BALAT'DA MEZAT

Bu aralar Balat'a gitmek pek moda oldu. Modayı takip etmem de, mecburen modaya uymuş olduk biz de. Bazı pazar günleri ablamlarla İstanbul'un görmediğimiz yerlerini görmek için geziye çıkıyoruz. Bugün çıkarken nereye gideceğimiz konusunda fikrimiz yoktu, vakit de pek erken değildi, en yakın yer olarak Balat'da karar kıldık. Üsküdar'dan Haliç dilenci vapuruna bindik, yaklaşık kırk dakikada vardık.



Fener ve Balat semtleri, Avrupa Birliği fonu ile 2005 yılında rehabilitasyonuna başlanılan yerler. Rehabilitasyondan önce görmüştüm; bir arkadaşımız oturuyordu orada. Eski Rum mahallelerindeki eski Rum evlerinden birinde oturuyorlardı. Ev dökülüyordu adeta ama, çok sevmiştim. Yoksulluğun her yerde gözünüze çarptığı Balat, şimdi rehabilite edilen yerleriyle başkalaşmış.

Elbette güzel olmuş, ancak geri planda neler yaşandı, kimler yerinden edildi, kimler büyük kârlar elde etti bilmiyoruz. Vitrin güzel, ancak arka sokaklarda yine yoksulluk, yine virane evler ve çaresiz insanlar.
Ama mutlu çocuklar, çünkü paranın hikmetini (!) bilmiyorlar henüz. Sokaklarda top koştururken gözleri gülüyor. Kapı önlerinde genç kızlar sohbette. Karşı evden süslü bir kadın çıkıyor bir kaç kişiyle, kız istemeye gidiliyor büyük ihtimal. Elinde bastonu dinlenirken görüp yol sorduğumuz yaşlı teyze pek konuşkan çıktı, eski evini sattığından yeni evinin mahallesinde ilk kez çingeneleri gördüğüne kadar anlattı durdu. Bir kaç sokak sonra yol sorduğumuz yaşlı amcanın ondan aşağı kalır yanı yoktu. Önce çöp konteynerlerinin dibindeki ekmekleri gösterdi, Suriyelilere verilip yenmeyen ekmeklermiş bunlar. O kadar üzüntülüydü ki, söylendi durdu. "Yazık değil mi? Günah değil mi? Millet açken reva mı bu? Hesabını nasıl verecekler?" dedi. Namaza gidiyormuş, hem yol gösterdi bize hem dua etti sağolsun.



Sokaklara gire çıka, kafalar yukarıda hayran hayran bir dolu fotoğraf çektik. Artık yavaş yavaş geziyi bitirip durağı bulmaya çalışıyorduk ki çok güzel bir eskici dükkanı çıktı karşımıza. Onu fotoğraflarken içeride mezat olduğunu fark ettik. Kapı önündeki adam içeri girip izleyebileceğimizi söyleyince büyük bir merakla daldık içeri. Hayatımızda ilk kez mezat izleyeceğiz.
Aman efendim izlemek ne kelime, alışveriş bile yaptık. Öyle büyük keyif aldık ki bir girip çıkarız diye düşündüğümüz dükkanda neredeyse iki saate yakın kaldık. Mezatı yöneten beyle (Münadi deniyormuş) ahbap bile olduk.
Gezi boyunca ne kadar iyi edip bugün buraya geldiğimizi söylüyor ve mutluluğumuzu dışa taşırıyorduk, ancak bu mezat katmeri oldu. Hep ilk gördüğüm şeyler çok mutlu eder beni, bugün ise katmerli mutluluk yaşadık birlikte.

(Alttaki fotoğrafta yaptığım alışverişin kalite kontrolünü yapan Neriman:))

Yorumlar

Popüler Yayınlar