AĞVA'DA HAFTA SONU

Annem Ağva'ya taşındı geçen hafta.
Babamın ölümünden sonra Üsküdar'daki evde kalamayacağını, doğduğu yere gitmek istediğini söyledi. Hemen ev aramaya çıkıldı, çabucak bulundu, kontrat imzalandı, on gün içinde taşındı. Üsküdar'daki ev de kiraya verildi, herkes rahatladı.

Annem güçlü kadındır, ama bu kadarını bilmiyorduk doğrusu. Karar alır ve uygular, kafasına bir şey koydu mu onu kimse vazgeçiremez. Akraba ve arkadaşlarının tek başına nasıl kalacağına ilişkin sözlerini kulak arkası etti; babacığımın mayıstaki ölümünden sonra Bartın'daki evimizde tek başına yazı geçirdi. Aslında bunu beklemiyorduk; hep yalnız yaşayamayacağına dair sözler ederdi sohbetlerde. Ne oldu, nasıl oldu bilmiyoruz bundan sonraki hayatını yalnız geçirmeye karar verdi. Kışın Ağva'da yazın Bartın'da yaşayacak Allah sağlık verdiği sürece.
Cumartesi sabahı Şemsipaşa'dan 7:15 otobüsüyle Ağva'ya doğru yola çıktım. Çocukluğumdan beri ilk kez otobüsle gidiyorum Ağva'ya, aslına bakarsanız çok da fazla gitmedim Ağva merkeze. Hep Şile Ağva arasındaki annemin köyü Soğullu'ya giderdik. Hep dediğime bakmayın, kaç yıl oldu kim bilir, beş mi on mu bilmiyorum.
Güzel bir yolculuk yaptım; en ön sırada, bazen yolu seyrederek, bazen kitap okuyarak, bazen de uyuyarak üç saati geçirdim. Yol üç saat süren bir yol değil tabi ki, normalde otomobille bir buçuk saatte falan gidilebiliyor, ama otobüsleri bilirsiniz, hele bu, dilenci vapuru gibi hemen her yerde yolcu indirip bindirdi. Sıkıntı yok, yalnız yolculuk yapmayı sevdiğimden hoşuma bile gitti.
Çok güzel bir kahvaltı hazırlamış annem bana. Uzun uzun oturduk kahvaltı sofrasında, sohbet sohbeti açtı, hem yedik hem konuştuk. Bu uzun yemeler pek hayra alamet değildi anlamıştım, hafta sonu bol yemekle geçti ve hatırı sayılır bir kiloyla döndüm evime.
Öğleden sonra kız kardeşimle eşi geldi, annem daha bir mutlu oldu. Eski albümlere bakarak geçirilen çaylı, kekli güzel bir akşamdan sabaha erdik. Çok güzel uyumuşum, sabah son derece zinde bir şekilde kalkıp enişte bey ile birlikte kahvaltı hazırladım. Bizimkiler içeride, bitmeyen ev yerleştirme dırdırlarını yapmaya devam ediyorlardı.
Kahvaltıdan sonra önce Ağva'nın sahilini görelim dedik, limana gittik. Hava harikaydı, kasım ayının üçünde güneşli ve on dokuz yirmi derece. Annemin evi  çaya ve limana birkaç yüz metre mesafede olduğundan yürüyerek gezdik. Upuzun bir sahili var, sanırım yazın sıcak günlerinde serinlemeye buraya gidebileceğiz. Tabi ki hafta sonu değil, kalabalığı tahmin edebiliyorum.
Sonra kız kardeşimlerin arabasına atlayıp köyleri dolaşmaya çıktık. Müthiş keyifli bir gezi oldu benim için. Ama en çok annem için. Annemi, babamın öldüğü günden başka hiç böyle duygusal görmemiştim. Çocukluğunun geçtiği köylerdeki her yerde bir anısını anlatıyor, "Çocukluk ne güzelmiş" diyordu. Onu o kadar iyi anlıyordum ki; yazılarımı okuyanlar bilir çok özlem duyarım ben de çocukluğuma. Zaman zaman anlatırım sizlere. O her şeyden arınmış, sorumluluktan uzak günleri kim özlemez ki?
Annemin doğduğu Soğullu Köyü'nde ben de anılarıma daldım. On bir yaşıma kadarki yaz tatillerimizi hep burada geçirmiştik kardeşimle. Şimdi, ne zaman olacağı belirsiz baraj projesi yüzünden birkaç hane kalmış köydeki akrabalarımızla buluştuk, konuştuk, güldük, fotoğraflar çektik.
Bir dahaki sefere daha uzun kalma sözüyle vedalaştık ve tekrar Ağva'ya dönüp geç öğle yemeğimizi yedik.









Artık eve dönme zamanıydı, eşyalarımızı arabaya doldurup yalnızlığıyla baş başa bıraktığımız anneme el salladık ve yola koyulduk.
Hep böyle oluyor, sonu hep hüzünlü. Ama bir dahaki geliş için ümit dolu.



Yorumlar

  1. Başınız sağolsun Nurten Ablacım.
    Annenize de sağlıklı ömürler diliyorum. Güçlü olmak hem zor hem kolay gibi gelir bana. O kadar örnek ki anneniz. Sağlıkla otursun evinde, sohbetleriniz bol olsun.
    😘

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amin, sağol canım.
      İnşallah.
      Sevgilerimle.

      Sil
    2. Gülşah!
      Senmişsin, fotoğrafı görünce anladım.
      Blog ismini değiştirmişsin değil mi?
      Ya da ben bu sene kendimi kaybettim birçok konuda farkında değilim canım.
      Kusuruma bakma.
      Öpüyorum seni çok.

      Sil
    3. İkinci olasılığın daha fazla olabilir mi acaba? 😊 Aslında seneyi devirdi isim değişikliğim.
      Hiç sorun değil.
      Bende çok öpüyorum.

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar