ÖĞRETMENLERİM


İnsanın karakterinin şekillenmesinde rol oynayan en önemli kişiler elbette anne ve babasıdır. Ancak biri daha vardır ki en az onlar kadar yer tutar hayatında. Öğretmendir bu önemli kişi.

Öğretmenlerime hep önem ve değer vermişimdir. Saygıda kusur etmemeye, onların o değerli bilgilerinden yararlanmaya çalışmışımdır hep. Hiç bir öğretmenim için olumsuz duygular geçmedi yüreğimden. Çünkü bu mesleğin kutsal olduğunu daha ilkokulda idrak ettiğimi hatırlıyorum. Öğretmen olmayı da istemiştim. Kısmet değilmiş. Arada bazen insanların bana 'Hocam' diye hitap etmesine hem şaşırıyor hem de mutlu oluyorum. İlk tanıştığımda mesleğimi bilmeyenler beni öğretmen sanıyor genellikle. Keşkeleri hiç sevmem, ama bunun için keşke diyebilirim. Keşke bu kutsal mesleğin neferlerinden biri olabilseydim; bir değil binlerce çocuğa dokunup hayatlarının şekillenmesine olumlu anlamda katkıda bulunabilseydim.
Hayatımda iz bırakmış iki çok önemli insan var. Biri ilkokul öğretmenim Şaduman Çelen, diğeri ortaokul Türkçe öğretmenim Nurhan Karal.

İki yıl önce, Ocak 2018'de İzmir'deki evinde ziyaret ettim Şaduman öğretmenimi. Çok heyecanlıydım giderken, yıllardır görmemiştim. Facebook işe yarıyor bazen, şehir değiştirmiş olan öğretmenime bu sayede ulaştım.
İlk öğretmen çok önemli bir çocuğun hayatında. Anne kucağından sonra, öğretmenimin deyimiyle ikinci kucaktır o. Tabi, kucaklamasını bilenler için. O ikinci kucak belirliyor çocuğun ilerideki yaşamını. Ben çok şanslıydım Şaduman hanım gibi bir öğretmenim olduğu için. Kimi zaman disiplinli bir öğretici, kimi zaman dert dinleyen bir arkadaş, ama hep gerçek bir anne oldu bize. Sonuna kadar açtı kucağını. İzmir'de evini de böyle açtı bana canım öğretmenim. Kendisi bir anne, eşi Kazım amca da bir baba gibi ağırladılar beni. Bu kadar rahat bir yatılı misafirlik yaşamadım diyebilirim hayatımda. İlerlemiş yaşına rağmen bir genç kız edasıyla evin içinde koşturup duran bir kadın ve her adımda ona yardımcı bir eş gördüm o evde. Bize kendi evinde mandolin dersi verdiği okul günlerinde de hissetmiştim bunu. En kıymetli misafirleri gelmiş gibi davranırdı, kendimizi özel hissettirirdi güzel öğretmenim.
Ziyaretimde ilkokul arkadaşlarımızdan, ailelerimizden konuştuk. Hafızası o kadar güçlü ki isimleri, numaraları atlamadan anlatıyordu. Aileme dair detayları bile unutmamıştı.
Bana okulu ve okumayı sevdirendir Şaduman öğretmenim. Onun sayesinde okula hep koşarak gittim, biten tatillerin sonunda okul başlıyor diye hiç üzülmedim. Hiç unutmuyorum, ilkokul birinci sınıfın son günü, tatile giriyoruz. Hepimize Tatil Kitabı dağıtılmıştı o gün ve ben daha çıkış zili çalmadan kitabı okuyup bitirmiştim.
Öğretmenimle ilgili en güzel hatıram; o zaman son sınıf olan beşinci sınıfta bir gün, kızları ve erkekleri ayrı ayrı sınıfta toplayıp özel bilgiler verdiği konuşmadır. Bizleri hayata hazırlayan bir konuşmaydı bu. Hiç unutmadım ve yararını çok gördüm. İlerleyen yıllarda arkadaşlarımla konuşurken onların ilkokul öğretmenlerinin böyle bir konuşma yapıp yapmadığını sorduğumda hayır yanıtını almış ve şaşırmıştım. Sanıyordum ki  herkesin öğretmeni bu inceliği düşünür. Vardır muhakkak düşünen, ama benim arkadaşlarımın öğretmenleri arasında yoktu.
İnşallah tekrar ziyaret nasip olur İzmir'e, öğretmenime. O güzel sıcak yuvaya.


Şaduman öğretmenim kadar hayatımda iz bırakan bir diğer öğretmenim de Nurhan Karal'dır. Ortaokulda Türkçe derslerimize girdiği ilk günden ısınmıştım ona. Mavi mavi, boncuk gibi iri gözlerinden alamıyordum kendimi. Öğretmenliğinin ilk yıllarıydı sanırım; gencecikti, enerjik ve idealistti. Okumayı ve yazmayı seven bir öğrenci olarak Türkçe dersine ayrı bir ilgim vardı. Öğretmenimi sevince daha büyük bir ilgi ve sevgiyle giriyordum derslere. Kompozisyon derslerine nasıl özendiğimi hatırlıyorum. Öğretilen yazım kurallarıyla hata yapmadan ve çarpıcı olmasına dikkat ederek öğretmenimden en iyi notu almak en büyük hedefimdi.
Hatıramda hep, bir kış öğleden sonrası. Arka bahçeye bakan sınıfımızda, arada sırada yapraklarını dökmekte olan ağaçlara bakıyor ve  öğretmenimi dinliyorum. Nurhan hanım Halikarnas Balıkçısı'nın Aganta Burina Burinata adlı romanını okuyor ve sırayla okutuyor. Kitabın belki ilk bölümü bittikten sonra bırakıyor ve "Merak eden, istek duyan evinde okusun." diyor. Genellikle böyle yapardı ve bu benim çok hoşuma giderdi. Okul çıkışı Üsküdar'daki tek kitapevi olan Gençler'e mutlaka uğrar alırdım kitabı. Böyle böyle, hatırı sayılır sayıda kitap okudum.
Liseye, hiç istemediğim halde kız lisesinde başlamıştım. Üçüncü günün sonunda özlediğim öğretmenimi görmeye gittim ortaokuluma. Anlattım mutsuzluğumu, dinledim güzel öğütlerini. O akşam annemi güç bela ikna edip ertesi günü kaydımı karma okula aldırdım. Belki o gün danışmaya gitmeseydim öğretmenime, hayatım başka türlü olacaktı kim bilir?
Yıllar sonra ona da Facebook sayesinde ulaşabildim. Bir takım talihsizliklerden henüz yüz yüze görüşemesek de telefonla konuşuyoruz.

Sevmeyi öğrendim onlardan, saymayı, dürüstlüğü, çalışkanlığı öğrendim. İkisine de aileleriyle birlikte sağlıklı uzun bir ömür diliyorum, ellerinden öpüyorum.

Ve hayatımda yer almış tüm öğretmenlerimin Öğretmenler Günü'nü kutluyorum. Hayatını kaybetmiş olanlara da rahmet diliyorum.

Yorumlar

Popüler Yayınlar