YAŞADIĞIN AN


Hani hep 'Hayat yaşadığın andan ibarettir, ânı yaşa!' derler ya, bu hafta hep ânı yaşadığım bir zaman dilimiydi.

Mesleki açıdan oldukça zorlu bir hafta olmasına rağmen, ne istediysem, nasıl hissettiysem onu yaşadım. Ne geçmişin özlemi ne gelecek kaygısı...
Ağlamadım mı, üzülmedim mi, mutsuzluk hissetmedim mi? Elbette, bunların hepsini yaşadım, ama doya doya, kimseye aldırmadan sokaklarda gözlerimden yaşlar akarken bile mutlu hissettim kendimi, özgürdüm çünkü. O ne der, bu ne düşünürün umurumda bile olmadığı bir özgürlük ne muhteşem!
Kendimi bildiğimden beri kimin ne dediği zaten pek umurumda olmadı da, babacığımın ölümünü yaşadıktan sonra her şey önemini kaybetti.
Ölüm var bu hayatta ve hiç bir şey değmiyor kafaya takmaya. Birileri yaptıklarımı beğensin diye uğraşmaya, bir şeyleri birilerine ispat etmek için didinmeye değmiyor.
Yalnızca kendimi kendime ispat etmek için, kendime ve aileme, sevdiklerime mutluluk ve huzur vermeye çalışmak için yaşanmalı bu hayat.
Bunun içinde, işini iyi ve ahlakla yapmak var, dürüst ve ilkeli olmak var. Hırslardan arınıp tevekkül etmek var. Sinirlenmek yerine gülüp geçebilmek, hazmetmeyi becerebilmek var.
Aşkla sevebilmek; bir insanı, insanları, hayvanları, doğayı ve önce kendini.
Paranın değil sevginin kölesi olmak, şükür etmeyi bilmek, dua etmeyi unutmamak.
Ruhunu insanların esaretinden kurtarmak, özgür bırakmak.
Başkalarına zarar vermedikten sonra istediğin her şeyi yapabilmeyi başarmak.
Ve müzik! Bolca müzik dinlemek; bir anda dünyanı değiştirebilen en güzel şey olan müzik.

Bu hafta öyle durumlarla karşılaştım ki, öyle anlarım oldu ki, babacığımı andım hep. "İyi ki" dedim, "İyi ki böyle bir babanın kızı olmuşum"
Biliyor musunuz en çok istediğim şey nedir?
Bu dünyadan göçtüğümde arkamdan 'iyi insandı' desinler. Hiç bir şeyi değil, sadece bunu önemsiyorum.
Babacığımın ruhu ne huzurludur kim bilir?

Yorumlar

Popüler Yayınlar