MUHTEŞEM PERŞEMBE
Ekim ayının son günü, Perşembe. Ne güzel bir Perşembe günüydü!
Azıcık iyileşme emareleri gösterince kolum, kendimi dışarı atasım geliyor. Öğleden sonra bir müşterimle görüşmem vardı zaten, sabahı da değerlendireyim deyip Göztepe'deki SGK müdürlüğüne gidip epeydir halledilmeyen bir işi sorayım dedim. Dönüşte Kadıköy'de mola verdim, karnım acıkmıştı bir şeyler yedim ve müşterimi aradım geliyorum diye. Acil bir işi çıktığından Cuma gününe ertelemeyi rica etti hemen kabul ettim ve içim büyük bir mutlulukla doldu. Çünkü yemek yerken karşımdaki Eminönü Vapur İskelesine bakıp iç geçirmiştim, özlediğim İstanbul Kitapçısına ne zaman gidebilirim diye düşünerek.
Girer girmez içim huzur doldu. Ah o kitap ve kahve kokusu yok muydu? Neredeyse bütün rafları dolaşıp tek tek taradım kitapları gözlerimle. Evde daha okunmayı bekleyen kitaplarım vardı ama dayanamadım yine en sevdiğim, İstanbul'u anlatan kitapları görünce.
Önce Deniz Kavukçuoğlu'nun 'Geçmişten Günümüze Moda'da Gezinti' kitabını gördüm ve içine bile bakmadan koltuğumun altına sıkıştırdım. Deniz Kavukçuoğlu yazmışsa mutlaka iyidir, iyi gelir bana.
Sonra Zuhal Floria diye tanımadığım bir yazarın 'Sora Sora Beyoğlu' kitabına denk geldim. Beyoğlu'nda yaşayan veya Beyoğlu'na katkı sağlamış mimardan sanatçıya, eğitmenden esnafa, sahaftan sokak satıcısına kadar yüzlerce kişiyle 2018-2021 yılları arasında yaptığı röportajlardan derlenmiş bir kitap. Kent kültürü kitabı bir anlamda.
Kitabın arka kapağında,
Zuhal Floria okuyucuyu günümüzden alıp geçmişteki Beyoğlu'na götürüyor. Unuttuklarımızı ve unutturulmak istenenleri hatırlatıp, yeni bilgileri geleceğe ulaştırıyor. Shakespeare'nin oyununda tıpkı Hamlet'in dediği gibi:
"Yerle gök arasında senin ve benim bilmediğim çok şey var."
yazıyor.
Perşembe akşamından beri döne döne okuyorum; bir onu bir diğerini. Hissettiğim şey gerçekten huzur, sadece huzur...
Haberlerden, gündemden uzaklaştım, sayfalarca hem Beyoğlu'nu hem Moda ve Kadıköy'ü gezdim. Sayfalarca tanımadığım birçok insanla tanıştım, tanıdıklarımın bilmediğim taraflarını öğrendim.
İstanbul Kitaplığıma iki değerli kitap daha katmış oldum.
Bence kitapsız hayat çiçeksiz bahçe gibidir, okuyun ne olur. Evinizde küçük de olsa bir kitaplığınız olsun. Canınız sıkkın olduğunda sizi başka bir boyuta çekecek, huzur verecek bir kitabı alın oradan ve koltuğunuza gömülün, kahveniz de yanınızda olursa muhteşem olur. Zamanım yok demeyin, zamanı iyi değerlendirebilmek elimizde.
Merhaba Nurten Hanım kardeşim,,
YanıtlaSilKolunuzundaha iyi olamsaına sevindim.
Kitap konusunda söylediklerinize katılıyorum.
Ben de geçen hafta , Francıs Bacon'un DENEMELER adlı kitabını aldım...
Farklı düşünceler insanın dikkatini çekiyor..
Edebiyat insan varlığının anlatımında en zengin unsurları barındırır.
Eli kalem tutan, kendi düşüncesini ifade eden yazar çizer erbabına saygı borçluyuz.
Eğitim cephesini genişleten, kuvvetlendiren, ilerlemesine hizmet edenlere de:
Hele sizin gibi idealist öğretmenlere Hüseyin hocam, şimdilerde ne çok ihtiyaç var.
SilSevgi ve saygılarımla.