DEĞİŞİK


Gecenin bir vakti.
Uyku tutmadı. Zaten uzun zamandır böyle ya. Yaz geceleri hep daha geç uyuyorum. Sıcaktan falan değil, bir garip rehavetten. Bazen sabaha karşı dördü bulduğu oluyor. İlk kez dün akşam uykuya dalışım saat dokuzdu. Sabah dokuza kadar da uyumuşum. Günlerin uykusuzluğu vurdu sanırım.


Bugün kendimi değişik hissediyorum. Belki bir on yıl öncesi kadar güçlü ve değişime hevesli. Yalnızlığı buyur eder bir hal var bende. Fiziki olarak hiç bir dönemimde olmadığım kadar kalabalığım, ama yalnızlığın ayak sesleri kulağımın dibinde. Kalabalık yalnızlığı yaşamaya hazır hissediyorum. 
Ne kadar çok insan geçmiş hayatımdan, herkesin olduğu gibi. Kimiyle yollarımız erken ayrılmış, kimi uzun sürmüş, kimi hâlâ hayatımda. Değişmeyen tek şey olmuş; hayatımdan çıkanların biri hariç hep kendileri gitmiş. Hani Sezen Aksu'nun bir şarkısı var ya, "Gidemem" diye, ben de gidemiyorum işte kimseden. 
Gideni de bekliyorum, kim bilir belki bir gün çıkar gelir. 
Yıllar geçse de geliyor kimi. Ve o gün benim bayramım oluyor. Ne yaşarsak yaşayalım, geldiği gün sadece güzellikler hatırımda. 

"İnsan çok yaşayınca..." diye bir cümle okumuştum bir söyleşide, hatırlamıyorum şimdi kimdi. Henüz o kadar yıl geçirmedim ama, bir kaç ömre sığacak kadar şey yaşamış olmalıyım. Geriye dönüp bakınca, günlüklerimi okuyunca öyle görüyorum. Çok güzel insanlarla çok güzel günler yaşamışım. Çok kötü insanlar da girmiş hayatıma, alt üst edici, kahredici. 
Yine de "keşke" dememişim, "iyi ki" demişim hep. 
İyi ki de böyle demişim. Keşkelerin faydası yok. 

Şimdi hayatım, yepyeni bir dönemin başlangıç sinyallerini verirken umutluyum. Hissettiğim tek şey, gücüm. Gecenin bu saatinde uyumaya çalıştığım yataktan kaldıran, içimi coşkuyla dolduran gücüm. Yıllar var, coşkuyu unuttum, hevesi unuttum. Okumayı azalttım, yazmayı neredeyse bitirdim. 
Mutsuzdum böyle, sakladım. Yazarak döktüğüm içim doldu, doldu, doldu. 
Sansür uyguluyorum epeydir kendime. Onu yazma olmaz, bunu yazma hiç olmaz. Olmayan ne? Ben niye sansür uyguluyorum, kime, neden? 
Oysa yazacak ne çok şey birikti, kim ne der, nasıl düşünür demeden yazacak ne çok şey...
İşi gücü bahane etmeden...

Bugün varım belki yarın yokum, tüm insanlar gibi. Bir nokta bile değilim dünyada, ama tekim, bir eşim yok sizin gibi. 
Bıraktığım yerden başlamak iyi gelecek; enerjim, gücüm, coşkum yanımdayken.

Yorumlar

  1. tıkanmışlık belki de tükenmişlik bende de var epeydir.. gerilen iş yaşamları belki bana sebep ama yaz ve sıkı ortamların neticesi uyku aynı bozuk düzende bende de.. iki gündür de eve gidip yemek bile yemeden uyuyorum bir iki saat sonra gece uyku geç geliyor.. aslında hep var hiç gitmedi gibi :) hep uyusam uyusam diyorum yada hep yatsam yatsam :) destek alıyorum artık bu konuda iyi olacağım umutluyum.. yaşanılan gereksiz dünya işleri sıkıyor bizi ama rahatlatan şeyler az nedense.. o az olanları da bulup çıkarıp önümüze koymak lazım.. bende yazardım artık yazmıyorum ama içi doluyor insanın haklısınız.. belki sizi örnek alır yazarım ama kendime dışa dökmeye daha vakit var sanki.. belki de nisan'da yaşayamadığımız bahar rehaveti anca çöktü üstümüze sıcakla birlikte.. serin günleri düşünelim, içimiz ferah olsun..
    sevgiler ♥

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaz Nilgün'cüm. İyi geliyor, çok iyi geliyor.
      Sevgiler

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar