HOŞ GELDİ SAFA GELDİ


Ramazan çok özel bir aydır benim için.
Çocukluğumun safiyeti, neşesi vardır onda; aynı zamanda acı hatıraları.
Çok erken yaşta başladım oruç tutmaya, Teravih namazlarına camiye gitmeye. Sahurun ve iftarın birleştiriciliğini hissetmeye.
Hatırlamak gülümsetiyor.



Sahur için saat de kurardı annem ama, davulcu bazen saatten önce sokakta davulunu inletince kalkıverirdik hepimiz.Annem hemen, yemeklerin altını ateşler sonra biz iki kız kardeş anneme sofrayı hazırlamasında yardım ederdik. Neşeyle yapardık bu işi, bize oyun gibi gelirdi. Yıllar sonra öğrendiğimiz, sahurda normal yemek değil de hafif atıştırmalıklar yenmesi gerektiği bilinmezdi bizim evde. Eni konu çorba, ana yemek, makarna ya da pilav konurdu sofraya. Bir de üzüm hoşafı. O üzüm hoşafının tadını hâlâ duyarım damağımda. Ramazan dışında yapmazdı annem. Ayrıca, sahurda hafif yemek yenmesi gerektiğini öğrendik de ne oldu? Annemde usul hâlâ böyle. İnatçı kadındır vesselam.
Sahurlarımız erkek kardeşimin oruç tutacak yaşa gelmesiyle eğlenceli bir hal almıştı. Uyanamazdı bir türlü, sofraya oturduğunda hâlâ uyuyor olurdu. Gözleri kapalı yemek yerdi ve kalkar yatardı, inanılmaz. Biz de gülüşüp dururduk.
Yemek bitip oruca niyet edildikten sonra abdest alırdım ben ve makine kısmı içeri sokulup sehpa haline getirilmiş dikiş makinesinin başına otururdum. Her gece 20 sayfa (1 cüz) okumak zorundaydım Kuran'dan. Böylece Ramazan sonuna kadar hatim etmiş olurdum Kuran'ı. Sabah gün ışımasını pencereden görene kadar sürerdi okumam. En çok o gün ışıması zamanını özlüyorum şimdi. O kadar seyrek hatta hiç görmüyorum denebilir artık.
İlk oruçlarım yaz aylarına denk geldi. Çok susadığımı hatırlamıyorum, ama müthiş yemek ihtiyacı duyuyordum. Öyle orucu uykuya tutturmak diye bir şey de yoktu bizde. Ben de açlığımı unutmak için kitap okurdum bol bol. Orucumdan pek memnun olan annem okuduklarımı beğenmez, önüme dini içerikli kitaplar koyardı. Pek memnuniyetsiz de olsa onları da okurdum.
İftar hazırlıkları tabi ki daha heyecanlı ve neşeliydi. Gün içinde canım ne çektiyse akşama anneme yaptırırdım; tabi ki yardım ederek. İşten yorgun gelen annem, sırf oruç tutmayı bırakmayalım diye uğraşır didinir yapardı istediklerimizi.
İftar topunu heyecanla balkonda beklerdik. Top atılır, minarelerin ışıkları yanar ve ezan başlardı. Tabi ki TRT de İftar duası da. Duayı dinler, "Amin" der sarılırdık bardaklara. Su ile açardık orucumuzu biz. Evimize hiç hurma girmezdi.
Yemek biter, bulaşıklar elde yıkanır ve yeni bir ritüele hazırlanılırdı. Biz kızlar hemen abdestimizi alır uzun basma eteklerimizi giyer, başımızda namaz örtüsü ile caminin yolunu tutardık dayı kızlarıyla. Bunu o kadar severek yapardık ki yirmi rekatlık namaz bize hiç ağır gelmezdi. Ramazan sosyalleşmesiydi diyorum buna; dayı kızlarıyla camiye giden yolda şakalar yapar, fıkralar anlatır hatta Ramazan falan dinlemez dedikodu bile yapardık.
Çok çocuktuk, çok saftık, temizdik. Kirlenen dünyadan habersiz gerçekten sevap işlediğimize inanarak güle oynaya geçirirdik bütün Ramazan'ı.
Bir keresinde evde kılmaya niyetlendik Teravih namazını. Artık öğrenmiştik ya nasıl kılınır ne okunur, biz de yapabiliriz dedik. Bizim evimizde, annemlerin misafirlikte olduğu bir akşam başladık kılmaya. Rahmetli Neşe ablam imam yerine geçti, arkada biz cemaat. Her selam verişte, seccadelerin yanı başına koyduğu terlikleri azaltıyor bir bir. Rekatları karıştırmayalım diye koyduğumuz terlikler işe yaramadı ve biz şaşırdık sayıyı. Tekrarladık tekrarladık gene şaşırdık, sonunda kahkahalarla gülerek bıraktık namazı.
Her hatırlayışımda hem gülerim hem içim sızlar. Neşe ablam, gitti dönülmeze, artık yok.

Yıllardır oruç tutmuyorum.
Ama her Ramazan, iftar zamanı okunan ezanı huşu ile dinliyor ve o günleri özlemle anıyorum.
İftara çağıranlara koşarak gidiyorum; iftar sofrasının bereketini ve birleştiriciliğini görerek mutlu oluyorum.

Ramazan benim çocukluğumdaydı. Her şeyde olduğu gibi samimiyetle inanç ve ibadet de eskidendi.
Şimdi yok, varsa da çok az.

Hayırlı Ramazanlar.



















Yorumlar

  1. ne güzel anılar.. şimdi eksikleri olsa da hayat devam ediyor , ne garip bir cümle işte ama kullanıyor insan gene de.. eski ramazanlar da benim de çok sevdiğim anılarım var keşke o zamanlarda olabilsek kalabilsek o zamanlarda.. of duygulandım bak şimdi neyse konuyu şuna bağlayayım birkaç yıldır benimde tuttuğum gün sayısı giderek azaldı ve geçen sene iki üç güne kadar düştü.. tutmuyor olsamda ezanı dinlemeden sofraya oturamam ilk gün servis yaparken ezanı duyamadım ve masaya oturdum hani ezan ben nasıl yicem dedim :) tabi oruçsuz olunca biraz güldüler ama içimdeki hissi sen anladın! sevgiler ♥

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)
      Sevgiler benden de Nilgün hanımcım.
      Teşekkürler

      Sil
  2. Merhabalar.
    Ramazan ayı benim için de çok özeldir. Üç aylara girince sevinmeye başlarım. Ama yıllardır bu Ramazan sevincini layıkıyla gönlümde ve yüreğimde hissedemiyorum. Mübarek Ramazan ayı ile bir kış mevsiminde tanışmıştım, şimdi tekrar o kış mevsimine doğru dönüş yolculuğundayım.

    Cenab-ı Hakk'tan eski Ramazan sevinçlerimizi bizlere tekrar yaşatmasını niyaz ediyorum.

    Selam ve dualarımla birlikte en Güzel'e emanet olun. Hayırlı Ramazanlar dilerim.

    YanıtlaSil
  3. Amin. Recep bey çok teşekkürler.
    Aynı dileklerimle efendim.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar