DÜNYA DÖNÜYOR, YILLAR GEÇİYOR


 

Hani bir şarkı duyarsın birden, ruh halin değişir. Alır başını gidersin uzaklara, çok uzaklara, gençliğine. 

Gençlik dediysem yaşlı değilim canım, biz onu değiştirelim ilk gençlik diyelim. Şarkının seksenli yıllara ait olduğunu, seksenli yıllarda da yirmili yaşlarda olduğumu bilirseniz yaşımı tahmin edebilirseniz, çok merak ediyorsanız.

Yaşını düşünmeden yaşayanlardanım; sorulduğunda yahut oğlumun doğum günü geldiğinde hatırlayanlardan. 

Neyse biz şarkılara geçelim.

Cuma akşamı can dostumla evimde yemekteydik. Bizim için çok önemli konuları konuşurken bir yandan You Tube'dan Ferdi Özbeğen dinliyoruz. İkimiz de çok severiz Ferdi Özbeğen'i. İşte bizi alıp götüren onun şarkıları oldu. 

Önemli konularımızı hallettikten sonra tamamen müziğe verdik kendimizi. Doksanlar Türkçe pop müziğine geçtik. Sevdiğim hatta en sevdiğim Türkçe pop müzik dönemidir doksanlı yıllar. 

Hemen her şarkıda mutlaka bir anımız var. Müzik öyle güzel bir şey ki, yıllarca hatırlamadıkların bir anda gözünün önünde canlanıyor. Her zaman güzel olmuyor mu dediniz? Bazen de kötü anılar mı canlanıyor? Olsun. Geçti gitti o kötü günler, şimdi çok uzak, keyfine bak şimdiki huzurunun. 

Doksanların şarkılarını dinleyip yorum yaparken Michael Jackson'un ölüm yıldönümünün bu akşam olduğunu hatırladık ve seksenli yıllara geçiş yaptık. İnanılmaz bir müzik şöleniydi bizim için. Tamamı yabancı pop müzikten oluşan belki onlarca şarkı dinleyip kliplerini seyrettik. İki dostun aynı dönemde aynı şarkılarla büyümüş olması, onlardan zevk alması ne büyük şans. 

Bee Gees'den Stayin' Alive'i dinlerken lise yıllarımdaki aşkımla beraberim. George Michael'den Careless Whisper'ı, Laura Branigan'dan Self Control'u, Stevie Wonder'dan I Just Call To Say I Love You'u dinlerken Adapazarı sokaklarındayım. Alphaville'den Big İn Japan'ı dinlerken Adapazarı Haydarpaşa trenindeyim. Modern Talking'den Cherry Cherry Lady'yi dinlerken kırklı yaşlarımda adını bile hatırlamak istemediğim yerdeyim. 

Chris de Burgh, Lionel Richie, Olivia Newton John, Tina Turner, Pet Shop Boys, Queen, Boney M ve tabi ki Madonna ve diğerleri... 

O yıllarda Türkçe pop dinlemezdik pek. sadece Sezen aksu ve Ajda Pekkan. Ama doksanlarda coştu Türkçe pop, hâlâ dinleniyor ve keyif alınıyor. 

Şimdi böyle şarkılar yok. 

Hatırlamak güzeldi. Bu muhteşem akşamda geçmişi hatırlamak, hatırlarken mutlu olmak ruhuma çok iyi geldi. 

Ertesi gün sizi çok üzen bir haber alabilirsiniz, bir anda başka bir boyuta geçebilirsiniz ama bu akşam sizde hiç unutulmayacak bir anı bırakmıştır. Bu da yeter. Ve aldığınız o kötü haber her ne ise o da geçer. 

Dünya dönüyor, yıllar geçiyor.

Yorumlar

  1. Merhabalar.
    İşin doğrusu her anın tadını çıkarmaya ve almaya bakmaktır. Bizlere bazı şeyleri hatırlatan müzikleri bile dinlerken, eğer dinlediğimiz o parça bizi bir parça hüzünlendiriyor olsa bile, o hüznün bile tadını çıkarmaya bakmalı. Acıyı bile tatlı söyleyebilmeli. Bütün mesele budur.
    Güzel ve keyifli bir paylaşımdı. Kaleminize, emeğinize ve yüreğinize sağlıklar diler, her gününüzün ve her anınızın güzel geçmesini temenni ederim.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
  2. Merhabalar.
    Dünyayı döndüren de, ardından yılları geçiren de, zaman dediğimiz olgudur. Zaman, hem çok usta bir hırsız, hem de yaralarımıza merhem olan bir ilaçtır. Bu bağlamda, zamana hem kızarız, hem de onu överiz.
    Dinlediğimiz her bir müzik parçası bize, geçmişte yaşadığımız anılardan bazı şeyleri hatırlatır. Bu nedenle şarkıların gönüllerimizde ayrı bir yeri vardır.
    Keyifli bir paylaşımdı. Emeğinize ve yüreğinize sağlıklar dilerim. Selam ve saygılarımla birlikte sağlıklı ve hayırlı günlerimiz bizlere şarkılarıyla birlikte iyi ve güzel şeyler hatırlatsın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "Zaman, hem çok usta bir hırsız, hem de yaralarımıza merhem olan bir ilaçtır."
      Ne kadar doğru.
      Çok teşekkürler, selâmlar Recep bey

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar