SİZ BİLİYOR MUSUNUZ?


Kadınlar farklı farklı, tüm insanların kadın erkek ayırt etmeden farklı olduğu gibi.
Ama ben kadınların erkeklerden her zaman daha duyarlı, daha dayanıklı, daha kendine güvenli, daha akıllı olduğuna inanırım. İstisnaların kuralı bozmadığını ekleyerek.
Her türlü güçlüğe göğüs gereriz, zor şartlara uyum sağlamakta, başa çıkmakta üstümüze yoktur. Çocuk doğururuz en başta, daha ne olsun?
Bizi şaşırtan, dengemizi bozan, aklımızı kullanmamıza engel olabilen tek durumumuz vardır, aşk. En mantıklı, en akıllı kadın bile aşık olunca kendini kaybeder, sevdiği adam uğruna yapamayacağı şey yoktur. Hayatını hallaç pamuğu gibi atabilir gerekirse.
Ama ben şimdi bundan söz edecek değilim. Bazı kadınların, hayatlarındaki erkeklerin hayatlarını mahvetmelerine bile bile seyirci kalmalarını düşüneceğim biraz.
Eğitimsiz, işsiz güçsüz, ekonomik açıdan kocasına bağlı kadınlara sözüm olamaz elbet. Sözüm eğitimli, kendi ayakları üzerinde durabilen, iyi bir işi, geliri olan, bir erkeğe ruhen ve madden hiç bir biçimde mecbur olmayan kadınlara.
Yapılan istatistiklerden biliyoruz ki üniversite mezunu kadınlar arasında dayak yiyenlerin oranı azımsanmayacak kadar fazla. Fiziksel şiddet dışında psikolojik şiddet görenlerin oranı da hemen hemen aynı.
Yapacak bir şeyleri yok mu bu kadınların? Kendilerine dayak atan, psikolojik şiddet uygulayan bu adamlardan ayrılacak güçleri yok mu? Hayatla tek başına mücadele edemezler mi? Ederler, tek başına mücadele de ederler, keyfini de sürerler hayatın. Ne gelecek kaygısı ne de toplumsal baskı engeller onları.
Fakat seyrediyorlar olan biteni, izin veriyorlar bu tip erkeklerin hayatlarını cehenneme çevirmesine.
Düşünüyorum, bunun adı aşk olamaz, sevgi olamaz. Aşk uğruna erkek dayağına rıza gösteriyor olamazlar.
Düzeni bozmak korkusu desen, bozulsa ne olur ki, yepyeni bir düzen kuracak güçleri var bu kadınların. Çocuk için diye düşünen olursa baştan karşı çıkarım, böyle bir ortamda büyüyen çocuğun beynen sağlıklı olması beklenebilir mi?
Peki nedir? Nedir bu kadınların hâlâ aynı adamla aynı çatı altında eziyet çekmeye devam etmelerinin nedeni?
Ben düşünmeye devam edeyim, çünkü henüz çıkamadın işin içinden.

Yorumlar

  1. ne kadar çocuk için katlanılmaz diye düşünsekte onlar öyle düşünmüyor eğitimlide olsalar düşünce,kültür farkı, aile baskısı vs neden olabilir ses çıkarmamalarına yada erkeğin hasta yapısından ayrılsa bile rahat vermeyeceği düşüncesi olabilir mi?Medyada bu tarz haberlere çok rastlıyoruz...Eşinden ayrılsa ailesi kendisine destek olacak birini tanıyorum ama nedense bile bile çekıyor o kocayı.insan kendi kendine bu kadar eziyet edermi? ve yazık ki bir erkek çocuğuna sahip o cocuk babasının karakterini şimdiden taşımaya başlamış bu dahada üzücü...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağol Nazan'cığım. Özlemişim yorumlarını. Teşekkür ederim canım. Öptüm.

      Sil
  2. İyi ki hiç aşık olmadım, buna fırsatım, psikolojim durumum (annemden ötürü)olmadı, aşık olmak istemedim , iyi ki de istememişim...başıma iş almadım:)gelelim dayak yiyenlere bu psikolojik bir bozukluk biliyorsun Nurten'im adına da 'Stockholm sendromü' diyorlar, bizim milletin %30'unda filan mevcut:)hani filmlerde vardır adam kırbaçlanır zevk alır, dayak yer zevk alır, sapıklık!!!O tür kadınlara ve erkeklere acımaya gerek yok zaten zevk alıyorlar:)))ama eğer böyle sapıklık, kendine eziyetten zevk alma durumu değilse büyük çaresizlik:( onlara acıyorum, üzülüyorum düşünüyorum benim başıma gelse kesin katil olurdum..yatar, çıkarım 15 sene 20 sene ama intikamımı da alırdım..hatta yakalanmayacağımı bilsem karılarını döven adamları hani filmlerdeki 'adaleti sağlayan' adamlar gibi tek tek peşlerine düşüp gebertmek hoşuma giderdi..gördüğün gibi sadist bir blog arkadaşın var:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)))))
      Oooooo, o derece yani. İçeride yatar çıkarım, umurumda olmaz diyorsun.
      Hayatım sadist de olsan gene seni severim ben. Sanal da olsa böyle dobra, dürüst arkadaşı nerede bulurum ben?
      Evet, dediğin gibi psikolojik bir bozukluk bu. Başka nasıl açıklanır ki?
      Canım, öpüyorum seni.

      Sil
    2. sadistim ama sadistliğim sadece sadistlere yönelik:))))sağol canım çok teşekkürler ben de öptümmmm:)

      Sil
  3. Nurtenciğim, yazının her cümlesine aynen katılıyorum...Yazın; "Borcun iyisi ver kurtul, derdin iyisi öl kurtul" sözünü hatırlattı.Evlenmek nasıl olağan bir durumsa, boşanmak ta aynı şekilde doğal.. Öncelikle bunu kabul etmek lazım. Kaldı ki, insan dünyaya bir defa geliyor en güzel şekilde yaşamak herkesin hakkı. Kimsenin bu hakkı elinden almaya hakkı yok..her ne kadar ekonomik özgürlüğü elinde bulundursa da, eğer öz güveni yoksa bir insanın ayrılmak için kolay karar veremeyecektir. Diğer taraftan şiddet uygulayan da bana göre aynı sıkıntı kaynaklı güven eksikliği, acizlik, güç gösterisi..Nurtenciğim emeğine sağlık içimizi acıtan toplumsal bir yara seçtiğin konu.Gönlünce mutlu bir hafta sonu diliyorum. Öptüm canım. Sevgilermle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Asıl, şiddet uygulayanda tabi özgüven eksikliği. O kadar aciz ki gücünü ancak kaba kuvvetle göstermeye çalışıyor.
      Hanife'ciğim, sana da güzel bir hafta sonu olsun. Öpüyorum canım.

      Sil
  4. Ablacığım sıkılmazsan , bloğumda bulunan gölgede açan çiçeklerin bir kısmını okurmusun ? nedenini o zaman daha iyi anlayacaksın.

    anneciğimede şunu söyleyeyim galiba kızında psikopat, bende günah ve yasak olmasa bir kaç kişiyi kesin temizlerdim:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Temizlik iyidir, gereklidir güzel kızım:)))ah şöyle süper güçleri olan biri olsaydım Kill Bill filmindeki gelin gibi yeminle öldürülecekler listesi yapardım, listenin başında 10 tane o.ç siyasi var...Alla'm beni süpermen gibi, Batman gibi yapsın ama yapmıyor ne diim:)))

      Sil
    2. Sevgili Siyakuğu, ilk fırsatta okuyacağım yazını, şu sıra okuma değil, yazma modundayım, değişir değişmez okuyacağımdan emin olabilirsin.
      Sağol canım, öpüyorum.

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar