olarak nitelendirdiğim şey onun için 'oyun'. Ve kendime çok kızdım, pişman oldum:( senin ilk kedin olduğu için belki yaramaz gelen huyu nu benimkinin yaptıklarıyla kıyaslasan şükredebilirsin mesela çamaşır makinesinin kapağı açıkken içine girmek! Perdeyi kornişiyle birlikte sökmek!:)))buzdolabına girmek (mazallah haberim olmasa çalıştırsam makineyi içindeyken!!Hala makineyi çalıştırmadan içini bakarım veya odalara bakarım:)))ayrıca kapıyı açık buldu mu kaçmaya çalışırdı:)))çıkmadığı yer, girmediği delik olmazdı:)))

    Güle güle büyüt canım, çok sevindim hem sen ve oğlun için, hem Neriman için, sonuçta bir CAN, bir hayat kurtardınız, uzun sağlıklı ömrü olsun, Neri'yi öp benim için. Çok güzel bu arada, çok asil.
    Sevgiler..öptüm

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)))
      Neriş! İyiymiş. Arkadaşlarım da Nero diyor:)
      Aynen anlattığın gibi canım. Girmediği delik yok. Bu akşam buzdolabnın kapısını açmıştım, yanındaki dolabın üstünden sen hoop buzdolabının kapağına zıpla. Olacak şey değil.
      Ama çok seviyorum onu ben. Benim oğlum usluydu, hiç bir şey kaldırmadım ortadan kırılıp dökülecek diye. Ama Neriman için bütün çiçeklerimi balkona taşıdım, bibloları ortadan kaldırdım. Ama ne gam, onun sevgisi her şeye değiyor.
      Sen de Bücürük'ü öp benim için canım.
      Sevgilerimle.

      Sil
  2. Hayvan sevgisi olmayan insanı da sevmez bence. Güzel bir yazı. Müjde Hanım'ın yorumu sonrası yazacak bir şey kalmamış. Kedi konusunda da onun yazacakları karşısında bir şey yazmamız olanaksız. Lakin, siz de Neriman kediciğe evinizde baktığınıza göre sizin de yazacaklarınıza cevap vermek çok zor olacak gari:))
    Selam ve saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet hocam Müjde'nin yorumundan sonra yazacak şey kalmamış gerçekten:)
      Çok teşekkürler. Benden de selam ve saygılar.

      Sil
  3. Ya estağfurullah ya şimdi mahçup oldum:)))ikinize de çok çok sevgiler, selamlar...:)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar