YÜZÜNÜ SEVGİYE DÖN

Son zamanlarda ne çok eskiyi hatırlar oldum. Ne çok düşündüm kayıplarımı. Ne çok insan geçti hayatımdan ve ne çok kayıplarım oldu.
Denk geldiğim bir eski şarkı, bir fotoğrafla birlikte onar onar atlıyorum yılları. Bazen gülümsesem de çoğunlukla ağlıyorum.
Güzeldir ağlamak, boşalır için, olursun bir kuş tüyü.

Geçmişte gerekli gereksiz, olur olmaz ağladıysam da epeydir ağlamıyordum. Dolmuşum, hatta özlemişim...
Ağlamak ta özlenebiliyormuş yani. Bu nedenle denk getirmeden de dinliyorum o şarkıları, açıp dalıyorum tek tek fotoğraflara bu aralar.
İnsan kendini her ne kadar yaşlı hissetmese de yaş alınca değişiyor ister istemez bir çok şey. En başta sağlık, sen hâlâ genç kız kafasıyla yaşasan da, artık dikkat etmen gerektiğini hatırlatıyor sana aldığın yaş. Ve gidenler; işte en çok onlar öğretiyor sana sağlıktan başka hiç bir şeyin önemli olmadığını, ölümden başka her şeye de çare bulunduğunu. Mecburen olgunlaşıyorsun; taşıdığın genç kız kafası başını sonunu düşündürtüyor, bodoslama daldırmıyor artık.
Dün bir anne 26 yaşındaki oğlunu kaybetti bizim mahallede. Bugün cenaze arabası evinin önüne geldiğinde o annenin artık koyverdiği feryatları unutmam mümkün değil. Yaşıyor insan bir şekilde sonra, ama nasıl yaşıyor?

Üzüldüğüm ve şaşırdığım; artık cenazelere gitmek sanki sadece bir görevi yerine getirmek oldu. Bir iki ah vah bir iki omuz tesellisi, biraz da dedikodu tamam. İçselleştirmiyor insanlar ölen kendi çok yakınları olmadıkça. Oysa gördüğün her cenaze her şeyin ne kadar boş olduğunu söylemiyor mu? Biraz daha hırslarını törpülemeni, yüzünü maddeye değil sevgiye dönmen gerektiğini hatırlatmıyor mu? Bir çiçeği koklamanın, bir hayvanı okşamanın, güneşin doğuşunu izlemenin, insanlık için paraya tahvil olmayan güzellikleri yapmaya çalışmanın, elde etmeye çalıştığın büyük maddi kazançlardan çok daha mutluluk verici olduğunu anlatmıyor mu?
Bence anlatıyor.
Şikayetiniz mi var hayattan, bir zahmet gidin bir hastanenin acil servisine ya da mezarlık ziyareti yapın ara sıra.
Hâlâ şikayetiniz varsa (düzeni bozuk da olsa bu hayattan) diyecek bir şeyim yok.
Biraz kendinizi sevmeye başlayın demekten başka.




Yorumlar

Popüler Yayınlar