KIZ ÇOCUKLARINDA BABA SEVGİSİ EKSİKLİĞİ

Baba sevgisi ve ilgisi bir çocuk için anne sevgisi kadar önemlidir. Özellikle kız çocuklarında.
Eskiden baba sevgisinin önemi üzerinde pek durulmuyordu, şimdi eni konu bilimsel araştırmalar yapılıyor, sonuçlar çıkarılıyor. Bir dönem gittiğim psikoloğumla da konuşmuştuk bunu.
Bugün İnayet hocam geldi ziyarete, her zaman olduğu gibi uzmanlık alanı olan psikoloji hakkında sohbet ettik. "Her insanın sevgiye ve ilgiye ihtiyacı vardır" dedi. Kendinden örnekler verdi, orta okuldan itibaren yatılı okullarda okuduğu, her duruma uyum sağlayabildiği, yalnızlığa çok alışık olduğu halde kendisinin bile zaman zaman sevgi ve ilgi açlığı hisettiğini söyledi.
"Sevgi motivasyondur, itici güçtür." dedi.
Sonra çocukluktaki bir takım eksikliklerin ileri yaşta, insan üzerindeki etkilerini anlattı. En çok, kadınlardaki baba sevgisi eksikliği üzerinde durdu. İlgimi çeken bir konuydu, çünkü ben de baba sevgisi görmedim. Babam çok iyi bir insandır, bırakın bir fiske vurmayı tek bir azar bile işitmemişimdir ondan. Buna rağmen hem çok sever hem de çekinirdim çocukluk ve genç kızlığımda. Annem otoriterdi, babama bırakmadı hiç bir şeyi, bizim yetiştirilmemiz, eğitimimiz, görgümüz, bilgimiz hep onun istekleri doğrultusunda gerçekleşti. Babamı pasif bıraktı annem, babam da sanırım bunu kabullendi, biraz da kolayına kaçtı işin, sorumluluktan kaçtı. Ama sevgisini gösterebilirdi, sarılıp öpüp okşayabilirdi, yapmadı, yapamadı belki. Yetmişini geçtikten sonra ancak ağzından "Kızım" sözcüğü çıkabildi. Bu sözcüğü her duyuşumda babamın sevgisini, geç kalmışlığını ve belki de pişmanlığını hissediyorum sesinde.
Araştırmalar diyor ki: Baba sevgisi eksik kalmış kız çocukları yetişkin olduklarında endişeli, güvensiz ve üçüncü kişilere karşı saldırgan tutum sergileyebiliyorlar. En önemlisi, hayatlarına soktukları erkekler konusunda çok büyük hatalar yapabiliyor ve ikili ilişkilerde çok ciddi bağlanma sorunları yaşayabiliyorlar.
İnayet hocamı dinlerken de, yazımı yazmadan önce bu konuyla ilgili araştırma yaparken de kendimi düşündüm. Endişe taşıdığım zamanlar oldu, her insan kadar, kendime güvenim de yüksek. Saldırganlık durumuna gelince, sakin yapıma rağmen haksızlık söz konusu olduğunda çileden çıkabiliyorum. Her insan kadar.
Ama erkekler konusunda tam tamına araştırma sonuçlarına uyduğum söylenebilir. Hep yanlış erkekleri seçtiğim doğrudur. Dolayısıyla çok üzüldüm, acı çektim.
Ama bir de şöyle bir şey var; insanlar kendilerinde eksik olan tarafları taşıyan karşı cinsi sokuyorlar hayatlarına. Kendi kötüyse iyi, dağınıksa düzenli, dürüstse yalancı, sakinse şirret birini kolaylıkla hayatlarına buyur edebiliyorlar. Kendi gibi birini istemiyorlar yani.
Bilmiyorum ki,
Bu böyle gelmiş böyle mi gidecek, gitmeyip değişecek mi? Değişebilir mi? Değiştirmek benim gücümü kullanmama mı bağlı?
Bilmiyorum, hayat işte...

Yorumlar

Popüler Yayınlar