HUZURLU BİR PAZAR

Yeni kadınlarla tanıştım bugün.

Kaligrafi atölye çalışmasına davetliydim; geçen aylarda kolaj çalışmasına gittiğim yer. Müşterim, aynı zamanda dostluk ilişkimizin geliştiği Sibel hanımın yeri. İlgileneceğimi düşündüğü çalışmalara davet ediyor beni bazen. Bu çalışmalar genellikle pazar günleri olduğundan rahatlıkla gidebiliyorum. Evrak alışverişini de halletmiş oluyorum bu arada. 

İranlı hocamız Yekta Jabbari ile birlikte dört kadındık. Betül hanım yazılım mühendisi, Elif hanım eskinin edebiyat şimdinin tezhip öğretmeni. Üsküdar Uncular Sokağında (artık gastronomi sokağı oldu) atölyesi varmış. Oldukça şen şakrak ve enerji dolu bir kadın Elif hanım. 

En yaşlıları ben olmak üzere yaşlarımız otuz, kırk ve ellilerin ikinci yarıları. Hepimiz boşanmışız hocamız hariç, o hiç evlenmemiş. 

Çalışmanın ortalarında bir kahve molası verip mekanın serin bahçesine çıktık. Beş dakikalık mola oldu on beş dakika. Birkaç kadın biraraya gelir de muhabbet koyulaşmaz mı? Hem de nasıl. Ortak noktamız boşanmış olmamızdı, bence bu pek de önemli değil ama biri konuyu deşince devamı geliyor. Hepimiz de uzun süreli evliliklerden sonra boşanmışız. Kadın karar verdiğinde onu hiçbir şey engelleyemiyor, erkenmiş geçmiş, bir kere karar vermeye görsün. Durup dururken de kararı netleşmiyor tabi. Kimse boşanmak için evlenmediğinden yıllarca sabırla bekliyor, bakıyor ki değişen bir şey yok artık tamam diyor. Sonrasında sıkıntılı bir süreç yaşanıyor genellikle, bizlerde olduğu gibi. Çocuklar çok küçük olsa ayrı bir dert, ergenlik çağında olsa daha büyük bir dert. Kocanın çıkardığı zorluklar hele tam tüy dikmelik. Tabi ki genelleme yapıyorum, herkeste böyle olmayabilir fakat bugünkü kadınlarla ben dahil böyle yaşanmış süreç. 

Elif hanım çok şen şakrak ve enerjik dedim ya, durdurulamaz bir yeni hayat coşkusu var içinde. Kendini tamamen zevkle yaptığı işine vermiş. Şen dullar adını taktı çalışma gurubumuza. 

Ama evlilik korkusu var. Erkeklere duyulan güvensizlik. Aşık olmak isteyip aşktan kaçmak.

Hayat neler getirir zaman içinde bilinmez ama şimdi durumlar böyle bizim arkadaşlarda. 

Çalışmamız da tahmin edeceğiniz gibi çok keyifliydi. Hepimiz ilk kez aldık bambu kalemleri elimize. Özel mürekkebin nasıl kullanıldığını, kalemi tutuş şekli ve çizimin nasıl yapılacağını öğrendik. Tabi bunlar eskiden kullanılıyormuş, şimdi de sanırım sadece ustalar kullanıyor. Biz çizimlerimizi modern kaligrafi kalemleriyle yaptık. Bambu kalemi mürekkebe batırıp fazlalığını almakla uğraşmadık. Yapılışını hep merak ettiğim ve hayranlık duyduğum hat sanatına da benzemiyor değil. Hat sanatı ustaları bunu duysa belki kızar ama bana öyle geldi. Hocamız İranlı olunca Arapça harflerle çalıştık. Arapça harflerle tanışıklığım altı yaşıma dayanıyor. Kur'an kursunda, okumanın dışında çok meraklı olduğumdan yazmaya da çalışırdım. Bana nostalji de yaşattı bugün yani.

Yeni bir şeyler yapmanın, öğrenmenin verdiği hazzı çok seviyorum. Böyle pazar günlerini de...

Başka bir şey düşünmeden kendini yaptığın işe vermek. Huzur ve mutluluk...









Yorumlar

Popüler Yayınlar