SADECE 2 KADEH
Merhaba,
Alkollü iken burada yazmak adetim değildir. Fakat bugün yazmak geldi içimden.
2 kadeh, sadece 2 kadeh şarap beni kopardı dünyadan. Bu da kanlı ay tutulmasının marifeti diyelim geçelim.
Güzel şişman kadın Gülnaz'ın hikayelerini dinledik bugün. Hatice ablamla. Hem hüzünlendik hem neşelendik. Gülnaz Türkmen kızı. Hatice ablamın oğlunun yanında çalışıyor, tabi ki yasal çalışma izniyle. İki tane çocuğu var Türkmenistan'da, annesinin yanında kalıyorlar. Senede bir kez gidebiliyor yanlarına. Öpüp kokluyor onları, zor ayrılıyor yanlarından. Kocası ölmüş yıllar önce. Türkmenistan'da koca ölünce erkek tarafı istemezmiş gelini, terk edermiş. Ne acı! Miras da vermezlermiş. Gülnaz burada çalışıp kazandığı para ile orada ev aldı. Tutumlu, hesap kitabı iyi yapar. Çok şişman, ama bir o kadar da güzel ve kendiyle barışık. Azeri bir sevgilisi var burada. Haftada iki gün, yani izin günlerinde buluşuyorlar kiralık evlerinde. Adam evlenmek istiyormuş, bir de iyiymiş ki. Evin kirasını, faturalarını falan hep o ödüyormuş. Bunun neresi iyilik demeyin, çünkü genelde Türk erkekleri bu kadınların parasını yeme derdinde. Zavallı kadınlar kazandıklarını bu adamlara yediriyor. Gülnaz onlardan değil. Rüya görmüş dün akşam, sevgilisi değil de başka bir erkekle berabermiş. "Aman Allah'ım!" dedi, çok heyecanlıymış. Zaten 4 sene olmuş, "Bıraksam mı bu adamı?" dedi. Güldü, şaka yapıyormuş. Evlenmek istiyorsa evlen dedim. Kolay değil bu devirde böyle adam bulmak. Çoğu manken gibi zayıf kadın istiyor sanki kendileri öyleymiş gibi. Zaten Türk vatandaşlığı hakkını da kazandı, getirir çocuklarını yaşar burada mutlu mesut.
Teras'a çıktık bir süre sonra, kanlı ay tutulmasını izleyelim diye. fakat ayın bizim oralara uğramasına daha zaman olduğunu anladık ve şarapla sohbeti sürdürdük. Normalde 2 kadeh şarapla da bu kadar çakırkeyif olmam, ama demek içimden gelmiş, istemişim. Öyle mutluyum ki, hayat öyle güzel geliyor ki. Sanki dünyada dert tasa yok olmuş.
Oysa öyle çok dert var ki, öyle dertli insan var ki...
Şükür, çok şükür.
Hamdolsun yaradana.
Biliyor musunuz ben kendimi alkol aldıktan sonra Allah'a daha yakın hissediyorum. Bir dostum söylerdi bunu, haklıymış. En şükrettiğim, en hamdettiğim zamanlar alkollü olduğum zamanlar.
Alkol dediğin de en fazla 2 kadeh gerçekten.
Fazlasını içmem, içemiyorum. Gerek yok zaten. Dağıtmanın hiç alemi yok.
İyi akşamlar, mutlu hafta sonları...
,Alkollü iken burada yazmak adetim değildir. Fakat bugün yazmak geldi içimden.
2 kadeh, sadece 2 kadeh şarap beni kopardı dünyadan. Bu da kanlı ay tutulmasının marifeti diyelim geçelim.
Güzel şişman kadın Gülnaz'ın hikayelerini dinledik bugün. Hatice ablamla. Hem hüzünlendik hem neşelendik. Gülnaz Türkmen kızı. Hatice ablamın oğlunun yanında çalışıyor, tabi ki yasal çalışma izniyle. İki tane çocuğu var Türkmenistan'da, annesinin yanında kalıyorlar. Senede bir kez gidebiliyor yanlarına. Öpüp kokluyor onları, zor ayrılıyor yanlarından. Kocası ölmüş yıllar önce. Türkmenistan'da koca ölünce erkek tarafı istemezmiş gelini, terk edermiş. Ne acı! Miras da vermezlermiş. Gülnaz burada çalışıp kazandığı para ile orada ev aldı. Tutumlu, hesap kitabı iyi yapar. Çok şişman, ama bir o kadar da güzel ve kendiyle barışık. Azeri bir sevgilisi var burada. Haftada iki gün, yani izin günlerinde buluşuyorlar kiralık evlerinde. Adam evlenmek istiyormuş, bir de iyiymiş ki. Evin kirasını, faturalarını falan hep o ödüyormuş. Bunun neresi iyilik demeyin, çünkü genelde Türk erkekleri bu kadınların parasını yeme derdinde. Zavallı kadınlar kazandıklarını bu adamlara yediriyor. Gülnaz onlardan değil. Rüya görmüş dün akşam, sevgilisi değil de başka bir erkekle berabermiş. "Aman Allah'ım!" dedi, çok heyecanlıymış. Zaten 4 sene olmuş, "Bıraksam mı bu adamı?" dedi. Güldü, şaka yapıyormuş. Evlenmek istiyorsa evlen dedim. Kolay değil bu devirde böyle adam bulmak. Çoğu manken gibi zayıf kadın istiyor sanki kendileri öyleymiş gibi. Zaten Türk vatandaşlığı hakkını da kazandı, getirir çocuklarını yaşar burada mutlu mesut.
Teras'a çıktık bir süre sonra, kanlı ay tutulmasını izleyelim diye. fakat ayın bizim oralara uğramasına daha zaman olduğunu anladık ve şarapla sohbeti sürdürdük. Normalde 2 kadeh şarapla da bu kadar çakırkeyif olmam, ama demek içimden gelmiş, istemişim. Öyle mutluyum ki, hayat öyle güzel geliyor ki. Sanki dünyada dert tasa yok olmuş.
Oysa öyle çok dert var ki, öyle dertli insan var ki...
Şükür, çok şükür.
Hamdolsun yaradana.
Biliyor musunuz ben kendimi alkol aldıktan sonra Allah'a daha yakın hissediyorum. Bir dostum söylerdi bunu, haklıymış. En şükrettiğim, en hamdettiğim zamanlar alkollü olduğum zamanlar.
Alkol dediğin de en fazla 2 kadeh gerçekten.
Fazlasını içmem, içemiyorum. Gerek yok zaten. Dağıtmanın hiç alemi yok.
İyi akşamlar, mutlu hafta sonları...
Yorumlar
Yorum Gönder