OTOBÜS YOLCULARI


Eski Türk filmi izlemek istedim, eski İstanbul'u görmek, çirkinleşen yeni İstanbul'dan biraz uzaklaşmak.
Öyle alelade bir Türk filmi olmazdı; içinde hem İstanbul olacak hem oyuncular beni benden alacak.




İşte size OTOBÜS YOLCULARI.
Yıl 1961, İstanbul nasıl güzel!
Türkan Şoray on altı yaşında tazecik bir genç kız. Ayhan Işık beyazperdede onuncu yılında, her zamanki yakışıklılığı ve oyun gücüyle göz dolduruyor. Suna Pekuysal, Suphi Kaner ve Ahmet Tarık Telçe de oyuncular arasında. O kadar gençler ki.

Senaryosunu Vedat Türkali yazmış. Yönetmen Ertem Göreç. Müzikler Ruhi Su ve Yalçın Tura'dan. Bir politik dram filmi. 27 mayıs darbesinden sonra ortaya çıkan Güvenevler Dosyası'yla ilgili inşaat yolsuzluğunu ve günümüzdeki arazi mafyasının başlangıcını ortaya seren bir toplumsal gerçekçi deneme.
Kemal, aydın bir otobüs şoförüdür. Yeni verildiği hatta üniversite öğrencisi Nevin'le karşılaşır ve ona ilgi duyar. Nevin, bir müteahhidin kızıdır. Para hırsından gözü dönmüş babası büyük inşaatlar yapmakta ve gariban halk bütün parasını, varını yoğunu bu evlere yatırmaktadır. Oysa inşaatlardan malzeme çalınmakta, bir daire üç beş kişiye birden satılmakta, halk kandırılmaktadır. Müteahhit, ortağını da dolandırmaktadır bu arada. Biten evlerin bir kısmının tapusu dağıtılmaya başlandığında dairelerin yalnızca kendilerine satılmadığını anlayan aileler ne yapacağını şaşırır. Mahalleye yeni taşınmış olan Kemal'den yardım isterler. Elinden geleni yapmaya çalışan Kemal, bunu ve kızıyla ilişkisini de öğrenen müteahhit babanın gazabına uğrar, fakat Kemal pes etmez. Babasını hep doğru ve dürüst bilen, Kemal'in babası hakkındaki sözlerine kırılan Nevin, bir gün tesadüfen gerçeği öğrenir. Bundan böyle artık Kemal'in yanındadır. Ancak olay büyümüştür, müteahhit, ortağının da durumu anlaması üzerine bir düzmece trafik kazasıyla onu ortadan kaldırır. Bu arada, halkı kandırması için rüşvet verdiği adam büyük bir para ister ondan. Yoksa bütün dalaverelerini basına ve halka anlatmakla tehdit eder. Bundan sonraki olaylar korkunçtur, vahşidir. Sonunda müteahhit hapse girer, Kemal ile Nevin kavuşur. Yani iyiler kazanır.

Filmde o kadar güzel sahneler var ki; mesela, otobüste herkesin oturduğu yer belli. Aynı saatte okula iş yerine giden insanlar hep aynı koltuklara oturuyorlar, güzel muhabbetler ediyorlar.
Mahallenin çocuklarının oyunları hep sokakta, ip atlıyorlar, uçurtma uçuruyorlar, bilgisayar ve cep telefonu falan yok. Sokakta hayat var yani.

İstanbul yemyeşil (siyah-beyaz da olsa görünüyor elbette), gökdelenler yok, taş taş üstünde değil.

İnsanlar yardımsever, mahalle kültürü yok olmamış. Yeni taşınan Kemal'in eşyalarını hep birlikte taşıyorlar eve.
Ve çok güzel bir ayrıntı; Kemal'in kamyonetteki eşyaları arasında bir kutu ve içinde kitaplar. Bir tanesi Varlık Yayınları'ndan çıkmış Sait Faik'in Alemdağ'da Var Bir Yılan kitabı. Kamera burada özellikle zum yapıyor.
Otobüsün her seferinde Süleymaniye Camii'nin önünden geçerken selam çakan bir otobüs şoförü Kemal. Mimar Sinan'ın dehasına saygı duruşu bu.

Film izleyicilerine gösterilene, anlatılmak istenene bakar mısınız?
Ne kadar hoş değil mi?

İnşaat alanında, elinde sazı durmadan çalıp söyleyen, oranın uğuru sayılan yaşlı adamın Kemal ile Nevin için yaptığı türkünün sözleriyle bitireyim.

Şoförün altında beylik otobüs otobüs
Yanında bir okur yazar güzel kız

Hepimizin derdi yuva derdidir derdidir
Kimseler kalmasın yurtsuz yuvasız

Kız güzel olmalı aklı ermeli ermeli
Oğlan ise güzel bir iş görmeli.



Yorumlar

  1. gruptaki paylaşımınızda görüp izlemişliğimin çok eskide kaldığını hatırlayarak not almıştım, yeniden izlemek için.. ondan sonra gelier yorum yaparım dedim ama hala izleyemedim hala.. umarım en kısa zamanda.. sevgiler ♥

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar