"MAZİYE BAKMA MEVZU DERİN"
Mevzu derindi gerçekten, mazi ve ilişkiler olunca konu, derin olmaz olur mu?
Okul yıllarımdan beri bir ekiple birlikte herhangi bir sanat faaliyetinde bulunmamıştım. Aklımdan geçmiyordu bile. Oysa hep özenmişimdir, işi gücü, derdi tasayı birkaç saatliğine geride bırakıp sadece yaptığı faaliyete odaklanarak keyifli zaman geçirenlere.
Hayatımda öyle bir dönemdeyim ki, çok sevdiğim yazma eylemimi bile yapamaz olduğum zamansızlık içindeyim. Her ay aynı sıkıcı kısır döngüyü yaşatan bir mesleğim var, nefes alma alanlarımı azaltan, gittikçe daha da daraltan.
Ne iyi oldu Sibel hanımın kolaj atölye çalışması daveti. Zaman ayırıp gidebilir miyim? Off bir sürü de işim var, tam da sıkışık haftaya giriyorum derken daveti geri çevirmenin ayıp olacağını düşünüp gitmeye karar verdim.
O kadar iyi oldu ki, bu kadar keyifli zaman geçireceğimi hiç tahmin etmemiştim. Yeni ve genç insanlarla tanıştım. Hatta biriyle hemşeri bile çıktık, aynı ilçe aynı köy, neredeyse akraba mıyız acaba dedik. Bartın Üniversitesinde de öğretim görevlisiymiş. Bir hanım da Azerbaycanlıymış, Marmara Üniversitesinde Görsel İletişim okuyormuş. Eve dönüşte biraz birlikte yürürken iki ülke arasındaki benzerlik ve farklılıklardan konuştuk, özellikle eğitimden. Bu konuda ne kadar geride kaldığımızı büyük bir üzüntüyle dinledim.
Kolaj hakkında elbette az çok bir şeyler biliyordum ama hiç çalışmamış hatta denemeyi bile düşünmemiştim. Üç saat boyunca sadece oradaydım inanın, tüm benliğimle çalışmama odaklanmıştım. Dert, tasa, endişe hiçbir duygu yok, en iyi en güzel şekilde duygumu çalışmama nasıl yansıtırım kaygısı dışında.
Konu ilişkiler üzerineydi, sloganı ise "Maziye Bakma Mevzu Derin"
Başta kadın-erkek ilişkisi olmak üzere insanlarla olan her türlü ilişki...
Eğitmenimiz Marmara Üniversitesi öğretim Görevlisi Gonca Uncu önce Kolaj hakkında bilgilendirdi bizi. Sonra getirdiği materyallerden seçim yaptırdı. Kim neyi anlatmak istiyorsa ona uygun fotoğraf ve yazıları seçmeye çalıştık, en zor olanı bu oldu bence. Kesmek, biçmek, yapıştırmak, kompozisyonu oluşturmak çok kolay ve keyifle yaptığım bir eylem oldu. Çalışma sonunda herkes tek tek eserinde neyi, hangi duygusunu dışa vurmak istediğini anlattı. Bu bölüm, kişiliklerimizi ortaya çıkardı, birbirimizi tanımamıza fırsat sundu.
Üç saatlik çalışma, çay, kurabiye ikramı ve sohbetle yaklaşık iki saat daha uzadı. Uzun zamandır ilk kez "Eyvah, gecikiyorum" demeden bu kadar zamanı sırf keyfim için harcadım.
Pişman değilim!
Bu yazıyı yazarken hâlâ etkisindeyim, şiddetle tavsiye ederim.
Yorumlar
Yorum Gönder