UYGUNSUZLAR


Öğleden sonra gazetemin televizyon sayfasına göz atarken gördüm. 'Günün en iyi seyirliği' diyordu UYGUNSUZLAR için. Marilyn Monroe ve Clark Gable’ın başrollerini paylaştığı, senaryosunu Arthur Miller'in yazdığı ve John Huston'un yönettiği 1961 yılı yapımı bu filmi izlemeye karar verdim. Clark Gable benim aşkım, Marilyn Monroe ise hayran olduğum güzel kadın. Tüm işlerimi filmin başlayacağı saate kadar bitirdim ve geçtim televizyonun karşısına.
Monroe ve Gable'nin kariyerleri boyunca en iyi performanslarını sahneledikleri film diye yazıyor gazetede. Buna rağmen yayınlandığı dönemde pek ilgi çekmemiş, filmden sonra Gable'in, bir kaç yıl sonra da Monroe'nun ölümü ile efsane haline gelmiş.
Konusuna gelince, 60’larda yeni boşanmış bir kadın olarak Batı Nevada’ya gelen Roslyn ve eski kovboy Gay’in aşkını anlatıyor, tüm doğallığıyla, duygusal karmaşalarıyla.
Sert yapılı Gay ile naif, yumuşacık Roslyn'in aşkı nasıl da güzel. Roslyn nasıl da çocuk saflığında, hatta bir kedi sokulganlığında. Gay nasıl da sert görünüşünden umulmayacak kadar romantik ve açık sözlü. Sevdiğini söylemekten sakınmayan bir kovboy. Aralarında yaş farkı var, ama bir yandan da sanki yok. Öyle yakışıyorlar yani birbirlerine.
Mutlu sonla bitiyor film.
Bütün filmlerin mutlu sonla bitmesini isteyen ben sevinemiyorum bu mutlu sona.
Size tavsiyem, zaten melankolik bir ruh halindeyseniz izlemeyin bu filmi, daha beter olursunuz, benim gibi.
Uyku da tutmaz, oturur gece vakti yazarsınız işte böyle:)

Yorumlar

  1. Günaydın Nurten'im, valla haberim olmadı:((çok uzun yıllar önce yine tvde izlemiştim, hayal meyal hatırlıyorum, senin gibi iki oyuncuyu da çok severim, Marilyn'i daha çok seviyorum galiba çok da üzülürüm aklıma geldikçe o zamansız ölümü:((velhasıl haberim olmadığından izleyemedim...
    sevgilerimle öpüyorum canım..Bücürük de öpüyor:)
    not: unutmadan senin gibi filmlerin mutlu sonla bitmesinden yanayım:))

    YanıtlaSil
  2. Bu tür filmleri pek izlemem. Daha doğrusu filim yerine belgeselleri tercih ederim. Doğaya olan tutkumun bir sonucu olsa gerek. Lakin anlatımınızdan filmin baştan sona gelişimini anlamak zor değil. Güzel bir anlatım çünkü.
    Müjde Hanım'ın söylediği gibi filmlerin mutlu sonla bitmesi her daim gerçekleşsin derim. Meslek yaşamımda ve çalıştığım yerlerdeki kısıtlı olanaklarda film izlemeye pek de zaman ve olanak bulamadık bizler. Bu yönümüzün eksikliğinin farkındayım aslında. İnsan çok yönlü yetiştirmeli kendisini değil mi? Efendim saygı ve selamlarımla.

    YanıtlaSil
  3. Yazmaya bu kadar ara vermeyin bence. Arada sırada bloğunuza girenleri, okuyacak yeni bir kaç cümle arayanları da geri çevirmeyelim:)Her ne kadar işin yoğun olsa, seminerler yoğun olsa da...
    Saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hüseyin bey, bu siteminiz beni çok mutlu etti. Bir yorumunuz vardı epey hafta önce; 'sanki gizli bir el yazmamı engelliyor' demiştiniz. İşte ben de şimdi o durumdayım. Bir garip hal içinde, içimden hiç yazmak gelmeden günlerimi geçiriyorum. Bugün bu yorumunuzu görünce utandım ve hemen girdim bloga. Haklısınız, iş, eğitim, seminer ne kadar yoğun olursa olsun yazmak gerek. Yazılanları okumak gerek. Selâm ve sevgiler.

      Sil
  4. Canım, ne kadar geç kaldım yanıt yazmakta. İnan bloga giremedim kaç gündür. Biraz kişisel sıkıntılar, biraz iş yoğunluğu. Ne kadar özlediğimi tahmin edersin sen. Bak, Hüseyin bey sitem etmiş bugün bana. Çok sevindim, insanın arandığını, özlendiğini öğrenmesi ne güzel. Sırf bunun için girdim bloga bu akşam. Sevgilerimi gönderiyorum sana ve Bücürük'ü de çok öpüyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Önemli değil Nurten'im, ben de zaten son olaylardan ötürü kimselere uğrayamadım...her iki oyuncuyu da çok severim, Marilyn'in hayatı çok acıklı aslında:((bir ara ölümüyle ilgili uzun uzun araştırdım internetteki kaynakları (hepsi yabancı kaynak tabii)üşenmedim okudum, Kennedy ile ilişkisi yüzünden CIa'nın öldürttüğü (sen de mutlaka duymuşsundur bu teoriyi zaten)konusunda hakikaten çok kanıt var, zavallı o adama ilişmese belki hayatta kalacaktı:(((bahtsız güzel kadın...:(((

      Sil
    2. unuttum biz de seni öpüyoruz canım, sevgiler...

      Sil
  5. babam 60 yıllardan kalma pazar günü filmlerini izlemeden sokağa adımını atmayan bir adam bende onun sayesinde pek çok artisti ve şarkıları tanımış oldum ama tabi bu filmi izlemedim
    ve evet gece yarısı uyku tutmadı son durağımsın her zaman
    zevkle okumak yettti..
    iyi geceler ;) öpüyorum..

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar