NE YAPARSINIZ?

Kendi doğrularını büyük bir inançla, sürekli başkalarına kabul ettirmeye çalışan, işine gelmediğinde karşısındakinin söylediğini asla duymayan, duysa da anlamak istemeyen, üstüne üstlük anlasa da yanlış anlayan bir insan tipi var.
Konu din olduğunda hiç sorgulamayan, düşünmeyen, dini kullanıp siyaset yapanları dindar sanan, onlar ne yaparsa doğru kabul eden bir insan tipi de var.
İyilik yapacağını düşünüp, aslında nasıl bir kötülük yaptığının farkında olmadan başakalarının hayatına sonuna kadar ve hırsla müdahele eden bir insan tipi de.
Bu üç özelliğin tek bir insanda toplandığını düşünün...
Ne yaparsınız?
Hiç bulaşmazsınız o insana değil mi? Mümkün olduğunca uzak durursunuz. Zaten başka ne yapılabilir ki, deli mi divane misiniz, bulaşıp da hayatınızı heder mi edeceksiniz?
Peki ama, ya bu insan en yakınınızsa? Kanınız, canınızsa?
Atsan atılmaz, satsan satılmazsa?
Ne yaparsınız?
Benim gibi uzun zaman idare ettikten sonra dayanamaz, bomba gibi patlar mısınız yoksa metanetinizi sonuna kadar koruyabilir misiniz?

Yorumlar

  1. Oyyy Nurten'im blogcudayken yani aylar önceki karşılıklı dertleşmelerimizden hatırlıyorum da, bu sanırım tahmin ettiğim kişi:(canım üzülme hiç tartışma, değişmez çünkü:(( varsın öyle sansın en seçim günü eve kilitle oy kullanamasın en azından:)))sen de hem intikamını almış olursun, hem de vatana millete büyük faydan olur, nasıl azıcık tebessüm ettirebildiysem çok sevinirim çünkü çok sıkıldığını tahmin ediyorum...:((

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, tahmin ettiğin gibi Müjde'ciğim. Eve kilitleme fikrine çok güldüm gerçekten, ama benimki bağlasan durmaz cinsinden:))) Partiydi, dindi bir tarafa, hayatıma müdahale etmek istediği bir alan var ki dayanılmaz. Bugün Bartın'a gittiler ve bana küstü giderken. İnsan üzülüyor, ama başka ne yapayım bilmiyorum ki? Çok öpüyorum seni canım.

      Sil
    2. :)))güldürdüğüme sevindim:)Nurten'im tahmin ediyorum, hep aynı belirtiler valla hemen de küserler:)duygu sömürüsü yaparlar bir de değil mi? Sonra kendimizi suçlu hissederiz ay küstürdüm diye:(((üzülme canım, gelince sen onun gönlünü alırsın, ben de çok öptüm..

      Sil
  2. can kansa bir şey yapamıyor insan söylenip söylenip susuyor malesef!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Malesef:) Sağol siyahkuğu'cuğum, sevgilerimle.

      Sil
  3. En canı acıtanıda bu Nurten Abla, sözylenecek çok şey varken yada hayatından çıkartmak en iyisi derken, yakının olunca bunların canını acıtması ve hayatında yer edinmesi bu kişi/lerin....
    En son patlardım bende sanırım ama sonrası kişi yine değişmeyeceği için zor.......

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle değişmeyecek elbette, genç olsa belki dersin de, ilerlemiş yaşta olmuyor. Kabullenmeyi, tahammülü daha öğrenememişim anlaşılan. Sevgilerimle Gülşah'cığım.

      Sil
    2. Ben bu durumu en yakınımda yaşıyorum Nurten Abla, bir dönem alışmış gibi oluyorsun daha doğrusu kişiliğim sebebi ile sabırlıyım, tahammül gücüm yüksektir ama ara ara çıkışlarım olabiliyor, bu yüzdende arada çıkışlar gerekli diye düşünüyorum, yoksa olan daha çok bize olur...

      Sil
    3. Ben de çok sabırlıyımdır Gülşah'cığım. Sabır taşı çatlar ben çatlamam, o kadar yani. Ama tahammülün benim için de bir sınırı varmış, onu anladım. Haklısın, ara sıra çıkış yapmadan olmuyor, bu kişi annen bile olsa... Sevgilerimle.

      Sil
  4. Yeryüzünde yaşam alanı bulan canlılar arasında en hassas olanı insanoğludur diye. İnsanoğlu yerine göre ne kadar aciz, ne kadar çaresiz, ne kadar muhtaçtır. Yerine göre ise anlaşılması güç biri olarak karşımıza çıkar. Aslında her insan ayrı bir evrendir. Her insanın huyu, alışkanlıkları, becerileri, davranışları, kararları, istekleri ve seçimleri kendine özgüdür. Bu özelliklerin oluşmasında kuşkusuz ailenin, yaşadığı çevrenin, arkadaş gurubunun ve aldığı eğitimin payı vardır. Yani biri diğerine benzemez. İçgüdüleri ağır basar ve herkesin içgüdüsü, çevreyi, çevrede olan bitenleri algılaması farklıdır. Lakin içgüdülerimizi doğru olana yönlendirmemiz, bencilliklerimize ket vurmamız, insanca özlemlere, eylemlere dönüştürmemiz gerekir. En yakınımız zarar vermekte ustalaşmış ise eğer. Uzak durmak, sır vermemek, kaale almamak doğru olan dır...Düşüncem bu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Düşüncelerinizde çok haklısınız Hüseyin bey. Uzak durmak, sır vermemek, kaale almamak doğru olan. Ama bu kişi anneniz ise o kadar zor ki. Onu anlamaya çok çalıştım, yaşamı zorluklarla geçmiş, annesiz babasız travmatik bir çocukluk geçirmiş. Mutsuz bir kadın. Hayatta onu hiç gülerken, kahkaha atarken görmedim ben. Zaten çok gülmeyi günah sayan biri. Hep çatıştık onunla, dünya görüşlerimiz hiç birleşmedi, ama sonuçta annemdi. Kırk yaş sorgulamalarımda onunla ve kendimle barış yaptım, yaptığımı sandım. Olmamış, olduramamışım. Ne yapacağımı, nasıl davranacağımı bilemiyorum, yine de annem olduğu için sanırım bir gönül alma, yeni bir barış girişiminde bulunmam gerekecek. Teşekkürler, selâm ve sevgiler.

      Sil
    2. Az önce okuyup bitirdim dizi yazılarınızı. Ve gördüm ki yukarıdaki paragraf, 5. bölümden alınma. Geç oldu biraz ama iyi oldu. Sizin yazılarınızı kafam salimken okumak istiyorum ki özüne varayım. Çünkü derinliği var. Bir de hikâye yazamıyorum diyordunuz, bayağı hikâye etmişsiniz işte yaşadıklarınızı. Merakla bekliyorum arkasını. Selâmlar Hüseyin bey.

      Sil
  5. Yukarıdaki yorumu yazımdada belirtmiştim. Gördümki sorun benzer. Yazınızın altına da ekledim. Düşüncelerinizi anlıyorum Nurten Hanım. Belki de en iyi anlayanlardan biriyim. Ne yazık ki babam vefat ettikten sonra gerçi önceden de aynı, annemde aynen sizin annenizin yaptığını yapıyor. Temmuz gibi babamın rahatsızlığı artmıştı. Bir yandan onun hastalşığının verdiği üzüntü ve stres ve sonuçta vefatı, diğer yandan şimdiler de de annemin handikapları ve bitip tükenmez huysuzlukları ile başa çıkmaya çalışyoruz. Bir aydır mide sorunu çekiyordum. Sonuçta ileri derecede aktif gazstrit teşhisi koydular. Ülser başlangıcı kısaca. Annemin umurunda değil. Bildiğini yapıyor. Yanımıza gel diyoruz yok ben evimde kalacam diyip gelmiyor. Yaşlı ve hasta. Evi uzak. Her gün gidip gelinmiyor. Bizi iyice bunalttı. Olan bana oldu açıkçası. Diyeceğim o ki yaşlı insanlar yaşlandıkça nasıl bir duygudur anlaşılmaz lakin çevrelerini daha da kırıcı oluyorlar. İstiyorlar ki her an çocuk gibi kendilerine hizmet edelim, sırtlarını sıvazlayalım. Sanırım benzer durumlar çoğunlukta. Ne diyeyim ki. Atsan atılmıyor. Et tırnaktan ayrılmıyor. Yazılarımı okuduğunuz için teşekkür ederim. Sizin yorumlarınız daha bir gerçekçi geliyor bana. Teşekkürler. Saygı ve selamlar.

    YanıtlaSil
  6. bence en guzeli uzak durmak.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar