GELDİLER


Geldiler gene bana...
Sıkıldım, bunaldım, daraldım, enerjim iki seksen yerlerde, sürünüyorum.
Geçen gün evden çıkarken taktım kulaklığı, niyetim güzel güzel müzik dinleyerek, mümkünse seke seke, hoplaya zıplaya işime gitmekti. İlkin öyle oldu, hoş tınılarla ruhum coştu, kaldırımda birikmeye başlayan karlara basarak, hoplaya zıplaya değil ama ahenkle yürüyordum. Otobüs durağına geldiğimde yürümekle otobüse binmek arasında ikilemde kalıp düşünürken durağın arkasına geçmişim. Bir baktım bir kedi, bodrum kat dairenin pencere demirlerinin içine girmiş öylece duruyor. Birden gözgöze geldik, o bana baktı ben ona, ne o ayırıyor gözlerini ne ben. Maviydi gözleri. Ne kadar böyle bakıştık bilmiyorum, gözlerimden pıtır pıtır yaşların indiğini hissettiğimde döndüm arkamı ona. Sildim eldivenli ellerimle gözyaşlarımı. Kulağımdaki müzik de değişmişti, tam damardan veriyordu derdi kederi şimdi. Yani ağlamak için mavi gözlü kediciğe ihtiyacım yoktu artık. Aslında benim ağlamaya ihtiyacım vardı, bıraktım otobüs durağını ardımda, başladım yürümeye. Hem dinliyor hem ağlıyordum, şarkılar sırasını savıp gidiyor, gözyaşlarım ise sel olup akıyordu. İşyerime geldiğimde, adetim olduğu üzere hep açık bıraktığım ofisimin kapısını sıkıca kapattım, kaldım kendimle başbaşa. Pardon şarkılarımla başbaşa... Sonra sıra 'O' şarkıya geldi, aynı mazohist duygularla dinledim, bitti tekrar başa aldım, bir daha bir daha derken defalarca.
Ne kadar uzun zaman olmuştu ağlamayalı, ağlamayı unutalı...
Ne güzel idare edip gidiyordum, en çetrefilli sorunlar karşısında bile mantığımı kullanıp gerçekçi davranabiliyordum. Kendimi de tebrik ediyordum, artık duygusallığa yenik düşmüyorum diye.
Şimdi ne istiyorum biliyor musunuz?
Sımsıcak, sessiz bir sahil kasabasındaki deniz kenarında, masmavi gökyüzünün altında, her türlü iş güç stresinden uzak, her türlü duygusal baskıdan arınmış bir halde uzanıp roman okumak. Hiç bitmesin diye ağır ağır, tadını çıkara çıkara okumak.
Bugün yapılması şart olanlar, yarına yetişmesi gerekenler, hafta sonu gidilmesi planlanan akraba evleri, hiç biri umurumda olmasın istiyorum. Sadece ben, romanım ve o sessiz sahil kasabası olsun.
En azından bir kaç gün...

Yorumlar

  1. Müthiş bir duygu...En iyi arkadaş kitapdır. Başka da yoruma gerek yok. O kedicik kış günü hayvan barınağında olsa idi keşke...

    YanıtlaSil
  2. bazen yalnız kalmak istiyor insan hani bir bankanın reklamı varya bir adada robinson abimiz var :) çok kıskanırım ah şimdi ben olmalıyım orada diye:)... kediciğe üzüldüm bu soğukta hayvancıklar çok üşüdüler...
    canım bir dafa kesmedi yazıyı iki kez okudum :) sevgiler .

    YanıtlaSil
  3. Nurten Abla, kimsenin görmediği küçük olayları görmek, hissedebilmek ve hatta ağlayabilmek aslında en büyük erdemlerden diye düşünüyorum,bazen bu hassasiyet insanı çok bunaltıyor ve yoruyor haklısınız, aslında benimde sahil kasabasına gitmeye ihtiyacım var bugünlerde bende gelebilir miyim? sizi hiç üzmem söz:)

    YanıtlaSil
  4. Canım yaaa:(((((o mavi gözlü kediciği hemen oracıkta alıp, koynuna soksaydın, evine/bürona götürseydin o sana sığınacaktı, sen de onun sana sığınmasıyla öyle mutlu olacaktın ki ağlamak ne kelime...diye düşünüyorum ama yanılıyor da olabilirim belki dediğin gibi mavi gözlü kedicikle ilgisi yoktur, geliyorlar bazen insana:(((her şeyden, herkesten uzaklaşma isteği, içimizde biriktirdiklerimizin patlaması, hani yanardağ da biriktirir birikitirir sonra taşar ya..geçmiş olsun diyorum kıyamam sana ağlama:(((sen güçlüsün..hem de çok güçlü..sevgilerimle..

    YanıtlaSil
  5. Bu aralar bu duyguyu fazlaca yaşıyorum ve bana da ne zaman gelecek diye bekliyorum. Güçlü olmak, güçlü görünmek, mantıkla hareket etmek bazen yorucu oluyor Nurten Abla. Annemin rahatsızlığı nedeniyle geçen sene hastanelerdeydik ve bu senede kemoterapiye başladı. Ve karşısında ağlamamak için güçlü olmam gerekiyor ki moral vereyim anneme, akrdeşime, babama... Ve çok zor.....
    Klasik ama " ağlamak bazen güzeldir" ablacım.

    YanıtlaSil
  6. Sanırım o kasabaya giderken hepimizi almalısın =)
    yüreğine sağlık=)

    YanıtlaSil
  7. Mavi gözlü kediciği gördüğünüzü okuduğum anda, tamam Nurten Hanım alacak kediyi, kedicik sıcak bir yuvaya kavuştu dedim. Dedim ama onu orada soğukta bıraktınız:( Siz benim yazdıklarım bakmayın... :) Keyifle okuduğum bir yazıydı. Aslında kimsenin ağlamasını istemem ama ağlamak bazen iyi gelir derler. Dilerim kitabın,sessiz bir sahil kasabası ve siz en kısa zamanda 3ünüz bir araya gelirsiniz. Yüreğinize sağlık. Kaleminiz daim olsun. Sevgiler.

    YanıtlaSil
  8. polinkaya katılıyorum giderken bizide al söz kimse kimseyi rahatsız etmeyecek:)))nazan

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar