KENDİMLE BAŞBAŞA

Nihayet, sonunda kendimle başbaşa kaldım.
O kadar mutluyum ki.
Uzandım büyük kanepeye, pofuduk battaneyi serdim üzerime, bilgisayarımı aldım kucağıma. İlk iş 50'li yıllar müziklerini açtım ve başladım dinlemeye. Dean Martin'den That's Amore ile kulaklarımın pası siliniyor. Gelsin poul Anka'dan Diana, You Are My Destiny, gelsin The Champs'dan Tequila ve diğerleri.



Ben şimdi ne kadar başka bir dünyadayım. Evde beklesin işler, yapılacak yemekler, beklesin kedinin kumu, gelmesin kimse, çağırmasınlar beni. Ben böyle mutlu mutlu uzanayım akşama kadar, mümkünse ertesi sabaha kadar.
O kadar yorgunum ki ve uykusuz. Kelimeler dökmem zor görünüyor. Bu kadar yorgun hissetmiş miydim hiç kendimi bilmiyorum.
Ben aslında bu dönemde yaşamalıymışım dediğim dönemin müzikleri bunlar. Hatırlıyorum seyrettiğim filmleri, belgeselleri, okuduğum kitapları. Geç gelmişim dünyaya diye düşündüm hep. Yüksek teknoloji, modern şehir hayatı, vicdanını yitirmiş toplumlar, gözünü para bürümüş insanlar bana göre değil. Hiç olmamıştı, olacak gibi de görünmüyor.
Sıkıldım kalabalıklardan, oradan oraya koşturmaktan. Ki, ben yürüyen değil koşan bir insanım, ama nereye, kim için, ne için?
Sıkıldım sorumluluktan. Ki, ben yüksek sorumluluk duygusu olan biriyim, ama gene kim için, ne için?
İnsan ne için yaşıyor bu dünyada? Kendini mutlu etmek için yaşamadıkça, hayata aşkla bakmadıkça, her mevsim değişen doğanın farkına varamadıkça ne anlamı var yaşamanın? Varsın üç kuruş param olsun, arabam, yatım katım olmasın, param varsa bugün gidip en güzel lokantada yiyeyim yemeğimi, yoksa yarın soğan ekmekle geçireyim günümü. Yeter ki mutlu hissedeyim, huzurlu olayım.
Bir tek kitap almak için olsun param; gerçi onun için de çok para gerekmiyor. Bir de yazayım, durmadan yazacak zamanım olsun. (eskisi gibi)
Evimdeki en sevdiğim koltuğa keyifle oturacak zamanım olsun. Oğlumla uzun sohbetler yapacak zamanım olsun. Annemle babamı sık ziyaret edecek zamanım olsun. Sevdiğim yemekleri yapabilmek için mutfağımda uzun saatler geçirebilecek zamanım olsun. Olsun da olsun, sadece zamanım olsun.
Benimle birlikte olmak isteyen ailem ve arkadaşlarıma o gün uygun olmadığımı söylemek istemiyorum artık. Neyi hangi zamana erteliyorum? Şairin, "Sevgileri yarınlara bıraktınız." dizesi gibi sevgileri yarınlara bırakıp sonra pişman olmak istemiyorum.
Hayat aşkla güzelleşiyor, insan farkındalıkla gelişiyor.
İş işten geçmedi henüz. Hiç bir şey için geç değil ve neresinden dönersem kârdır.

Yorumlar

  1. İç hesaplaşma...
    Umarım o çok istediğin mutluluğu yakalarsın.
    Saygılar...

    YanıtlaSil
  2. Yüreğine sağlık!
    çok iyi geldi bu yazı...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar