TAŞ BİNANIN ÇAMLARI

Bir hastane deneyimi daha geçirdik çok şükür. Haydarpaşa Numune bizim hastanemiz oldu çıktı. Allah bir daha göstermesin, düşmeyelim oraya da, hani derler ya eksikliğini de göstermesin.



Salıdan perşembeye üç gün arşınladım yine koridorlarını.
İnsanın hastane ile ilgili güzel anıları da olabiliyor. Çam ağaçlarının altındaki banklarda oturup kahve içmeyi özlemişim. Sabahın körü de olsa, gecenin yarısı da.
Tam iki yıl önce böbrek taşı ameliyatı geçirdiğim hastanenin eski taş binasının bahçesindeki çamlar bana neler söyledi neler.
İyi ki yalnızdım. ne yardımcım ne de ziyaretçim vardı ve ben kendimle kaldım. Bol bol düşündüm, hatırladım güldüm, hatırladım üzüldüm.
Çok yoruldum, öyle böyle değil eni konu yoruldum, ama üf demedim. Mutluydum, oğluma refakat ederken onun gözlerinde gördüğüm teşekkürle dünyayı kaldırabilirdim.
İki yıl ne çabuk geçmiş, insan hiç anlamıyor ne kadar ilginç. Aynı hastaneye gelip çamların söylediklerini dinleyince "Vay be!" oluyorsun. Yoksa otur hesap yap birisi sorduğunda, on beş eylüldü ama hangi on beş eylül?
Hayat böyle böyle tükenip gidiyor işte. Çok uzun bir gelecek sandığın gelecek pat diye gelip kurulacak önümüze bir gün. Ne kadar yaşayacağımız bir bilinmeyen. Bilinense, sağlığın bozulduğunda yaşayacağın zamanın azalacağı. Hadi diyelim yaşadın uzun uzun, ama kalitesi eskisi gibi mi olacak?
Bizim serviste hayati tehlikesi olan hastalar yoktu. Hele bizim koğuşta (!) hemen her erkek kişi, oğlum gibi kıl dönmesinden muzdarip ameliyatını bekliyordu. Tam ameliyat günü servisin asansörleri bozulunca ve ameliyat sonrası üçüncü kata çıkılamayacağı için ameliyathaneye yakın olan Gastroenteroloji servisinde oda ayarladılar bize. Biz şanslıydık, iki kişilik odada tek kaldık. Ama serviste mide kanserliler, kocaman şişmiş karnından her gün su aldırmak zorunda olan sirozlu hastalar vardı.  Her siroz hastası gördüğümde bir yengemi bir de arkadaşımın babasını hatırlarım. Yok çaresi, kaçınılmaz sona gittiklerini bilerek yaşıyorlar. Allah hepsine şifa versin, çok zor durumları.
Biz çabuk çıktık, ameliyattan bir gün sonra tüm kontrollerimiz iyi çıkınca oğlumun kuyruk sokumunda bir direnle taburcu edildik. Pazara kadar pansuman bende, pazar günü inşallah hem diren çıkacak hem de pansuman bitecek.
Çamları bir kez daha ziyaret edeceğim yani.

Yorumlar

  1. "Hayat böyle böyle tükenip gidiyor işte. Çok uzun bir gelecek sandığın gelecek pat diye gelip kurulacak önümüze bir gün. Ne kadar yaşayacağımız bir bilinmeyen. Bilinense, sağlığın bozulduğunda yaşayacağın zamanın azalacağı. Hadi diyelim yaşadın uzun uzun, ama kalitesi eskisi gibi mi olacak?"
    Tek kelime ile kapatılıyorum.
    Oğlunuza geçmiş olsun bu arada. Ufak bir ameliyat ile kıl dönmesi sorunu hallediliyor...
    Sağlığınıza kavuşmanız dileğiyle..
    O sağlık sorunları var ya o...
    Yıllardır benim en büyük sıkıntım...
    Saygılar sağlıklı günler dileğiyle..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hocam dileğim inşallah sağlığınızın düzelmesi. Bütün samimiyetimle.
      Sağolun, evet ufak bir ameliyat ama, bizimki biraz büyüktü galiba 10 dikiş atıldı. Sıkıntılı biraz oturamadığı için.
      Her şey gibi bu da geçecek. O da öğreniyor sağlığın ne kadar değerli olduğunu.
      Sevgi ve saygıyla hocam.

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar