BANA BİR ŞEYLER OLDU


Bana bir şeyler oldu. Elim ne yazmaya ne okumaya gidiyor.
Gündüzleri canavar gibi çalışıyorum, akşam olunca koltuğa yığılıyor kalıyorum. Sonra da erkenden uykum geliyor, yatıyorum.
Bir şeyler yazayım istedim geçen akşam, oturdum bilgisayarın başına, birden hepsi anlamsız geldi, vazgeçtim. Oysa başka zaman olsa ne de güzel döktürürdüm, alır başını giderdi yazı. Olmadı.
Ne oldu bana?
Büyük bir hayal kırıklığı mı yaşıyorum? İnsanlardan mı umudumu kestim? Yalnız kalma arzum had safya mı ulaştı?
Bugün mesela, bir akrabam aradı, borç istedi. Ne yaptım dersiniz?
"Param yok, ama olsaydı da sana verip vermemeyi düşünürdüm. Sen beni hiç işin düşmediğinde, hal hatır sormak için aradın mı da şimdi borç istiyorsun?" dedim.
Sonrası, büyük rahatlık, kuş gibi hafifleme. Artık böyle, kimsenin beni aptal yerine koymasına izin vermeyeceğim.
Sonra yine bugün bir toplantı, beş erkek bir de ben. Kadını adam yerine koymamaya alışmış beş ağaç kütüğü. Zorla kendimi adam yerine koydurttum, beni muhatap olarak kabul etmelerini sağladım.
Ama yoruldum...
İnsanlarla uğraşmanın elbette zor olduğunu biliyorum. Yumuşak başlılığım  yüzünden istismar edilmişliğim çoktur. Fakat artık yorulduğumu hissediyorum ve bu yorgunluk bana bugünkü davranışlarımı yaptırttı.
Değer ve kadir bilmezlerin arasında yaşıyor olmak canını sıkıyor insanın. Hele bunu göz göre göre yapıp umurunda bile olmayan insanların arasında.
Bu akşam böyle, sizin de canınızı daha fazla sıkmadan esen kalmanızı dileyerek son veriyorum iç döküşüme.

Yorumlar

  1. Ne diyeyim şimdi ben sana, boşversen olmuyor, aldırmasan hiç olmaz.... Yorulacaksın mecbur, emekliliğe kadar :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet sevgili Banuca. Mecbur yorulacağız. Korkarım bende emeklilik de olmayacak:(((
      Teşekkürler, sevgiler.

      Sil
  2. Yanlış ve doğrularımız vardır. Doğru olan diğerine, doğruyu net şekilde söylemektir. Bu bakımdan akrabaya borç cevabı yerinde. Yumuşak başlılık ise başa bela. Bu yüzden yitirmişliklerimiz çok fazla. İnsan öğreniyor bir şekilde, el yordamıyla da olsa. Sonuçta uygarlığın nedenini ve kaynağını insanın kafasında aramamız lazım. Yaşam zor. Yorgunluk, acı ve boşvermişliklere katlanmak zor da olsa, hayat zorluyor bazen katlanmamızı. Aldırma kimilerine bence "onlar hayatın" canına okumaya karar vermişler...
    Saygılar.

    YanıtlaSil
  3. sende benim yüreğime tercüman oluyorsun arkası yarınım..neredeyse tüm duygular ve yaşanılanlar birbiriyle çok benzer örtüşüyor..bazen evet kimseyle konuşmak istemiyor, yalnız kalmak öylece oyalanmak dinlenmek, hatta derdini paylaşmayı anlatmak bile yorucu geldiğinden kendine saklayabiliyorsun..
    Ne güzel cevap vermişsin akrabaya, iyi gün dostuna verilecek kısa ama net bir açıklama olmuş, ağzına sağlık, komili komili :)
    Ve insanlarla uğraşmak...aynı dili konuşmak güzelde, aynı dili bilip farklı beyinlere anlatabilmek, debelenmek zor,ama yinede hayat devam ediyor işte..özletme kendini :) arada bir ay tutulması yaşanır,öpüyorum yürekten, iyi geceler..

    YanıtlaSil
  4. Kişiler bıktırınca bende elimi ayağımı herşeyden çekenlerdenim Nurten Abla. Ve hep uyumak isterim, sanki uyuyunca bitecek herşey.
    Dediğin gibi zor insanlarla uğraşmak hele bazı şeylere olgunluk göstermek ve karşındakinin senin bu davranışını farklı yorumlaması daha da sinir bozucu bir durum.
    Bu dönem kendine dikkat et Nurten Ablacım, yapabileceğim bir şey olursa seslenmen yeterli.
    İyi akşamlar, öpüyorum.

    YanıtlaSil
  5. Gönlünü "ferah" tutman bil ki bizlerin en büyük dileğidir.
    Saygıyla.

    YanıtlaSil
  6. Çok iyi yapmışsın öyle cevap vermekle:))haketmiş hem de fazlasıyla...erkekleri kadınlar eğitiyor, yetiştiriyor demek ki, öyle hatalar yapıyorlar ki, büyüyünce kadınları adam yerine koymuyorlar:(((iş yine kadınlara düşüyor Nurten'im...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar