TANRIÇALAR "Mitolojide Kadınlar"


 

Üç gündür mitolojinin gizemli ve büyülü dünyasında gezinip duruyorum.

"Kadının varlığına bir de mitolojik olarak bakmak istedim" diyen meslektaşım Gülüzar ÖZEV'in sayesinde.

Aynı zamanda Kadın Muhasebeciler Derneği Başkanı olan ve kadın sorunlarıyla yakından ilgilenen Gülüzar ÖZEV, geçtiğimiz yılın ekim ayında Kuledibi Yayınlarından TANRIÇALAR "Mitolojide Kadınlar" adlı bir kitap yayınladı. Bir türlü edinip okuyamamıştım. Geçen hafta başında sipariş verdim, perşembe günü elime ulaşır ulaşmaz da okumaya başladım. 

Kitabı okurken sanki yazarla sohbet ediyordum. Bir tanrıçadan diğerine masal tadında yol almanın bende bıraktığı lezzeti anlatmam zor. Kitabın başından kalkmam gerektiğinde hayli bozuluyordum doğrusu. İşim bittiğinde, "Hadi bakalım, şimdi hangi tanrıça neler yapacak?"  merakıyla okumaya dönüyordum. 

Mitolojik isimleri çocukluğumda duymuştum, sonrasında okuduğum edebi eserler, inceleme yahut tarih kitaplarında çok rastladım. Duymayanımız yoktur sanırım. Ama çok da ilgilenmemiş, merak etmemişizdir birçoğumuz. Zeus'u, Apollon'u, Poseidon'u, Eros'u ve Dionisos'u örneğin, duymayan var mıdır? Afrodit'i, Hera'yı, Medusa'yı, Artemis'i de duymuşsunuzdur. Yazarın anlattığı gibi bunlar reklam tabelaları olarak da karşımıza çıkar. Sokakta kafamızı kaldırıp baktığımızda Medusa Güzellik Salonu, Kuaför Afrodit, Terzi Hera gibi reklam tabelaları görürüz. Ama bunların ne olduğunu bilmez, pek kafa da yormayız. İşte bu kitap bütün bunları ve daha bir çoğunu seriyor gözümüzün önüne. 

Mitoloji, eski Yunanca dilinde efsane anlatmak demek. Çok, çok eski zamanlara ait efsaneler.

Yazar diyor ki: "...Siz sanıyor musunuz ki; kült dediğimiz, mit dediğimiz bu söylencelerin öyle kaldığı yerde durduğunu. Binlerce yıl öncesine ait söylenceler bugün hâlâ aramızdalar. Onlara; efsane, destan, hikâye, masal hatta fıkra desek de hayatın içinde yaşamaktalar..."

Kitabın sonlarında, Ek Mitolojik Söylenceler bölümünde Yunan mitolojisinden dilimize katılmış, farkında olmadan günümüzde kullandığımız birçok sözcüğü gördüğünüzde şaşırıp kalabilirsiniz. Yani, bu söylenceler öyle kaldığı yerde durmamış gerçekten.

Yine kitabın sonundaki uzman görüşlerinde, sözlükbilimci, yazar, mitolog Özhan ÖZTÜRK de diyor ki: "Açıkçası günümüz insanının en çok ihtiyacı tam da bu, yani 'yeniyi anlamaktan ziyade geçmişin birikimini doğru değerlendirmek' olmalı ki kendinden öncekilerle aynı hataları yapmasın, dünyayı destanlara layık bir biçimde yeniden inşa edebilsin." 

Çok severek, bilgilenerek ve eğlenerek okudum. 

Okurken beni çok şaşırtan bir de bilgi edindim. Çocukken bir dikiş makinemiz vardı, ayaklı olanlardan. Dökme demirden ayak pedalının ortasında kocaman MİNERVA yazıyordu. Çocuk aklı, üzülürdüm niye bizim dikiş makinemiz SİNGER değil diye. Meğer MİNERVA, tanrıça ATHENA'nın Roma mitolojisindeki ismi imiş. Sanatçı, emekçi ve savaşçı tanrıça Athena, çok iyi dikiş nakış bilirmiş. Şimdi bu dikiş makinesi annemin hatırası olarak bende. Ve çok daha başka bir gözle bakıyorum artık ona:)



Yorumlar

  1. Merhabalar.
    Mitoloji, Tanrı ve Tanrıça kelime ve kavramları benim ilgi alanıma giriyor. Çağlardan da Ortaçağ benim en sevdiğim çağdır.

    Mitolojiyi, mitolojik hikayeleri, Tanrıları ve Tanrıçaları severek okurum. Paylaşımınız da çok güzeldi. Büyük bir keyif alarak zevkle okudum. Kaleminize, emeğinize ve yüreğinize sağlık ve mutluluklar dilerim.

    Bizim dikiş makinalarımızın markaları hep "Singer"di. Singer 'in isim anlamını öğrenmiştim. Singer'in bir kız ismi olduğunu öğrendim ama hikayesini pek sağlıklı bir şekilde hatırlayamadım.
    Bakın, sizin dikiş makinanızın markası ise bir tanrıça ismiymiş.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de kitabı okurken dikiş makinamızın bir tanrıça ismi olduğunu öğrendiğimde ne kadar şaşırmıştım. Çok da sevinmiştim çocuk gibi.
      Selâmlar Recep bey.

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar