ZEYTİN AĞACI ve AİLE DİZİMİ PSİKOTERAPİSİ ile ÖĞRENDİKLERİM



Zeytin Ağacı adlı yeni bir dizi var Netflix'de; dün gece nasılsa ertesi gün pazar diyerek sekiz bölüm tekmili birden izledim. Bitirdiğimde sabah ezanı çoktan okunmuş, güneş doğmuştu. Bazı yerlerde okuduğum yorumların aksine ben çok beğendim diziyi. Saçma sapan konu (!) diyenler var, oyunculuklar berbat (!) diyenler var. Bence konu muhteşem, en başta Fırat Tanış ve Seda Bakan olmak üzere oyunculukların da hepsi harika. 
Bir internet sitesi filmin konusunu şöyle yazmış:

'Ada (Tuba Büyüküstün), Sevgi (Boncuk Yılmaz) ve Leyla (Seda Bakan)’nın üniversitede başlayan arkadaşlıkları yıllar içinde en zor zamanlarında bile onlara güç veren bir dostluğa dönüşmüştür. Ada, başarılı bir genel cerrah, Sevgi de hırslı bir avukattır. Leyla ise ikisinin aksine çalışıp kariyer yapmamıştır. Eşi ve oğlu ile rahat bir yaşam sürmektedir. Ancak bu üç kadının aralarındaki güçlü bağ Sevgi'ye kanser teşhisi konduktan sonra en büyük sınavını verir. Sevgi, Ada’nın istediği gibi hastaneye yatmak yerine bambaşka bir umudun peşinden gider. Leyla’dan kendisini Zaman (Fırat Tanış) isimli gizemli bir adamı bulmak için Ayvalık'a götürmesini ister. Sevgi’yi bu kararından döndüremeyeceklerini anlayınca da çaresizce hep birlikte yola koyulurlar. Henüz bilmedikleri şey, bu yolculuğun hayatlarını tamamen değiştireceğidir. Sevgi’nin başlattığı bu arayış, sadece onun değil Ada ve Leyla’nın da yaşamında beklenmedik olaylara neden olacaktır.'


Sevgi'nin peşinden gittiği o bambaşka umut, aile köken açılımı (aile dizimi) çalışması ile alternatif tedaviyi başlatmak ve iyileşmeyi başarmak. 

Nedir Aile dizimi?
Alman psikoterapist Bert Hellinger'in başlattığı psikoterapi yöntemidir. Her birimizin nesiller öncesinden ailemizdeki her birey ile bağımız olduğunu söyler. Yan yetişkinler olarak, bugün aldığımız her doğru ya da yanlış karar, olumlu olumsuz davranışlarımız, sorunlarımız, korkularımız aslında atalarımızdan mirastır. Aile içinde yaşanan her durum aile fertlerinin DNA'ları yoluyla nesilden nesile aktarılmaktadır.
Aile, arkadaş ya da sevgililik ilişkilerinde istemeden kişilerden kaçma, bağlanamama gibi anlamlandırılamayan durumlar, aile dizimi ile analiz edilmektedir.. Sorunun temeline inilmekte ve sorunun kaynağı araştırılmaktadır. Bu hallerin atalardan miras olup olmadığı öğrenilebilmektedir.
Kanser hastalığına çözüm üretebilmek için uygulanan yöntemlerden biridir aynı zamanda. Tabi ki tıbbi tedaviyi de aksatmadan.

Daha önce duymuştum bu yöntemi, ama derinlemesine bilgi sahibi olmayı hiç düşünmemiştim. Birkaç yıldır da kuantum enerji üzerine arkadaşımla çalışmalar yapıyorum halbuki. 
Filmi izleyince çok merak ettim bu konuyu ve dört saatlik uykunun ardından kahvaltımı yaparken bir yandan da internette araştırmalara başladım. Epey yazı okuyup video izledim. Filmde çokça atıf yapılan bir kitap vardı, 'Seninle Başlamadı' diye, yazarı Mark WolynnYouTube'da sesli kitabını gördüm, aslında yedi saat on yedi dakika imiş tamamı ancak ben iki saat yirmi altı dakikalık bir parçasına denk geldim ve başladım dinlemeye. Şimdiye kadar hiç bir kitabı sesli dinlemedim. Üstelik bu kadar uzun süre dayanabileceğimi de sanmıyordum ancak bu bambaşka bir şeydi inanın. İlk yarım saat kırk beş dakika kadar hem ev işi yapıp hem de kulaklıkla dinledim. Nasıl zaman geçti hiç anlamadım. Sonrasında kahvemi yapıp kanepeye uzandım, tamamen kendimi vererek ve anlamaya çalışarak dinlemeye başladım. Okuyucunun diksiyonu biraz bozuktu, üstelik bazı kelimeleri yanlış söylüyordu. Travmaya tramva, tecrübeye tercübe, çekirdeğe çeğirdek, hangiye hanki gibi. Çok komik geldi bana, hatta ilk dakikalarda takıldım da doğrusu bu yanlışlara ama öyle tane tane ve düzgün okuyordu ki devam ettim. Zaten kitabın başka seslendirilmiş halini de bulamadım. Kitabın ilk beş bölümünü dinlemiş oldum böylece. Bölümler ilerledikçe insanı öyle içine alıyor ki, kendini kaptırıyor, yoğun duygulara kapılıp ağlayabiliyorsunuz. Nitekim bende öyle oldu. Dinlediğim son yirmi dakikada yazarın yapmamızı istediği egzersizi yaparken annem ve babamı karşıma aldım, onlar için duyup hissettiklerimi söyledim. Gerçekten çok yoğun duygulara kapıldığım anlardı. Sonunda oldukça rahatladım, çünkü benim anneme de babama da vicdan borcum yoktu. Özellikle son yıllarında annemle olan ilişkim öyle düzelmişti ki, ona söyleyemediğim hiçbir şey kalmamıştı. Olumlu anlamda tabi. Yıllarca çatışmalı bir hayat sürmüştük, ikimizin de birbirimizi beğenmediği, suçladığı, üstünlük kurmaya çalıştığı zor bir hayattı bu. Ne zaman ki ben onu anlamaya, çocukluğunu öğrenmeye karar verdim her şey değişti. Öncelikle annemin, birinin onu anlamak istemesi ile çok mutlu olduğunu gördüm. Çok küçük yaşta kaybettiği anne ve babası nedeniyle öksüz ve yetim kız kardeşiyle amca evinde yaşadığı olumsuzlukları üzüntü ve pişmanlıkla dinledim. Pişmandım çünkü hayatımdaki birçok sorundan onu sorumlu tutuyor, suçluyordum. Güzel annem hiç anne baba sevgisi görmemişti ki bize versin. Yapabildiğinin en iyisini yaptı hayatı boyunca. Ondan özür diledim, çok sevdiğimi söyleyip sarıldım. O an unutulmazdı, yaşadığımız ilk sarılmaydı diyebilirim ve ben kırk yaşındaydım. Bugün onları karşıma aldığımda teşekkür ettim benim annem ve babam oldukları için. Bana dürüstlüğü, çalışkanlığı, saygıyı, paylaşmayı öğrettikleri için. "Ruhunuz huzur bulsun" dedim. 

Hayatımız içinde tekrarlayan negatif döngülerimiz oluyor bazen değil mi? Sürekli para sıkıntısı çekmek, bir türlü iki yakanı biraraya getirememek, sürekli yanlış ilişkiler yaşamak, hayır demeyi beceremediğimiz için hep zor durumlarda kalmak, sürekli aynı kabusu görmek vs. gibi. İşte bunların da geçmişte atalarımızdan devraldığımız mirasla bir ilgisi olabiliyor. Gün boyu sorguladım durdum; okuyup izlediklerim sonunda bazı döngüleri kuantum enerji çalışmaları ile kırdığımı gördüm. Bunun için de arkadaşıma sonsuz teşekkür ettim. 

Hayatımda ilginç bulduğum bir şey var, ismimi halam koymuş. Altı aylıkken ölen kızının adıymış. Bu yüzden belki bana daha özel bir sevgisi vardı. Ben tabi araştırmacılığı sevdiğimden halam hayattayken e devlet kanalıyla aile soy bilgisini almıştım. Nurten'in bilgilerine bakınca gerçekten çok şaşırdım. Doğum günümüz sekiz yıl ara ile neredeyse aynı, ben mayısın altısında o ise beşinde doğmuş. Şimdi Zeytin Ağacı filmini izleyip, araştırmalarım ile dünya kadar da bilgi sahibi olduktan sonra Nurten'le bir bağım olabileceğini düşünüp bu bağları koparıp yoluma ben olarak devam etmek için çalışma yaptım bugün. Her ne kadar bu dünyada altı ay yaşamışsa da etkileyebiliyormuş sonuçta. 

Kiminize hatta belki çoğunuza deli saçması gelebilecek bu konulara inanıyorum ben. Birkaç yıldır kuantum enerji çalışmaları ile öyle çok yol kat ettim ki, öyle olumlu tecrübeler edindim ki, hayat şimdi her zamankinden öyle daha güzel ki gel de inanma. 

Tabi ki gidilecek çok yol var, yaşanacak çok deneyim var. Nefes aldığımız sürece öğrenme de tecrübe de bitmiyor. 
İyi ki bitmiyor.




Yorumlar

Popüler Yayınlar