ZAMAN HER ŞEYİN İLACI

İstanbul Barosu korosunun konseri vardı bu akşam. Kadıköy Belediyesi KOZZY Alışveriş ve Kültür Merkezi'nde.
Dostum Hatice hanımın avukat arkadaşı da bu koroda olduğu için davet edildik. Geçen yıl da gitmiştim, bahar konseriydi ve çok haz almıştım.
Bu kez Sonbahar konseriydi ve benim ruh halim hiç bu konsere uygun değildi. Hatır kıramadığım için gittim. Genellikle istemeden gittiğim yerlerden keyifle dönerim ve şaşırırım, bu kez öyle olmadı. İçimdeki bulutlar hiç dağılmadı. İki saat boyunca bir robot gibi izledim konseri. Hatice hanım beni böyle görünce bulutları dağıtmak için elinden geleni yaptı, ama yok, işe yaramadı.
Tatyos Efendi, Dede Efendi, Münir Nurettin Selçuk, Sadettin Kaynak hiç hitabetmedi bana bu akşam.
İkinci bölümde daha hareketli şarkılar vardı, hatta konser sonundaki biste Atatürk'ün sevdiği çok bilinen şarkılara ve harmandalına yer verildi, salon alkıştan yıkıldı, benim içimdeki duvar yıkılmadı.
Olmuyor işte, olmayınca olmuyor. Demek ki gerçekten iyi değilmişim. Demek ki gerçekten çok kırgın ve üzgünmüşüm. Bu kadar kırıldığımı ve üzüldüğümü sanmıyordum, bu kadar yüklü bulutlar taşıdığımı bilmiyordum.
Hayat insanların karşısına neler çıkarıyor, nasıl insanlarla karşılaştırıyor, bunu daha önceden bilmene imkan yok. Ve sen istemeden onların seviyesine iniveriyorsun, kışkırtmalara karşı koyamıyorsun, kaybedecek bir şeyin kalmadığı için dilinin ucuna ne gelirse söylüyorsun. Bir oyun oynanıyor, sen bu oyuna alet olmak istemiyorsun, bir de bakıyorsun oyunun içindesin. Sonra gelsin pişmanlık, hayal kırıklığı ve öfke. Öfke çok güçlü bir duygu, insana istemediği şeyleri yaptırıyor. Öfkeyi kontrol edebilmek gerek, biliyorum. Ama içinde bulunduğum ortamda bunu yapmak çok zor. Seviyesizlik diz boyu, aynı dili konuşmadığın insanlarla iş yapıyorsun. Bitmesi gerek, bir yolunu bulup bitirmek gerek.
Ben ki istesem yapamayacağım hiç bir şey olmayan insanım, elbet bunu da başaracağım, zarar ziyana uğramadan bitirmeyi başaracağım.
Da, zamana ihtiyacım var.
Zaman her şeyin ilacıymış ya, göreceğiz.

Yorumlar

  1. Apartman komşuluklarında ve özellikle apartman toplantılarında yaşadığım duyguyu aynen anlatmışsın Nurten'im...sen güçlüsün Nurten'im kendini bırakma, beş para etmez kişiler yüzünden yıpranma ne olur. Ben de bu tür kişiler yüzünden çok öfkeleniyorum ama evet zaman iyi geliyor. Bir de şunu hep aklında tut bildiğin bir sözdür zaten..."Sen doğru dur, eğri belasını bulur"..
    sevgilerimle öptük canım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu da zamana bağlı malesef.
      Sen doğru dur, bekle gör, eğri belasını bulsun.
      Bulacak elbet.
      Ben de öptüm canım ikinizi de.

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar