KADRİYE



Çok değişik ve çok güçlü bir kadın tanıdım geçen hafta. Side'de, teknede bir lokantada. Yedi gün süren tatilimden aklımda en çok kalan anı, o akşam sohbetiydi. 

İki günlüğüne geldiğimiz Side'de ilk akşam nerede yiyelim diye düşünürken limanda, Apollo Tapınağı'nın tam karşısında bir tekne gördük. İçinden nostaljik müzik sesinin yükseldiği teknenin yanaştığı sahil kaldırımına masalar konmuş. En önde kocaman bir yemek listesi tabelası var. İnceledik, balık ekmek de dahil hemen her şeyin olduğu listedeki fiyatlar çok da pahalı değil. Teknenin sahibi masaların birinde oturuyordu, yanına gidip yukarıda oturmak istediğimizi, üstümüzü değişip geleceğimizi söyledik. Yaklaşık yarım saat sonra oradaydık. Tekneye binmekte zorlanırken bir kadın yardıma geldi, elimi tuttu ve hızlıca tekneye attı beni. Teşekkür edip yukarı çıktık. Henüz kalabalık olmadığı için rahatça istediğimiz masaya yerleştik. Biraz sonra o kadın yanımıza gelip siparişlerimizi sordu. Teknenin garsonuymuş ve aşağıda hiç dikkat etmemişim fiziğine, adeta manken gibi ve on sekizlik at kuyruklu bir genç kız görünümünde. Samimi, sıcak, güler yüzlü ve neşeli. Sohbetimiz yemekler geldiğinde fotoğraf çekmesini istediğimizde başladı. Diğer müşterilere servisini yapmaya geldikçe masamıza uğruyor, kaldığı yerden anlatmaya devam ediyordu. Telâşı çok olduğu zaman, "Unutmadım sizi kızlar, geliyorum birazdan." deyip koşturuyordu aşağı yukarı. Ortalık hafif sakinleyince oturmasını teklif ettiğimizde, "Yok, aman, şimdi gelip bakar, müşterilerle lak lak mı ediyorsun deyiverir neme lazım." dedi patronu için ve hep ayakta dimdik durup anlattı içini dışını. Hesabı ödeyip ayrılırken "Bir dahaki sefere direkt bana gelin, konuşmayın başkasıyla." dedi patronunu ima ederek ve kahkaha atarak.

Kadriye, kırklı yaşlarının başında, üniversite mezunu, iki evlilik yapmış, on üç yaşında bir kızı var, İstanbul'da anneannesinin ve dedesinin yanına gitmiş bu yaz. "Gençler anlamıyor buranın değerini, ille İstanbul'a gideceğim diye tutturdu." diyor bize. 

Başından geçenleri o bir çırpıda anlattı ama inanın burada yazmak sayfalar sürer. Nasıl sığdırmış onca şeyi bu kadar yıla diyor insan dinleyince. İkinci kocasının uyguladığı şiddeti anlattığında nutkumuz tutuldu. Domuz bağı işkencesi bile yapmaya kalkışmış. Saçlarını kazımış, yüzünü tanınmayacak hale getirmiş. "Side'de elektronik kelepçe sahibi bir tek benim." dedi. Elektronik kelepçe şiddet uygulayana takılıyor ve yirmi dört saat takip ediliyormuş, belli bir mesafeye kadar yaklaşamıyormuş adam. Eliyle ufacık at kuyruğunu tutup eskiden ne kadar uzun ve gür saçları olduğunu söyledi. "Çok da dert etmiyorum, uzuyor nasıl olsa. Nasıl dayandın diyorlar, seni öldürmeyen güçlendiriyor diyorum. Ben ekmeğimin derdindeyim." diye ekledi. 

Kızının hangisinden olduğunu söyledi mi hatırlamıyorum ama inşallah ondan değildir. 

Yirmi iki yıl önce gelmiş Side'ye İstanbul'u bırakıp. Manavgat'ta bir köyde yerleşmiş. Zaman içinde küçük de bir köy evi yaptırmış kendine. Sahil kaldırımındaki motosikleti gösterip akşamları onunla evine gittiğini söyledi. Geçen yıla kadar otellerde çalışıyormuş, artık sadaka gibi maaş verdiklerini, bu yüzden artık nerede ne iş bulursa yaptığını söyledi. Bir ara optik dükkanında çalışmış, birkaç ay bir gemide iş bulup Afrika dahil birçok ülkeye bile gitmiş. 

Şimdilerde aynı zamanda, köy evinin bahçesindeki kümeste yetiştirdiği tavukları ve onların yumurtalarını satıyor, yine bahçesindeki meyvelerden reçeller yapıyor, Kars'tan bal, Konya'dan küflü peynir getirtiyor. İnstagram sayfasından satıyor. 

Atlara çok düşkün olduğunu, çok iyi at bindiğini söyledi ama instagram sayfasına baktığımda bunun hobi değil aynı zamanda ek işi olduğunu öğrendim. Saatlik at safari yaptırıyor meraklılarına. 

Çok geniş çevresi ile yardım faaliyetleri organize ediyor. Şiddet mağduru kadınların yanında yer alıp yardımcı olmaya çalışıyor. Siyasetle uzaktan yakından ilgisi olmadığını söylüyor ama her şeyi her olayı takip ettiğini anlıyorsunuz dinledikçe. Çok akıllı bir kadın Kadriye. Uzaylılardan Covid salgınına kadar hem bilgisi hem fikri var. 

On parmağında on marifet deyimi tam Kadriye için söylenmiş gibi. Üstelik onca zor şartlara rağmen.

Dilerim bundan sonraki hayatı huzur içinde geçer. 

Yorumlar

Popüler Yayınlar