BENDEN HİKAYESİ-SAİT FAİK

Sinema salonuna epey bir zamandır ayak basmayıp çok özlemiş olan bendeniz, geçtiğimiz haftalardan birinde sinemada film izlemeye karar verdim. Gösterimdeki filmleri araştırırken adına ve afişindeki adama takıldım. Ben bu adamı nasıl tanımam? Hikayenin büyük ustası Sait Faik Abasıyanık elbette. Daha doğrusu filmde onu canlandıran Mert Er. O kadar benziyor ki, adeta akrabası olacak kadar.

Hiç tereddüt etmeden, başka bir filme bakmadan kararımı verdim. Onur Barış'ın ilk yönetmenlik denemesi imiş BENDEN HİKAYESİ. Bir belgesel film.
Kendime ödül verilmiş gibi hissettim; bu bir tesadüf değildi, sen dur dur, sinemaya gitmeye karar ver ve Sait Faik'i bul. kesinlikle bir ödüldü bu film bana. Belki haberim bile olmayacaktı uzun zaman. Olduğunda da internetten izlemek zorunda kalacaktım, aynı şey değil ki.

Salonda tahmin edebileceğiniz gibi on kişi bile yoktuk. Hafta içi olmasının da etkisi vardı belki, ama fark eden bir şeyin olmayacağını düşünüyorum yine de. Ortalık, gişede rekor kıran fantastik yabancı filmlerden ve bayağı komedi yerli filmlerden geçilmezken kim gelecek ki Sait Faik'e?
İşte bu açıdan gerçekten kutluyorum Onur Barış'ı, cesareti için.

Filmde Sait Faik'in hem duygu dünyası hem de hayat hikayesi anlatılıyor.
Doğduğu Adapazarı'ndan Bursa Erkek Lisesi'ne, Beyoğlu'nda vaktini geçirdiği kahvelere, meyhanelere, Burgazada'da annesiyle yaşadığı köşke, gezdiği ada sokaklarına kadar onunla birlikte giriyoruz hayatının içine. Hikayelerinden parçalar sıkıştırılmış aralara ve çok hoş olmuş bu. Etkileyici ve derinlik yaratıcı.
Onu tanıyanlar anlatıyor.
Hayatının son üç dört yılında alışveriş yaptığı bakkalın sahibi, adadaki balıkçı, Adapazarı'ndaki kuzeni ve Ara Güler. Bir de Bursa Erkek Lisesi'nin şimdiki Edebiyat öğretmeni.
Hepsi anı yaşar gibi anlatıyor. Burgazada'nın balıkçıları, sürekli birlikte vakit geçirdikleri bu içine kapanık adamın büyük bir yazar olduğunu öldüğü zaman öğrendiklerini söylüyor.

O kadar yalnız ki Sait Faik; bu yalnızlığı fazlasıyla akıtıyor içinize Mert Er'in oyunculuğu. Film boyunca durmaksızın yürüyor, uzun uzun bakıyor, dalıp dalıp gidiyor. Bize de Sait Faik'in yalnızlığını yaşatıyor böylece.

Bitmesin istedim, Sait Faik ölmesin ve film bitmesin.
Saatlerce, hikayelerinden parçalar eşliğinde onunla birlikte dolaşabilirdim hiç yorulmadan.


Bir kaç ay önce Özlem Esmergül'ün 'Yalnız Hatta Yapayalnız - Bir sait Faik Abasıyanık Romanı' adlı eserini okumuştum. Onda da böyle hissettim, BİTMESİN!
Ne çok seviyorum ben bu ustayı?

Yorumlar

Popüler Yayınlar