NASIL BÖYLE OLDUK?

Yaz akşamüzerleri çok güzeldir. Bütün gün kavuran güneş yavaş yavaş çekilirken hafif bir serinlik sarar etrafı. İşte tam gezme havasıdır şimdi İstanbul'da. İster sokaklarını gez semtinin, ister parklarda dolaş, ister deniz kenarında bir çay bahçesinde hülyalara dal.

Biz Beyoğlu'nu seçtik bu güzel yaz akşamüzerinde. Metronun Şişhane istasyonunda İstiklal Caddesi çıkışından Tünel'e vardık. Salına salına yürüyoruz. O kadar çok Arap turist var ki; buraya son gelişlerimde hep aynı şeyden yakınıyor buluyorum kendimi. Turist olacak elbet, turistin milliyeti de çok önemli değil, ama gözlemlediğim şu ki Türkler artık çıkmıyor Beyoğlu'na. Gezi olaylarından beri ben de çok seyrek çıkar oldum, bilmiyorum diğerlerinin de sebepleri aynı mı? Taksim ve Beyoğlu bende uzun süre korku ve tedirginliği çağrıştırdı. Kadıköy'de daha çok kendimi bulmaya başladığımı hissettim ve burada içine kapanık yaşadım yaklaşık beş yıldır. E, artık dışa açılmanın vakti gelmedi mi deyip bir iki seferdir çıkıyorum Beyoğlu'na. İyi de oluyor; her ne kadar artık bambaşka bir Beyoğlu ile karşılaşsam da keyif alıyorum.
Keyfimi bozan tek şey insanlar.
Bunun Beyoğlu ile ilgisi yok tabi, İstanbul'un her yerinde rastladığımız duyarsızlık çok rahatsız edici. Adam yürürken elindeki çöpü pat diye yere atıyor ona çok doğal gelen bir hal ile. Hafifçe koluna dokunup "Atma onu yere" diyorsun. "Geri dönen çöp o" diyor sana. Geri de dönse yere atmaması gerektiğini, sokağı evi gibi görmesi ve onları toplayan çöpçüleri düşünmesini, herkes yere çöp atarsa bütün sokakların halini anlatmaya çalışıyorsun adam yüzüne hayretle bakıyor, gülüyor sonra. (Allah'tan sadece gülüyor, bir de bunların öfkeli olanları var)
Metroda görme engelli üstelik hamile bir kadın tek başına yolculuk yapıyor ve ayakta. Tren istasyona yaklaşırken soruyor yanındakilere "Hangi kapıdan inilecek?" diye. Cevabını alıyor, ancak bir kişi de akıl edip yardım etmeyi denemiyor. Biz oturuyorduk, kadının yanında başka kadınlar vardı ayakta. Ablam dayanamadı, "Bir yardım etseniz de kolayca inse trenden" dedi kadınlara. Ancak o zaman Yardıma yeltendiler.
Kimse kimsenin umurunda değil. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın durumunda herkes.
Biz önce ailemizde sonra ilkokulda öğrendik bunları, şimdi öğretmiyorlar mı diye düşünüyor insan. Nasıl anne babalık yapılıyor artık, anlamıyorum.
Televizyonda, gazetelerde, sosyal medyada her gün görüyoruz hayvanlara eziyeti, kadına erkeğe şiddeti, taciz tecavüz olaylarını. İnsanlar gittikçe vahşileşiyor mu biz çocuğumuza bir fiske bile vurmayı düşünemezken?

Ne oldu, ne zaman oldu, nasıl oldu da bu hale geldi bu toplum?
İnanın anlayamıyorum ve çok üzülüyorum.

İyi insanlar var elbet hâlâ. Umut veren gençler var, ama o kadar az ki.
Sonuçta güzel bir akşam geçirdik de işte bunlar takıldı kafamıza. Takılıyor yapacak bir şey yok.

Yorumlar

Popüler Yayınlar