PİŞMANLIK OLMASIN DAHA


Ah şu cumartesi akşamları!
Kadıköy dolmuşunda Haydarpaşa Köprüsü'nün üzerinden geçmek...
Bütün gün çalışmışsın, haftanın yorgunluğu da üzerinde. Birazdan arkadaşınla buluşup bu yorgunluğu atacak olmanın coşkusu var içinde. 

Her seferinde aynı şey, seyahat! Uzaklara, çok uzaklara gitmek. Gardan köprünün altına dek uzanan trenleri görür görmez birine atlayıp gitme isteği. Kendime verdiğim, en kısa zamanda yapmalıyım emri. 
Neyse, köprüyü geçer geçmez unutup akşamın güzelliğine adıyorum kendimi. 
Bu kez her zamanki yer değil, değişiklik olsun dedik; Kadıköy'ün sıra sıra lokantalarının uzandığı sokak adresimiz. Üç saat boyunca sohbet. Önce haftanın kritiği, sonra ülkenin siyasi gündemi, batısıyla doğusu arasındaki uçurum, yoksulluk, yoksunluk. Gittikçe artan yozlaşma, dünyadan haberli azınlık ve dünyadan bihaber çoğunluk. Arkadaşıyla yemek yerken cep telefonunun kamerasından pür makyaj yüzünü seyreden genç kız. Az ilerimizde, çıplak ayakları soğuk taşta, mendil satmaya çalışan yüzü kir pas içindeki çocuk. 
Sonra yeni yıl, elli yaşım! Şimdiki aklımla neler yapardımlar. Bundan sonra ne yapacağımlar. 
Sohbetin tadına doyamadan kalkış, Ne güzel akşamdı, iyi ki varsınlar. Eve dönüş.

Hadi bakalım, biraz facebook, ne olup bitmiş, kim ne yemiş ne içmiş, nereye gitmiş? 

Aman Allah'ım, Salih abi ölmüş!
Nasıl olur? Hastaneden çıkmıştı, iyi haberlerini paylaşıyorlardı.
Yüz yüze görüşecektik, yeni projeler üretecektik. Telefondaki sesi hâlâ kulağımda. 
Pişmanlık! 
İşi gücü bırakıp neden gitmedim ki ziyaretine? Ben değil miydim daha üç ay önce her şeyin başı sağlık, sonra iş, diyen? 
Çok üzgünüm. Akşam, arkadaşıma, hayatımda ne çok insan var, iyi mi kötü mü bilmiyorum demiştim. Bir yandan da birer birer eksiliyor son bir kaç yıldır. Kim bilir daha kimleri yitireceğim yıllar yıllara eklendikçe? 
Salih abi! 
İlginç, bana bey deme, abi de, derdi hep. Diyemedim, şimdi ölümünün ardından abi sözü çıkıyor dudaklarımdan. 
Üsküdarlıları bir araya getirmek için çok çaba harcadı, ÜSKÜDAR SEVDALILARI VE ÜSKÜDAR AŞKI gruplarını kurdu. Tam bir Üsküdar aşığıydı. O kadar alıştım ki her gün sayfamda onun sevgi dolu paylaşımlarını görmeye. 
Artık o da yok; mekanı cennet olsun, nur içinde yatsın.

Hep Hayat Güzel diyorum, böyle yaşıyorum. Ama bir yandan da Hayat Boş! Hayat Kısa!

Yorumlar

  1. Başın sağolsun Nurten'im:( mekanı cennet olsun, ben de Çiçekçi facebook grubuna üyeyim, ta 95 yılında ayrıldığım mahallemi görmek, fotoğraflarına bakmak nasıl mutlu ediyor insanı..demek o da Üsküdar için böyle bir sayfa açmış, ne iyi etmiş, mekanı cennet olsun tekrar evet hayat bu işte:(((

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar