BAYRAMDAN SONRA


Uzun bir bayram tatili geçti.
Oldum olası sevmediğim bir uzun bayram tatili daha.
Dinlenmek?
Yok canım daha neler, hem kafam hem bedenim yorgun döndüm. Bilmiyor muydum? Elbette biliyordum, ama işte zorunluluklar...


Sekiz günün sonunda İstanbul'uma kavuştuğumda ohh dedim. Büyük bir enerjiyle gelir gelmez önce evimi temizledim. 
Evde yalnız kalan Neriman evin altını üstüne getirmiş. Görünüm, savaş alanı. (Bakıcısı olması bir şeyi değiştirmemiş)
Hayret edilecek şey ise kilo almış olmasıydı; sanırım sıkıntıdan bol bol yedi zavallı. Nasıl da özlemiştik onu, gelir gelmez sarıldı ayaklarımıza, yaladı yüzümüzü gözümüzü. İlk ayrılığımızdı; kedisi olan arkadaşlarımız, ilk önce sevinir sonra kapris yapar, yüzüne bile bakmayabilir demişti. Olmadı böyle bir şey, ne de olsa benim kedim; sahibine benzemeyen mal haramdır diye boşuna söylenmemiş.
Şu anda kendimi müthiş dingin, huzurlu ve mutlu hissediyorum. Sekiz günde bozulan dengem iki günde yerine geldi. Dün arkadaşımla her zamanki yerimize gidip her zamankinden daha çok keyifle döndük evlerimize. Bugün ise tamamen yalnız, kendimle başbaşa, uzun zamandır yapamadıklarımı yapıp bol bol da kitap okuyup müzik dinledim. 
Dün Kadıköy'de arkadaşımı beklerken Yapı Kredi Yayınları'na girdim. (Her zamanki gibi) Dört kitap al üç kitap parası öde kampanyası vardı, bir de yüzde on indirim. Alınmaz mı? Büyük bir iştahla rafları dolaştım tek tek. Algıda seçicilik dedim ben buna, önüme iki tane kedi kitabı çıktı. Desmond Morris'in 'Kedinizle Tanışın' ve Julia Bachstein'in derlediği 'Kedi Hikayeleri.' Onları koltuğumun altına sıkıştırıp başka raflara yöneldim. Filiz Ali'nin gözünden babası Sabahattin Ali'nin Yaşam öyküsünü anlatan 'Filiz Hiç Üzülmesin' kitabını hep almak istemiştim, onu da koltuğumun altına sıkıştırdım ve son kitaba doğru yöneldim. Bence alışverişimin en ilginciydi bu son kitap. 'O Pera'daki Hayalet'. Bir başka isimle Hayalet Oğuz. 60'lı 70'li yıllarda İstanbul'da bohem hayatın içinde önemli bir isimmiş. Sakallı Celal'i hatırlattı bana. Bugün Kedimle tanıştıktan sonra ilk onu aldım elime ve Hayalet Oğuz'la da tanışmanın hazzını duydum. Bitirince sanırım yazmadan duramayacağım.


Bu kitapların hepsini tavsiye edebilirim, kedisi olanlar için ise kedi kitaplarımı şiddetle tavsiye ederim. Gerçekten çok farklı oluyor kedinizle ilişkiniz. Okur okumaz hem de.

Sağlıcakla kalın.

Yorumlar

  1. Kıyamam tam 8 gün tek başına mı kaldı?:(( ay canım bakıcı inşallah güvendiğin biridir - paranoyaklığım tuttu yine - mazallah iyi tanımadığın, güvenmediğin kimseye emanet etme, kustu diye döver, tırmaladı diye döver, depresyona sokar kediyi:((( ay çok korkuyorum ne yapayım:( hoşgeldin İstanbul'una, evine, Neriman'a kavuştun ya sevindim:) öptüm canım.

    YanıtlaSil
  2. 8 gün değil Müjde'm. Oğlum yanındaydı 4 gün.
    Bakıcısı zaten gelip mamasını verdi, kumunu değiştirdi o kadar. Arkadaşımdı, güvendim:)
    Aklım hep onunlaydı biliyor musun? Sürekli rapor aldım, bir daha yalnız bırakmayı düşünmüyorum, inşallah şartlar zorlamaz.
    Öpüyorum

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar