MUTLULUK

Mutlu olma sebepleri üzerine yazmış Müjde'ciğim.
Ben de düşünüyorum bunu epeydir. Çünkü eskisi kadar mutlu hissetmiyorum kendimi. Eskisi kadar umutlu da değilim hayattan üstelik.
Sebepleri çeşitli tabi. Öncelikle ülkenin durumunun iş hayatına olan etkileri var. Gitgide bozulan denge iş hayatında geleceğimi belirsiz hale getiriyor. Bundan yaklaşık on yıl önce böyle değildi. Yaptığın işi ve karşılığında alacağın parayı bilirdin. Beklentilerini büyük oranda karşılayabilir ve bunun sonucu olarak plan yapabilirdin. Şimdi ne planı Allah aşkına, günlük yaşayıp gidiyoruz işte. Değerlerini yitirmiş bir dolu insanla aynı ortamda iş gereği biraraya geliyor, senin yaptığının değerinini zerre kadar anlamayan, sadece kendine yontan insanlarla çalışmak zorunda kalıyorsun.
İyi niyetli olmak hiç işe yaramıyor artık. Ne kadar iyi niyetli olursan o kadar kullanıyorlar seni, tepene biniyorlar tabiri caizse.
Her şey o kadar paraya tahvil edilmiş ki, bazen bir insanla konuşurken şaşıp kalıyorum. Ben konunun sosyal kültürel yanıyla ilgili bir şey anlatırken bir bakıyorum karşımdaki o konuyu paraya bağlamış, para ile ilgisini anlatıyor bana. Ben bundan hoşlanmıyorum. Paranın önemini reddettiğimden değil, tam tersine para çok önemli bu hayatta. Kazanmak zor, harcamak kolay. Ama her şey değil, her şey paraya bağlı olmamalı.
Hayatta merhamet-acımak gibi, sevgi-aşk gibi duygular da var. (dı)
Mesela Müjde'nin Bücürük'ü var, benim de oğlum. Bunlar en büyük mutluluk kaynaklarımız. Onlar olmasa, onlara duyduğumuz sevgi olmasa dayanmak daha zor olurdu bir çok zorluğa diye düşünüyorum.
Ama bir karamsarlık da kaplamıyor değil içimi. Her şeyin tepe taklak edildiği, düşüncenin suç sayıldığı, eleştiriye tahammülün kalmadığı, kadının adının iyice yok edildiği bir ülkeye çocuk büyütüyorum. Büyüdüğünde o da benim gibi şaşıracak bir çok şeye biliyorum.  Görgünün, kültürün esamesinin okunmadığı insanlar arasında bazıları tarafından 'dinozor' olarak dalga geçilecek.
Üzülüyorum.
Ama başka türlü yetiştirmeme de olanak yok oğlumu, yaşadığı topluma uysun diye değerlerinden yoksun bir insan olmasına asla gönlüm razı olamaz.
Mutluluk...
Mutlu olma sebepleri...
Kişiden kişiye değişiyor.
Değişmeyen tek sebep İÇ HUZURU.
Ne para ne pul.
Bence!

Yorumlar

  1. Canım Nurten'im, var ya sen böyle söyleyince suçluluk hissettim, şöyle ki, ben sayfamda ne bu ülkenin hali, diye diye kendimi paralıyorum ya, yoksa Nurten'ime, hatta giderek Aslı'ya, siyahkuğucum'a da mı bulaştırıyorum bu mutsuzluğumu? dedim...:((çünkü ben kendi sayfamda böyle yırtınsam da senin sayfana geldiğimde alışmışım hep seni mutlu, sayfanın ismi gibi yaşama sevinci, yaşama enerjisiyle dolu görmeye alışmışım..şöyle söyleyeyim ben mutsuzken senden, Aslı'dan, siyahkuğucum'dan güç alıyorum..bu gerçek yemin ederim..

    Dediğin gibi senin sevgili oğlun,benim de Bücürük'ümüz mutluluk ve huzur kaynaklarımız, gerçekten onlar için yaşıyoruz biz..:)bugün sabahtan biraz hastaydı, akşama iyi oldu nasıl sevindim.. oğlun senin gibi aydın, kültürlü, bilinçli bir anneni oğlu olarak isterlerse dinozor desinler (haltetmişler)çok iyi yerlere gelecek eminim, çünkü o senin oğlun:)
    ve haklısın ne para ne pul iç huzuru...
    ah bir de şu ülkedeki hainlerden kurtulsak milletçe iç huzuruna kavuşacağız:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sakın ha suçluluk hissetme hayatım. Kimseye bir şey bulaştırmış değilsin:) Ülkenin genel hali elbette bizi de etkiliyor. Büyük yaşam sevincime rağmen zaman zaman ben de mutsuz hissedebiliyorum kendimi. Ama geçiyor benimki çabucak:) Sana güç vermek için neşeli yazılarla devam edeceğim Müjde'ciğim. Zaten ben de hoşlanmıyorum kederli yazılarımdan ne yalan söyleyeyim. Seni çok seviyorum, öptüm canım.

      Sil
    2. Nurten'im zaten sana kederli yazı yakışmıyor biliyor musun?:))Hayat Güzeldir diye bir film vardı, ağlayarak izlemiştim, 2. Dünya Savaşı sırasında bir Nazi toplama kampında geçiyordu, izlediysen zaten bilirsin sen işte oradaki çocuğun babasının sahip olduğu güce sahipsin, ülkenin bu kötü halinde bile 'hayat güzeldir' diyebiliyorsun:)ben de sayfana gelince senden güç alıyorum...ben de seni seviyorum öpüyorum..

      Sil
  2. çok güzel bir yazı ,bir duygulandım ki anlatamam...
    herkesin bir tutunma sebebi ve bir kırılma noktası vardır bence,kimimiz çocuğumuza kimimizde çocuğumuz gibi gördüğümüz evcil'imize bağlıyız. iç huzuru çok önemli .ve yaptığımız şeylerde menfaat ve çıkar beklersek huzur falan kalmıyor,beklenti içindeki insanlar hep gergin hep huzursuz, yanagınızdan buseler eksik olmasın sevgiler,öpüldünüz :))
    not: Müjde ablacığım bende bazen senin gibi düşünüyorum çokmu karamsar yazıyorum acaba diye ama birde hayatın gerçekleri var malesef...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Siyahkuğucum öyle düşünme, sen farklı bir kulvardasın şiir yazıyorsun, şiirler de zaten genellikle hüzünlü, aşk acısı, ayrılık acısı olan şeylerdir, yani neşeli, her şey yolunda giden bir aşktan zaten şiir çıkmaz:)))

      Sil
    2. Sevgili siyahkuğu, teşekkür ederim, senin de yanağından buseler eksik olmasın canım. Sevgilerimi yolluyorum.

      Sil
  3. Mutluluk....
    Güneşin o ilk doğuş anına en son ne zaman tanık oldun? İnsanoğlu, taptaze ışıklarının tüm vücuduna yayılmasını ne zaman izledin kendinde, bir sonbahar sabahı o ılıklığı ne zaman hissettin yüreğinde?...

    Bizler aslında bize her günün bir lütuf olduğunu anlamayacak denli duyarsız bir biçimde geçip gidiyoruz bu yaşamdan. Hanginiz sabah gözünü açtığında bunu dünyaya tekrarlıyor:

    Bugün özel bir gün çünkü ben bugün de yaşıyorum, gözlerim açık, ilk soluğumu bilinçli bir biçimde çektim içime, bu bir ayrıcalık, bugün özel bir gün, evet...Bugün bana bir gün daha yaşama şansı verildi diye

    İnsan yaşamında ne sorunlar var ama biz o kazağı alamadık diye tüm günü o güzelim ruhumuza ve bedenimize azap çektirmekle geçiriyoruz ya da sevgiliniz sizin sevginizin yüceliğini anlamadı diye kahroluyoruz ya da sular gitti diye, hava soğudu diye tüm gün kendimize ve sevdiklerimize surat asıyoruz.

    Bir de şöyle düşünelim; siz başlı başına bir yaşamsınız ve yaşamda telafi edilemeyecek tek şey ölümdür. Sular elbette gelecektir, soğuk hava için biraz daha sıkı giyinebiliriz, sevgilin seni anlamıyorsa aslında senin sevdana layık olmadığını pekala algılayabilirsin...

    Peki, bu yaşama ne zaman gülümseyeceksin, ne zaman kendin için bir şeyler yapacaksın, en sevdiğin çiçeği neden hala başkalarından bekliyorsun, bugün kendine niye o çiçeği almıyorsun, ne zaman miskinliğinden bir sabah da ödün verip doğanın ısrarla uyanışına kendini de tanık etmiyorsun? Unutma ki bu yaşamı güzelleştirecek olan da çekilmez hale getirecek olan da sensin, sakın başkalarını suçlama...Hadi artık her sabah yüreğine kocaman gülümsemelerle dolu bir soluk çek ve tüm gün verdiğin her soluğun içine bu gülümsemelerden katarak çevrendeki tüm canlı varlıkları varlığından haberdar et. Yaşama öylesine gelme ve de öylesine gitme. Unutma ki bir ağacın gövdesine sarıldığında onun kalp atışlarını duyabilecek denli bu dünyada duyarlı yaşamak senin elinde. Tanıdığın ya da tanımadığın olsun, yeryüzündeki canlıların hiç birinden hiçbir zaman,
    gülümsemeni esirgeme
    Unutma sen bu dünyada başlı başına bir yaşamsın ve ...

    Yalnızca bu nedenle bile, senin varlığın çok, çok özel.

    Sevgilerimle Muammer....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Muammer bey muazzam bir yorum yapmışsınız. Son derece değerli bu yorumunuz için teşekkür ederim. Evet, bugün özel bir gün ve bu dünyada duyarlı yaşamak yalnız benim elimde. Selâm ve sevgiler.

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar