BİR CÜMLELİK AŞKLAR


Aşka inanıyor musunuz?
Belki önceden inanıyordunuz da artık kalmadı o inanç.
Ya da hep vardı, hiç yitirmediniz ve hâlâ inanıyorsunuz.

İlk olarak Beyoğlu'nda Odakule'nin karşı sırasında açılan İstanbul kitapçısı artık her yerde neredeyse. Eminönü, Kadıköy ve şimdi Beşiktaş vapur iskelesinde.



Cumartesi sabahı Beşiktaş'ta buluşacaktım müşterimle. Erken gittim biraz, baktım bu iskelede de İstanbul Kitapçısı açılmış. Her seferinde beni büyüleyen, başka dünyalara götüren, hiç bir kitap almasam da -ki bu pek mümkün olmuyor- mutluluktan uçuran kitapçıya girdim hemen. İyi ki erken gelmişim. Bilseydim daha da erken gelirdim, yetmedi zaman. Genellikle İstanbul üzerine yazılmış kitaplar satılıyor burada, inceleme-araştırma, tarih, edebiyat vs. Arada İstanbul yazarı olarak tanınan yazarların diğer kitaplarını da bulmak mümkün oluyor. Ben de buldum böyle bir kitap o kısıtlı zamanda.
İstanbul Bir Masaldı romanının yazarı Mario Levi'nin yeni öykü kitabı: Bir Cümlelik Aşklar.


Mario Levi uzun cümleleri seven bir yazar. Bu yüzden okuyamıyorum ya onu. O kadar hevesle aldığım İstanbul Bir Masaldı, kitaplığımın rafında yıllardır durur yarım bırakılmışlığın hüznüyle.

Kitabın adı çekti önce, Bir Cümlelik Aşklar. Hem aşk hem bir cümle. Ah, ne güzel dedim, kısa kısa öyküler. Uzun öyküyü sevmediğim sanılmasın, derdim Mario Levi ile benim.

Ama ne yanılmışım, hem de ne yanılmışım.

Her öykü bir cümlede anlatılıyor, doğru; fakat kimi cümleler bir, bir buçuk satır, kimileri koca bir sayfa. Yanlış okumadınız bir cümle bir sayfayı buluyor.

Eyvah demeyin sakın, inanamadığım kadar kolay okudum. Sanırım İstanbul Bir Masaldı'yı okumaya da hazırım artık. Tıpkı Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü gibi. Onu da önce yarım bırakmış, yıllar sonra nasıl yarım bıraktığıma şaşarak bir solukta okumuştum. Sanırım okuma zamanına bağlı bir durum.

Yazar, kitabı aşka inancını kaybetmeyenler için yazdığını söylüyor. Ben çoktan kaybettim inancımı. Ama,
Okurum buna rağmen, severim aşk hikayelerini.

Giriş kısmında şöyle yazmış yazar:

"...Nefesiniz.
Hislerinizle dokunuşlarınız.
Aşk için.
Aşk için.
Aşk için.
Ne yapıyorsanız yapın, aşkla yapmak ve yaşamak için.
Birilerinde unutulamayacak bir hikaye bırakmak için.
Anılmaya değer bir hikaye.
Çünkü er ya da geç başka bir aleme karışma vakti de gelir...."

Teğet Geçmek

Bebek giysileri işinden hatırı sayılır bir servet edinen Kâmil, tek çocuğunu bir iki kaçamakla gönül eğlendirdiğini, hatta mutlu ettiğini sandığı, günün birinde de aniden sırra kadem basmasına hiç bir anlam veremediği sekreteri Şükran'ın, doğduğu şehirde, Mersin'de dünyaya getirdiğini ve tek başına büyüttüğünü, tüm yaşananları başından beri bilen kısır karısından, yaklaşık otuz yıl sonra, son nefesini vermek üzereyken öğrendi. (kitaptan)


Bence de; birilerinde unutulmayacak, anılmaya değer bir hikaye bırakmak için ne yapıyorsak aşk ile yapalım.















***** Bir şeye üzüldüm. Üsküdar'dan Beşiktaş'a artık vapur seferi yapılmıyor maalesef. Üsküdar'daki Beşiktaş iskelesi Haliç iskelesi olmuş. Beşiktaş'taki tarihi iskele de Boğaz hattı. Hep bir alıp veremedikleri oldu zaten Üsküdar-Beşiktaş arası ile belediyenin (Yahut Deniz Yolları'nın, bilmiyorum.) televizyonların reyting meselesi gibi bir rant meselesi var anlaşılan.

Yorumlar

  1. Bir sayfalık cümle ha! Tırstım:)))kitap tanıtımlarını çok severim teşekkürler Nurten'im. Üsküdar Beşiktaş'a nasıl vapur olmaz yahu? Yıllarca her gün okula öyle gittik...:( Allah Allah ben dumura uğradım şu an:(((
    Sevgilerimle öptüm canım...

    YanıtlaSil
  2. Şehir hatlarının vapur seferleri kaldırılmış Müjde'cim. Motor seferleri devam ediyor. Motorlara mecburuz yani.
    Çok öpüyorum ben de seni canım.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar